Kürt yönetmenin filmi Göteborg Film Festivali’nde

Rojda Şekersöz'ün filmi ‘Dröm vidare’ 40. Göteborg Film Festivali’nde büyük ödüle aday gösterildi.

40. Göteborg Film Festivali'nde Kürt yönetmen Rojda Şekersöz'ün 'Dröm vidare' (Hayal etmeyi sürdür) filmi, Ejderha ödülü olarak adlandırılan 'Dragon Award Best Nordic Film'e aday gösterildi.

Sinema eleştirmenleri, Şekersöz’ün bir milyon tutarındaki ödülü alabilmek için, Sami Kanı filminin yönetmeni Amanda Kernell ve Tom Of Finland filminin yönetmeni Dome Karukovski ile yarışacağını söylüyorlar. 

Dröm vidare filmi varoşlarda yaşayan ve dışlanan göçmen gençlerin sorunlarını ve karşı karşıya kaldıkları güçlükleri beyaz perdeye yansıtıyor. Gençlere hayallerini gerçekleşmeleri ve sorunları aşmaları için direnmeleri ve mücadele etmeleri gerektiği mesajını veriyor.

‘Dröm vidare’ sözünün iki anlamı bulunuyor. İlki 'vizyonlarını gerçekleştirmek için hayal etmeyi sürdür' gibi olumlu bir özellik taşırken, diğeri ise 'ancak rüyanda görürsün' anlamına gelen acı ve alaycı bir içerik taşıyor. 

Rojda Şekersöz, kenar mahallelerde oturan gençlerden, okul yöneticileri ve öğretmenlerinin onların hayallerini sınırlayan ifadelerde bulunduklarını duyduğunu söyledikten sonra şunları kaydediyor: 

“Örneğin gençlerden biri balet olmak istediğini söylediğinde kendisine; ‘sen en iyisi liseyi bitirdikten sonra başarılı olabileceğin başka alanları seçebilirsin’ deniliyor. Yani ’sen balet olmayı sadece hayal edebilirsin’ deniliyor.”

Rojava ve Kuzey Kürdistan'la dayanışma çalışmaları yürüten Rojava ve Bakur Komiteleri'nin yöneticilerinden olan Rojda Şekersöz, 'Revolation Poetry' adlı siyasi bir şiir grubu içinde de aktif çalışma yürütüyor. Kraliyet Drama Tiyatrosu'nda, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı düzenlenen gösterilerde meydanlarda şiirler okuyor.

FESTİVALİN TEMASI: ‘TANRILAR VE İNSANLAR’ İLE ’SAMİ ÜLKESİ’

Cuma akşamı başlayan Göteborg Film Festivali'nde 11 gün süreyle, 84 ülkeden 457 film gösterilecek. Bu yılki festivalin ana teması ‘Tanrılar ve İnsanlar’ ile ’Sami Ülkesi’ olarak belirlendi. Festivalde Samilerin gelenek, kültür ve karşı karşıya kaldıkları ayrımcılık ve ırkçılığı konu alan kurmaca ve belgesel filmler gösterilecek. 

Festival, Finlandiyalı yönetmen Dome Karukovski'nin ‘Tom Of Finland’ın gösterilmesiyle açılışını yaptı. ‘Tom Of Finland’ 1920 doğumlu Finlandiyalı sanatçı Touko Laakonen'in eşcinsel erkek çizgi dizisinin tamamı. Film, adı ‘Tom Of Finland’la özdeşleşen eşcinsel sanatçı Laakonen'in yaşamını anlatıyor. Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında cephede kahramanca çarpışan Laakonen’in, Helsinki'ye döndüğünde eşcinsel olmasından dolayı karşılaştığı ayrımcılık ve baskıları konu ediniyor.

SAMİ KANI İSVEÇ'İN SÖMÜRGEGİ TARİHİNİ ANLATIYOR

Büyük ödülün favorileri arasında gösterilen Amanda Kernell'in Sami Kanı filmi geçtiğimiz yıl düzenlenen 73. Venedik Film Festivali'nde en iyi genç yönetmen kategorisinde Film Eleştirmenleri Ödülü; Fedeora'yı aldı. 

Sami Kanı (Sameblod) İsveç'in kuzeyinde Laponya'da, 1930'larda göçebe okulunda eğitim gören iki Sami kız kardeşten büyüğünün başından geçenleri konu alıyor. Elle-Marja, Samiler üzerinde yapılan ırkçı ve kafatasçı araştırma ve deneylerden kurtulmak için hiç kimseye haber vermeden köyünden ayrılır ve Uppsala iline yerleşir. Kökenini inkar ederek İsveçli olmaya çalışan Elle-Marja, uzun yıllar sonra yaşamını yitiren kız kardeşinin cenaze törenine katılmak için, 78 yaşında köyüne geri döner ve geçmişte yaptıklarından, etnik kökenini inkar ettiğinden utanç duyar. Kendisiyle hesaplaşmaya başlar.

İsveç'in sömürgeci tarihini ve ırkçı geçmişini teşhir eden film hem Venedik Film Festivali hem de katıldığı diğer film festivallerinde çok olumlu eleştiriler aldı. Eleştirmenler, filmi eşsiz bir yapıt olarak nitelediler. 

MADENCİ ŞEHRİNİN TAŞINMASINI BELGESELLEŞTİRDİ

Sami yönetmenler Liselotta Wajstedt'in The Fire belgeseli ve Ann Holmgren'in Vulkan adlı kısa metrajlı filmleri de festivalde gösterilecek. 

The Fire, Laponya'da bir madenci şehri olan Kiruna ilinin taşınmasının toplum üzerinde yaratacağı etkileri ele alıyor. Vulkan filmi ise, aynı ilde bir arada yaşayan Samiler, göçmenler ve maden işçileri arasındaki ilişkileri konu ediniyor. 

DÖNÜŞ BELGESELİ DAİŞ ÇETELERİNİ TEŞHİR EDİYOR

Zahavi Sanjavi'nin yönetmenliğini yaptığı Dönüş (The Return) belgeseli Güney Kürdistan'da mülteci kampında çadırlarda yaşayan Êzidîlerin yaşam koşulları ve DAİŞ çetelerinin Êzidîlere yaptığı baskı, saldırı ve katliamları gündeme getiriyor. 

Fransız Yönetmen Fanny Ardant'ın Stalin's Couch, Altın Küre Ödülü'ne layık görülen Barrylre Jenkin'in Moonligt, ABD'li Yönetmen Kelly Reichardt’ın Certain Women filmleri festivalde gösterilecek diğer filmler arasında.

Festivalin bu yılki Onur Ödülünü ise yaptıkları sosyal gerçekçi filmleriyle tanınan Belçikalı kardeşler Jean-Pierre ve Luc Dardanne'ye verilmesi kararlaştırıldı.