Kürdistan’sız ‘Yol’ ne kadar Yılmaz Güney’indir?

Cannes'ta yeniden gösterilen Yol filminde Yılmaz Güney tarafından kullanılan Kürdistan yazısının da yeni versiyonda çıkartılmasıysa oldukça şaşırtıcı ve kuşkulu.

“Sürü filmi aslında Kürt halkının tarihidir. Ama filmde Kürt dilini bile kullanamadım. Kürtçeyi kullansaydık filmde rol alan herkes cezaevine gönderilirdi. Yol ise Avrupa’da seslendirilmiş olsa bile Kürtçe yapmayı başaramadım.” Bu sözlerin sahibi Yılmaz Güney. 1983 yılında Fransız Gazeteci Chris Kutscher’a verdiği bir röportajda, bunlara vurgu yapıyor.

Güney, Avrupa’da kurgusunu yaptığı “Yol” filmini motiflerle Kürtçe yapmaya çabaladı. Özellikle filmin girişine büyük harflerle Kürdistan yazılması bunun somut göstergesidir.

Güney’in bu anlatımlarına rağmen “Yol” filmi, bütün yönleriyle Kürtlerin yaşadığı dramını anlatan bir film olarak, sinema tarihine geçti. Gerek politik yönü gerek ise hikayesi ve sanat estetiğiyle film, başarılı bir yapıt. Türkiye’de yasaklı olan film, gizlice Avrupa’ya çıkartılarak, burada kurgusu yapılıp, Cannes Film Festivali’ne katıldı. Ve film burada 1982 yılında, Cannes’da Costa Gavras'ın filmi Kayıp (Missing) ile birlikte “Altın Palmiye”yi aldı. Festival süresi boyunca Yılmaz Güney, ortalıkta görünmemeye çalıştı. Çünkü Türkiye’de aranıyordu ve bu yüzden de İnterpol’e verilmişti. Ta ki festivalin ödül törenine kadar…

‘ORİJİNAL YOL 35 YILDIR TÜRKİYE’DE YASAK’

Film, Türkiye’de uzun yıllar boyunca yasaklı kaldı. 1999 yılında Fatoş Güney tarafından yeniden düzenlenerek, bazı sahneler çıkartılıp, 1 saat 49 dakikalık hali vizyona sokuldu. Bu sahnelerden bir tanesi de 1982 yılında Cannes’da gösterilen versiyonda bulunan ve bizzat Yılmaz Güney tarafından konulan Kürdistan’ın yazıldığı sahnedir. 35 yıldır, filmin orijinal hali hala Türkiye’de yasaklı.

Burada niyetimiz uzun uzadıya “Yol” filminin hikayesini yazmak değil, mutlaka herkes hayatında bir kaç kez bu filmi izlemiş, yada bir çok kez hikayesini duymuştur. “Yol” filmi “Yol-The Full Version’ ismiyle 70’nci Cannes Film Festivali’ndeki “Cannes Classic” bölümünde gösterildi.

DONAT KEUSCH’IN AMACI NE?

Filmin yeni versiyonu, İsviçreli yapımcısı Donat Keusch tarafından hazırlanmış. Renk, seslendirme olmak üzere bazı değişiklikler ile 1 saat 56 dakikalık versiyonuyla 79’nci Cannes’da Bunuel salonunda gösterildi. Diğer klasik filmlere oranla salon neredeyse doluydu, oldukça yoğun bir ilgi vardı. Filmin 35 yıl sonra tekrar farklı bir versiyon ile düzenlenmesi kafalarda soru işaretleri yaratırken, özellikle Cannes Film Festivali gibi büyük bir organizenin böyle bir şeyi kabul etmesi de şaşırtıcı.

Yapımcı Donat Keusch, film gösterimi öncesinde yaptığı konuşmada, Yol filminin İsviçre yapımı bir Kürt-Türk filmi olduğunu belirterek “Film, 1982 yılında Cannes’da 25 dakikalık bölümü fazlasını kesmek zorunda kaldık. 35 yıl sonra filmi yeniden restore etmeyi düşündüm” diyerek amacını anlattı.

