Amed Tiyatro Festivali direnişte: Her koşulda sanatçıyız!

Amed Tiyatro Festivali’nin 5’incisi tüm baskı ve tasfiye politikalarına rağmen kolektif bir ruh ile devam ediyor.

Kürtçe tiyatronun önemli alanlarından biri olan ve Amed Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ardından tiyatro oyuncularının işten çıkarılmasıyla fiilen kapatılan 27 yıllık Amed Şehir Tiyatrosu, tüm imkansızlıklara rağmen bir araya gelerek açtıkları yeni mekanda kolektif bir ruh ile çalışmalarını sürdürüyor.

Kendi deyimleriyle sanatın ruhuna aykırı maddiyattan uzak, yeni mekanlarında küçük bir salon kuran ve kolektif ruh ile çalışmalarını sürdüren Amed Şehir Tiyatrosu, 5. Amed Tiyatro Festivali’nin de organizasyonunu yapıyor.

“Nebe temaşeker, heke min ji bîr kir bîne bîra min” sloganıyla 11 Mayıs’ta başlayan festival, Batman, Van, İstanbul, İzmir, Urmiye gibi kentlerden gelen tiyatro gruplarının 16 farklı oyunuyla 21 Mayıs’a kadar sürecek.

'HER KOŞULDA SANATÇI OLMALIYIZ'

Festival Hazırlık Komitesi üyelerinden Berfin Emektar, daha önce belediye bünyesinde gerçekleştirdikleri 4 festivalin ardından ilk kez özel olarak bir festival gerçekleştirdiklerini belirtti. Emektar, “Diyarbakır gibi bir kent asla sanatsız, tiyatrosuz, kültürsüz kalmayacak. Bize bunu yaşatmak istiyorlar ama asla bunu başarmalarına izin vermeyeceğiz. Kürt sanatına, kültürüne, edebiyatına, tiyatrosuna sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sanatçılık düzenli alınan maaş ya da kadrolarla yapılmaz. Sanatçıysan her yerde, her koşulda sanatçısındır ve görevini yerine getirirsin. Şu anda yapılan budur. Biz işimizi yapıyoruz ve nerede yaptığımızın bir önemi yok” dedi.

DAYANIŞMA FESTİVALİ

Festivalin bir dayanışma festivali olduğunu ve kendileri için çok büyük anlamı olduğunu ifade eden Emektar, şöyle devam etti:

“Alternatif, bağımsız ve dayanışma içerisinde yaptığımız bir festival. Aslında önceki 4 festival için de bunu konuşuyorduk. Daha alternatif olması gerekiyordu, daha çok dayanışma içerisinde olması gerekiyordu ama bunu bugün pratikte gerçekleştirebiliyoruz.

Bu festivalin sahibi bu kentte yaşayan, bu festivale gerek bileti, gerek aldığı suyu ile katkı sunan herkestir. Bu aslında sanatın özünde olan, sanatta maddi değerin konuşulmadığı bir festival. Aslında alternatif festival hep tartıştığımız yapmak istediğimiz bir şeydi. Olanaklar ile yapamadık ama olanaksız yapabileceğiz gibi."

İmkansızlıklar nedeniyle festivali ancak açabildikleri salonlarda gerçekleştirdiklerini ifade eden Emektar, en büyük isteklerinin sokakta sanat yapmak olduğunu söyledi. Birçok izleyicinin salonda yer olmadığı için dışarıda kaldığı bilgisi veren Emektar, “Dışarıda kalanlar da dışarıda kaldıkları için üzülmekten çok gösterilen ilgi ve sahiplenmeye seviniyorlar. Daha iyi koşullarda festival yapmayı gönül isterdi ama imkanlarımız bu kadarına yetti. İmkanımız yok diye festivalin içeriğini, niteliğinden ödün vermeye hiç gitmedik. Festivali kısaltalım, daraltalım kısa ya da az oyun getirelim gibi bir şeye kesinlikle gitmedik” şeklinde konuştu.

'UNUTURSAM HATIRLAT!'

Emektar, festivalin sloganı olan “Seyirci kalma, unutursam hatırlat” ile yaşadıklarını anlatmaya çalıştıklarını belirtirken, şunları da kaydetti:

"Biz aslında tiyatro yapıyoruz ve seyirciye ihtiyacımız var ama biz tiyatrodaki tüm kavramların yeniden tartışılması ve değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İroni ile bir şeyler anlatmak istedik. Biz hayatımızın her alanında seyirci kalmamamız gerektiğine inanıyoruz. Bu slogan ile de bizi izlemeye gelenlere de bir sorumluluk yüklemeye çalışıyoruz. Yaklaşık 2 yıldır Kürdistan’da yaşanan bir süreç var. Toplumsal bir hafızaya ihtiyaç duyulduğuna inanıyoruz. Hepimiz insanız, unutabiliriz ama bunu birilerinin de hatırlatması gerekir. Hatırlatmak derken kaba bir hatırlatmaktan bahsetmiyoruz. Bu sürecin edebi, sanatsal, kültürel anlamda anlatılmasından bahsediyoruz. Seyirciye de bir sorumluluk yüklüyoruz. Biz bunun bilincindeyiz ama sen de bunu izlemek ile yetinmemelisin, takipçisi olmalısın.”

BÛN AN JI NEBÛN İLE BAŞLADI

Festivali Hitler döneminde bir tiyatronun başına gelenlerin anlatıldığı Bûn An Jî Nebûn oyunuyla açtıklarını belirten Emektar, bunun nedenine ise şöyle değindi: "Aslında bizim sürecimizi anlatan bir oyun. Bizi bu oyundan daha iyi anlatan bir oyun yoktu. Bir yandan da yaşadığımız sürecin bir manifestosudur. Ayrıca bütün arkadaşlarımızın bir şekilde rol aldığı bir oyundu bu anlamda festivale bu oyun ile başlamak istedik.”

Berfin Emektar, festivaldeki tüm katılımcıların bir şekilde süreçten nasibini alan kişiler olduğunu ve bu yüzden de festivale “Direnenlerin bir aradalığı” denilebileceğini vurgulayarak, “Bu halk da son 2 yıldır çok ciddi sorunlar yaşadı ve neredeyse hiç sanatsal etkinlik yapılamadı. Amed halkına tüm trajedilere, olağanüstü süreçlere rağmen burada olduğumuzu ve sanat yaptığımızı belirtmek istiyoruz. Kendilerini bekliyoruz” dedi.