GÖRÜNTÜLÜ

Mor Yakup Manastırı dövüş horozlarının mekanı oldu!

Siirt’in güneyinde bulunan Mor Yakup Manastırı, define avcıları tarafından talan edildi. Manastır, şimdilerde dövüş horozlarının mekanı oldu. Siirt Kent Konseyi, manastırı restore etmeyi gündemine aldığını açıkladı.

Siirt’in güneyinde bulunan Mor Yakup Manastırı, define avcıları tarafından talan edildi. Manastır, şimdilerde dövüş horozlarının mekanı oldu. Siirt Kent Konseyi, manastırı restore etmeyi gündemine aldığını açıkladı.

Mezopotamya’nın kadim halklarından olan Süryanilerin mabet ve ibadethaneleri bakımsızlık nedeniyle teker teker yok oluyor. Mardin, Midyat, İdil, Batman ve Siirt bölgesinde Turabdin Bölgesi olarak bilinen dağ silsilesinde Kürtler ve Ermeniler ile yüz yıllarca yaşayan Süryaniler, Ermeni Soykırımı ve Seyfo-Kılıç Katliamı gibi büyük zulümler görerek topraklarından sürüldü. Bölgedeki yüzlerce Süryani kilise ve manastırı da günden güne yok oluyor. Siirt’in 10 kilometre güneyinde dağların zirvesinde bulunan bölgenin en büyük mabet yeri olan Mor Yakup Manastırı, define avcıların hedefi haline geldi. Şimdiye kadar Kültür Bakanlığı ve ilgili kurumların duruma göz yummasından cesaret alan define avcıları, manastırın duvarlarını yıkarak altın ve tarihi eserleri aramaya devam ediyor.

SİİRT KENT KONSEYİ: RESTORE EDECEĞİZ

Mor Yakup Manastırı'nı restore etmeyi gündemlerine aldıklarını söyleyen Siirt Kent Konseyi Eş Başkanı Zekeriya Çığır, hazine avcıların bir an önce önlenmesi gerektiğini belirtti. Çığır, “Siirt’te bulunan Mor Yakup Manastırı'nın harabesi kalmış, biz şu an onu kurtarmaya çalışıyoruz. Onun kurtarılması için bütün ön fizibilite çalışması tamamlandı. Bu manastır, mimari olarak cas ve yığma taş ile inşa edilmiş. Kemeleri ise, kilit taşlarla inşa edilmiş. Fakat çok kötü kullanılmış ve hazine avcıları tarafından 'altın bulayım' derken kazılarla neredeyse bina çöker hale getirilmiş” dedi.

İBADETHANE, RAHİP ATANMA YERİ...

Çığır, "Süryani Manastırı olan Mor Yakup Manastırı, bin metre karelik alan üzerine kurulmuş" diyerek, şöyle devam etti: "Belli sürede ise, Keldaniler burayı ibadethane olarak kullanmışlar. Süryaniler Ortodoks mezhebine bağlılar, Keldaniler ise Katolik mezhebine bağlıdır. İbadetler de burada o mezheplere göre yapılmıştır. 900 yıl öncesine kadar bu manastırın tarihi bilinmektedir ancak ondan öncesine dair yazılı kitabeler manastırdan sökülüp götürülmüş. Tüm tabletler define avcıları tarafından götürülmüştür. Mor Yakup Manastırı'nın bir özelliği de Mezopotamya coğrafyasından, Irak, Suriye bölgesindeki kiliselere rahip atanma yeri olmasıdır. Mor Yakup Manastırı'nın en son metropoliti 1915 yılındaydı. Metropolitin ismi ise, Adayşer… Bu metropolit son görevini ifşa edebilmiştir."

'HAYVAN BARINAĞINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!'

Siirt Kent Konseyi Eş Başkanı Zekeriya Çığır, manastırın toplumda çok derin izleri olduğunu da dile getirirken, şunları kaydetti: “Manastırın ana giriş kapısı doğuya bakar. Süryani geleneğinde; ‘Mesih’in güneşin doğduğu yerden gelişi’ beklendiği için. Mimari yapısı da Siirt’in ‘cas’ dediğimiz yığma taşlar arasına konulan fırınlanmış kireç malzemesinden yapılmıştır. Yazları serin ve kışları sıcak tutar. Hava akımına göre yapılmaktadır. Bir efsaneye göre de Hz. İbrahim’i ateşe attığı söylenen Kral Nemrut’un burayı Seyfiye alanı olarak kullandığına inanılır. Bu bölgedeki yapı için, halk arasında ‘Nemrut’un Tahtı’ ya da ‘Cin Değirmeni- Aşê Cina’ ifadeleri de kullanılır. Papaz mağarası, manastırın hemen alt kısmında bulunuyor. Büyük bir pınar üzerine inşa edilmiş bu manastır, şimdilerde maalesef üstünde kayıtlı olan bir mülk sahibinin kümes hayvanlarının barınağına dönüşmüş, ‘Papaz Mağarası’ da şimdilerde koyun ahırına dönüşmüş. Oysa papazların ev olarak kullandığı mağara Paganizmin ibadethanesi olarak tarihte geçmektedir. Mezopotamya’nın yer altındaki tarihi yok edildiği gibi yeryüzündeki tarihine de önem veren yoktur."