Ancak Keusch’un filmi hangi amaç yeniden montajladığı ve neden böyle bir projeyi yaptığı soru işareti. Çünkü filmde özellikle kullanılan yeni görüntü ve sahneler bizzat Yılmaz Güney tarafından zamanında çöpe atılan sahnelerdir. Özellikle Yılmaz Güney’in kurguya uymadığı ve bundan dolayı çöpe attığı 6’nci karakter olan Adanalı mafya babası Süleyman’ın bulunduğu sahneler var. Kumar, fuhuş ve mafya ilişkilerinin olduğu bir kaç dakikalık sahnelerinin eklemesi dışında farklı ve yeni bir şey yok filmde. Kurgu ile değiştirilmiş, yeni seslendirmeler ile Yılmaz Güney’in 1982 yılında kurguladığı film ile adeta oynanmış.

CANNES HANGİ AMAÇLA FİLMİ KABUL ETTİ?

Özellikle filmde Yılmaz Güney tarafından kullanılan Kürdistan yazısının da yeni versiyonda çıkartılmasıysa oldukça şaşırtıcı ve kuşkulu. İnsanın aklına Cannes Film Festivali komitesi, 35 yıl sonra filmin orijinal haliyle oynanmış halini neden kabul ettiğine bir türlü inanamıyor. Acaba hangi ilişkiler sonucunda bu kabul edildi?

KİMSE BU YOLA RAĞBET GÖSTERMEZ

Daha önce filmin yeni versiyonu çalışmasında yapımcı Donat Keusch ile çalışan ve daha sonra anlaşmazlıklara girip projeden ayrılan Nuray Şahin ise filmin montajını, yeni sahnelerin diyaloglarını ve seslendirme gibi bir çok ağır çalışmalar yaptığını belirterek, Keucsh tarafından kandırıldığını söyledi. Şahin “özellikle ben projeden ayrılana kadar Kürdistan yazısı duruyordu. Ancak ben çıktıktan sonra çıkartılmış” dedi.

Filmin gösterimden sonra Donat Keusch “Neden Kürdistan yazısı çıkartıldı?” sorusuna ise “Filmin orijinali bu. Ben Yılmaz Güney’e sordum O da böyle söyledi” diyerek, kendisini savundu. Ancak herkes biliyor ki, Yılmaz Güney, Yol filmini 1982 yılında Cannes Film Festivali gönderirken, Kürdistan yazısı gösterilme şartını koşuyor. Buna rağmen bu sahnenin Donat Keusch tarafından çıkartılması hala anlaşılmış değil.

Filmin yeni versiyonuna ilişkin Fatoş Güney de Sanatatak’tan Alin Taşçıyan’a şunları söylüyor: Yılmaz’ın zamanında çektiği ve beğenmeyip çöpe attığı çekimlerden yeniden üretilmiş bir film olarak her şeyden evvel Yılmaz Güney gibi bir sanatçının sanatına, eserine yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Hele hele 35 yıl sonra Yılmaz’ın kullanmayı reddettiği bölümlerden bir film yapıp bunda hak sahibi olduğunu iddia etmek de hukukun çözeceği bir meseledir.

Ben ve oğlum Yılmaz, bu mirasla ilgili İsviçre’de bir grup avukata vekalet vererek bunu mahkemede çözeceğiz. Çünkü filmin yüzde 50’sinin hakları, benim ve Yılmaz Güney’in ortağı olduğu Güney Filmciliktedir.”

“Yol” filmi kendisiyle birlikte şimdiden bir çok tartışma getirecek. Ancak sinema seyircileri ve Yılmaz Güney hayranları ticari amaç ve popülist kaygılarla yapılan bu filme rağbet göstermeyeceği de kesin...