‘Özgürleşen bir tiyatro anlayışıyla tekrar sahnede olacağız’

Kayyum tarafından kapatılan Amed Şehir Tiyatrosu oyuncularından Yavuz Akkuzu: Sanatçı tepeden belirlenen bir politik kurguyla hareket etmez. Direnmeye devam etmeli. Önemli olan vazgeçmemek.

Amed Şehir Tiyatrosu, 27 yıldır ayakta. İlk olarak 1995 yılında kapatıldı. Yaklaşık 4 sene kapalı kaldıktan sonra 1999 yılında tekrar açıldı. 2003 yılında Şehir Tiyatroları arasında bir ilke imza atarak Kürtçe oyunlar sergilemeye başladı. 6 yıl boyunca Kürtçe ve Türkçe oyunlar sergiledikten sonra 2009’da toplumsal gerçekliği de göz önünde bulundurarak sadece Kürtçe oyunlar sergilemeye başladı. 14 yıllık bir zaman dilimi içinde, Kürt destanlarından dünya klasiklerine kadar, birçok eseri kapalı gişe oynamayı başardı. Amed Şehir Tiyatrosu, AKP/Saray iktidarının siyasi soykırım operasyonları çerçevesinde Amed Büyükşehir Belediyesine atanan Kayyum tarafından geçtiğimiz günlerde kapatılırken, 31 oyuncusu da işinden oldu.

Amed Şehir Tiyatrosu’nun kapatılmasını, AKP iktidarının kayyum eliyle gerçekleştirmek istediği kültürel kırım planının bir parçası olarak değerlendiren tiyatrocu Yavuz Akkuzu, "Belediyelere atanan kayyumların icraatlarına baktığımızda ilk iş olarak belediye bünyesindeki kadın ve kültür kurumlarını kapattırdığını görüyoruz. Bunun son örneği Amed Şehir Tiyatrosu oldu. Çünkü tiyatromuzda diğer şehir tiyatrolarından farklı olarak Kürtçe oyunlar sergileniyordu. Fakat hedef alınmasının tek nedeni bu değildir. Kullandığımız dil ve seçtiğimiz oyunlar ve bu oyunlarda verdiğimiz politik mesajlarla Kürt kültürünü yaşatma çabamız hedef haline gelmemizde etkili oldu. “Kötü mü oldu?” diye sorarsanız, ironik bir şekilde, “İyi oldu” derim. Evet; belki haklarımız gasp edildi, birçok insan mağdur oldu, 27 yıllık kurumsallaşmış bir tiyatro yok oldu ama sanatımızın devlet bünyesinden kurtulup, daha iyi, bağımsız, güçlü, politik, özel ve özgür kimliğe kavuşmasına yol açıldı” dedi.

‘KÜRTÇE OYUNLAR SEYİRCİ ORANINI ARTTIRDI’

Kürtçe oyun sergilemeye başladıktan sonra, Amed Şehir Tiyatrosu’nda seyirci sayısında ciddi bir artış yaşandı. TÜİK’in 2007-2008 yıllarında devlet ve şehir tiyatrolarının seyirci oranı üzerinde yaptığı bir araştırmasına göre, diğer illerde düşüş yaşanırken, Amed’te bariz bir artış yaşandığının gözlemlenebileceğini belirten Akkuzu, şöyle devam etti: “Bu hem yok edilmeye çalışılan bir dile sahip çıkma dürtüsü hem de sanatsal anlamda iyi bir tiyatro performansının sergilenmesinden kaynaklanıyordu. Mesela, Türkçe oyunlarda diksiyon gibi teknik ayrıntılara takılıp asıl noktayı gözden kaçırabiliyorduk ancak; Kürtçe oyunda böyle bir derdimiz olmadığı için, kendimizi oyuna daha çok katabiliyorduk. Bu da performansımızı etkilediği için seyirci üzerinde olumlu bir etki yaratıyordu.”

‘DERDİ OLAN OYUNLARI SEÇİYORDUK’

“Diğer bir etken ise seçilen oyunlardı. Kürt destanlarından dünya klasiklerine kadar bir çok tarzda eseri sahneye taşıdık. Oyunları seçerken vermek istedikleri mesajları baz alıyorduk. Başka bir deyişle derdi olan oyunları seçiyorduk. Kürt destanlarından Mem û zin, Cembelî û Binevş , Derwêşê Ewdî’yi oynadık. Dünya klasiklerinden Antigone’i oynadık. Bu eser iki erkek kardeşin savaşması sonucunda birinin ölmesi ve kız kardeşin cesedi açık bırakılan erkek kardeşini gömmek istemesi üzerine cezalandırılıp idama götürülmesini anlatır. Bu bizim çok da yabancı olduğumuz bir durum değil; çünkü Kürdistan’da birçok aile çocuklarını gömememiş ya da gömmek istediği için cezalandırılmıştır. Antigone dışında büyük bir iktidar eleştirisi içeren Hamlet’i izledik. Hamlet’te, Hamlet’in amcası iktidar uğruna kardeşini öldürmüş o da yetmezmiş gibi kardeşinin bütün mal varlığına eşine ve çocuğuna da göz dikmiştir. Bu da bize çok uzak bir hikaye değil. Cizre’de, Sur’da yaşanan talan, iktidar hırsının ürünüdür.”

ÖNEMLİ OLAN VAZGEÇMEMEK!

Daha özgür ve anadilde bir tiyatro anlayışı için yeniden çalışmaya başladıklarına dikkat çeken Akkuzu, “Sanatçı tepeden belirlenen bir politik kurguyla hareket etmez. Özgür iradesiyle yazar, çizer ve oynar. Bu nedenle dışarıda halk ile el ele vererek bu anlayışı ifşa edecek işler yapıp direnmeye devam etmeli. Önemli olan vazgeçmemek” dedi.

Kürtçe tiyatro yapmaya devam edeceklerini söyleyen Akkuzu, çalışmaların başladığını aktardı: “Arayışımız sonucu 2 sahne bulduk. Biri nispeten küçük bir yer. Burada daha çok 2 ya da 3 kişilik performanslar sergileyeceğiz. Diğer yerin ise henüz bir sahnesi yok. Orayı da projelendirip biri sinema, biri tiyatro olmak üzere iki salon yapacağız. Aram Tigran’daki öğrencilerimizin yararlanabileceği derslikler de olacak. Böylelikle müzik, sinema ve tiyatro birimimizi bir arada tutacağız.”