Fransa'nın Grasse kentinde her yıl düzenlenen TransMediteranne (TransAkdeniz) Fesitivali, bu sene kadın mücadelesine adandı. Festivalde, YPJ savaşçılarının fotoğrafları sergilenirken, Êzîdî kadınlarının mücadelesi de anlatıldı.
Grasse Kongre Sarayı'nda yapılan 28. TransMediteranne (TransAkdeniz) Fesitivali'nde, pek çok kez Kobanê ve Rojava'ya giden, Humaite gazetesinin savaş muhabiri Pierre Barbancey, görüntülediği YPJ savaşçılarının fotoğraflarını tanıttı.

BORAN: EZİDİ KADINLAR KATAR VE ARABİSTAN'A SATILDI!

Festival kapsamında düzenlenen seminerde ilk sözü, Êzîdî Kadınları Meclisi Temsilcisi Leyla Boran aldı. Boran, konuşmasına Paris'te katledilen Kürt devrimciler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'i anarak başladı. 3 Agustos 2014'te Êzîdî halkına yönelik 74. soykırımın başladığını belirten Boran, "Irak hükümeti kenti korumasız bıraktı, 3 Ağustos saldısırısyla, KDP peşmergeleri de gelen talimat ile geri çekildi ve Êzîdî halkı soykırım ve kadın kırımıyla baş başa bırakıldı" dedi.
Boran, esir alınan Êzîdîlerin belirli yaştaki erkeklerinin öldürüldüğünü ve kadınların da bazı kriterlere göre ayrıştırılıp, pazarlarda satıldığını dile getirdi. Boran, "Bazı kadınlar ta Katar ve Suudi Arabistan'a kadar satıldı. 9-11 yaşındaki kız çocukları tecavüze uğradı, hamile kaldı" diyerek, kadın kırımını anlatan örnekler verdi. 

'ABD UÇAKLARI DEĞİL, KADIN SAVAŞÇILAR KURTARDI...'

Boran, şöyle konuştu: "Şengal Dağı'na sığınan ve suzukluktan ölmeye başlayan yüzbinlerce Êzîdînin yardımına dünyanın en büyük ordusu, uçakları olan ABD değil, elerinde hafif silahları olan PKK, YJA Star, YPG/YPJ koştu. ABD bile Şengal'e müdahele etmeye korkarken, kadın savaşçılar koştu yardıma ve bugün bir çok Êzîdî kadın için bu yardıma gelen kadınlar bir örnektir. Êzîdîlerin, yeni soykırımlardan kendini korumak için öz gücüne, öz savunmasına ve öz yönetimine ihtiyacı var. Êzîdî Rojava'yı örnek aldılar, YPŞ ve YPŞ Şengal'i kurdular. Tarihleri boyunca ilk kez kadın örgütlenmesine gittiler."

KDP, PKK düşüncelerinin yayılmasını önlemek içim Erdoğan ile anlaştı

BARBACEY: KARANLIKTA BİR IŞIK

Fransa'nın en iyi savaş muhabirlerinden biri olarak tanınan Pierre Barbacey, Rojava ve Güney Kürdistan ziyaretini anlattı. Barbacey, "Kobanê'de YPG/YPJ savaşcıları aynı zamanda adına demokratik özerklik dedikleri, kadın ve erkeklerin eşit olduğu, birçok etnisite ve inancın bir arada yaşayabildiği siyasal, sosyal bir ideali savunmak için direndi. Rojava modeli karanlıkta bir ışık" ifadelerini kullandı.
Kobanê işgali esnasında kurşunların sesi eşliğinde kente kaçak geçtiklerini anlatan Barbancey, "Halbuki IŞİD, Türk ordusunun izniyle serbestçe sınırı kulanıyordu, Kobane'nin üç tarafı IŞİD, 4. tarafı da Türk devleti tarafından çevriliydi" dedi.

'KDP VE TÜRK DEVLETİ ORTAK HAREKET EDİYOR'

Barbancey, "Cephedeki kadın savaşçıların ölüme nasıl gülümsediklerine şahit oldum" diyerek, PKK'nin geliştirdiği bu siyasi modele karşı KDP ve Türk devletinin ortak hareket etiğini de vurguladı.
Barbancey, Ortadoğu'da kadın özgürlüğünün öncülüğünü Kürt kadınlarının yaptığını söyledi ve herkesi bu mücadele ile dayanışmaya çağırdı.

GARUT: MAFYANIN PANZEHİRİ KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Seminere katılan, mafya karşıtı çalışmalarıyla bilinen İtalyan Profesör Jole Garut ise şunları belirtti: "Mafya siyasete, siyasetçilere uzanır, etkisi altına almaya çalışır. Mafya toplumdaki özgürlük ve demokrasiyi çökertir; cinsiyetçilik ile toplumu içten çürütür. Mafyanın panzehiri özgürlük, demokrasi ve kadın özgürlüğüdür."

MEKBEL: UNUTURSAK TEKRAR YAŞANIR!

Cezayir asıllı Nazim Mekbel ise radikal İslamcılığın topluma ve kadınlara verdiği zazarı anlattı. Babası 1994 yılında faili meçhul bir cinayete uğrayan Mekbel, Cezayir'de radikal İslamcı ve devlet arasındaki savaşta 200 bin kişinin öldürüldüğünü, ama bu kişilerin devlet tarafından unutulmak istendiğini dile getirdi. Savaş kurbanlarının unutulmasının tehlikeli olduğunu dile getiren Mekbel, "Hafıza silinirse aynı yanlışlar tekrar yaşanır" dedi ve bunun için Ajuad Derneği'ni kurduklarını söyledi.
Seminer, dayanışma yemğiyle son buldu.