‘Ant olsun ki bu saatten sonra bu halk köleliği kabul etmeyecektir’

Cizre’de yaşanan vahşetin izleri her geçen gün daha fazla ortaya çıkarken, katliamın yapıldığı mahallelerde hiçbir inceleme yapılmadan molozlar Dicle kıyısına döküldü.

Cizre’de yaşanan vahşetin izleri her geçen gün daha fazla ortaya çıkarken, katliamın yapıldığı mahallelerde hiçbir inceleme yapılmadan molozlar Dicle kıyısına döküldü. JÖH ve PÖH’ün evlerde bıraktığı izler ise tüyler ürpertici. Bir eve konumlanan özel hareket timleri, içtikleri bira şişelerinin sobanın yanında bırakırken, Kuran-ı Kerim’i de yırtmış.

Cizre’de vahşet bodrumunda yaşanan katliamın kentte yankısı devam ederken, tank ve top atışları ile harabeye dönüştürülen kentte gelen heyetlerin incelemeleri devam ediyor. Yıktıkları binaların molozları arasında parçalanmış insan bedenleri de şehir dışına bırakıldığı ortaya çıkarken, JÖH ve PÖH’ün karargaha dönüştürdüğü evlerde her gün yeni bir vahşet çıkıyor. Sur Mahallesi’nde yaşayan bir aile, kümes hayvanlarının dahi topluca öldürdüğünü, kadınların giysi ve eşyalarını evin odalarına serildiğini aktarıyor.

Cizreliler diğer tarafta ise, “Kobanê’yi düşüremediler, intikamını Cizre’den aldılar. Onlar burada işgal gücü olduğunu bize gösterdiler, biz barış dedik onlarda köle kalacaksınız diyorlar artık biz onların köleliğini kabul etmiyoruz” diyor.

KILIÇ: EVLERİMİZİ YIKARAK, KÜRT OLMAMIZDAN GERİ ADIM ATTIRAMAYACAKLAR

Polis ve askerin yaptığı barbarlığın her türünü evlerinde görmenin mümkün olduğunu aktaran Fatma Kılıç, “Şimdi bu devlet bizim onlara boyun eğmeyeceğimizi bildiği için bize düşmanca yaklaşıyor. Biz Kürdüz, Türk devleti de bize açıkça düşmanlık ediyor. Evlerimizi yakıp yıkarak bizi Kürt olmamızdan geri adım attıramayacaklar. Yüzlerce insanı bu evlerde diri diri yaktılar” dedi.

YILDIRIM: BUNLARIN NE OLDUKLARI BELLİ DEĞİL

JÖH tarafından evlerinin karargaha dönüştürdüğünü dile getiren Sur Mahallesinden Davut Yıldırım ise, askerlerin kum torbaları ve bira şişelerini geride bırakarak evlerini ateşe verdiğini söylüyor. Kuran-i Kerin’i de yırttıklarını kaydeden Yıldırım şunları söyledi: “Buyurun evin içindeki 5 kg askeri kum torbaları ve bira şişelerinden başka geride hiç bir şey bırakmamışlar. Evimizi ateşe verdikten sonra duvarda asılı bulunan Kuran-i Kerim’i de yırtarak çekip gitmişler. Bunlar hani cihatçıydı ve Cizreliler de kafirdi? Kuran-i Kerim evimizde asılı, onlar yırtıyor bir de bira şişelerini bize bırakmışlar. Bunların ne oldukları belli değil, çatışmada bile içki içiyorlarsa Allah bilir neler yapar.”

KILIÇ: EVDE MEVZİ YAPARAK, HER TÜRLÜ İĞRENÇLİĞİ YAPMIŞLAR

Cam bardakların eridiği bir madde ile evlerini yaktıklarını dile getiren Abdul Celil Kılıç da, evlerinin damına da Türk bayrağı astıklarını söyleyerek, “Evimizi başta karargah olarak kullanmışlar. Bomba atar mermi boş kovanları evimizin damında biriktirmişler. Evde de kendilerine mevziler yaparak her türlü iğrençliği yapmışlar. Bu toplumun bir ahlakı var. Bunlar düşman bile değil, düşmanlığın bile bir ahlakı vardır. Ayrıca kimse evimize, malımıza ve mülkümüze üzülüp yandığımızı düşünmesin. Bunca insanımızı kardeşlerimizi bu IŞİD militanları tarafından katlettiler tek üzüldüğümüz nokta da odur” diye konuştu.

ALTUN: BİZ ISRARLA BARIŞ DEDİK, ONLAR KÖLE OLACAKSINIZ DİYOR, KABUL ETMİYORUZ

Türk devletinin kendilerine dayattığı köleliği artık bir daha kabul etmeyeceklerini söyleyen 60 yaşındaki Saadet Altun şöyle konuştu: “Evimizi tank ve toplarla yakıp yıktılar. Keşke bu kadar genç katledilmeseydi lanet olsun mal mülke. Biz ısrarla barış dedik, onlarda köle kalacaksınız ısrarında bulunuyorlar. Ant olsun ki bu saatten sonra bu halk köleliği kabul etmeyecektir.”