'Çocuklarımızın izinde yürüyeceğiz; Kürt halkı bitmeyecek!'

Amed'in Sur ilçesinde devlet güçleri tarafından katledilen çocuklarının cenazelerini almak için ailelerin Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda başlattığı nöbet eylemi 44’üncü gününe girdi.

Aileler, Sur'da devlet güçlerince katledilen çocuklarının cenazelerini almak için 44 gündür direniyor.

Katledilen Öğüt'ün halası Baran, "Türk devleti aylardır çocuklarımızın cenazeleri üzerinden bir vahşet politikası uyguluyor. Asıl teröristler Allah tarafından emanet olarak bize gönderilen çocuklarımızın canını alan Erdoğan’ın devlet güçleridir" dedi.

Amed'in Sur ilçesinde devlet güçleri tarafından katledilen çocuklarının cenazelerini almak için ailelerin Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda başlattığı nöbet eylemi 44’üncü gününe girdi. Sur'da katledilen Turgay Girçek, Rozerin Çukur, Ramazan Öğüt, Gündüz Akmeşe, Welat Bilen, Cihat Morgül, Mahmut Oruç, Hakan Arslan, Erhan Keskin ve Erdal Tekin'in cenazeleri, ailelerin bütün girişimlerine rağmen hala alınamadı. Aileler ilk günden bu yana çocuklarının cenazelerini almak için mücadele ediyor. 

‘ÇOCUKLARIMIZIN KEMİKLERİ YIKILAN EVLERİN ARASINDA’

Çocuklarının fotoğraflarını bir an olsun ellerinden bırakmayan annelerin, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a öfkeleri de dinmiyor. Ramazan Öğüt’ün halası Zara Baran, çocuklarının katledilmesinden Erdoğan’ı sorumlu tuttu.

Baran, amaçlarının sadece çocuklarının cenazelerini teslim almak olduğunu söyleyerek şunları belirtti: "Sümerpark'tan önce İHD’de de çocuklarımızın cenazelerini almak için 20 gün açlık grevine girdik. Oradaki eylemimiz sonuçlanmayınca Sümerpark alanında yaklaşık 2 aydır süren bir eylem gerçekleştiriyoruz. Tek amacımız, çocuklarımızın cenazelerini teslim almak. Cenazelerden kastımız çocuklarımızın kemikleri çünkü uzun zamandır Sur’da bekletilen çocuklarımızın cenazeleri bir yığın kemiğe dönüştü! Çocuklarımızın kemikleri şu an tankların topların arasında, yıkılan evlerin arasında… Cenazelerimizin nerede? Kimin elinde olduğunu bilmiyoruz. Belki de Sur’dan çıkarılan molozlar arasında boş bir araziye döküldü ya da evsiz hayvanlara yem edildi. Türk devleti aylardır çocuklarımızın cenazeleri üzerinden bir vahşet politikası uyguluyor. Dünyanın hiçbir yerinde insanlar çocuklarının ölülerine kavuşmak için açlık grevine girmez. Böyle bir durumu hangi vicdan kabul eder? Devlet kirli politikalarıyla bize çocuklarımızın varlığını unutturmaya çalışıyor. Sorarım size; biz çocuklarımızın kemiklerini bile almadan yapılan bu zulmü nasıl unutalım? Bugün olmasa bile yarın çocuklarımızın çocukları bu zulmü, Türk devletinin diri ve ölülere karşı gerçekleştirdiği işkenceyi unutmayacaklar."

KÜRT HALKINA ÇAĞRI

Baran, Kürt halkına da seslenerek, "Herkes elini vicdanına koyup buradaki ailelerin isyanına kulak versin. Evlatlarımız Kürdistan’ın evlatlarıydı, kardeşlerin izlerinde yürüdüler, bu gerçekliği asla unutmasınlar. Çocuklarımız Kürt halkına gerçekleştirilen bu zulmü ve hakareti kabul etmedikleri için devlet tarafından katledildiler. Hepsinin hayalleri vardı. Bu hayallerin hiçbirini gerçekleştiremediler. Çocuklarımızın yaralarını dahi göremedik, elimize bir yığın kemik sıkıştıracaklar ve 'bu kemiklerden çocuklarınızı teşhir edin' diyecekler. Bu devleti ve bize uyguladığı zulmü hiçbir koşul altında kabul etmeyeceğiz’’ diye ifade etti.

'KÜRTLERİ BİTİREMEZLER!'

"Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan vahşetin tek sorumlusu Erdoğan’dır" diyen Zara Baran, sözlerine şöyle devam etti: "Kürt çocuklarının katledilmesinin, Kürt annelerinin cenazelerinin sokaklarda bekletilmesinin, bodrumlarda yakılan insanların çocuklarının kemiklerini toplamaya giden ailelerin hepsinin tek sorumlusu Erdoğan’dır. Bu zulmü daha ne kadar sürdürmeyi düşünüyor! Kürtler birer birer, onar onar katledilmekle bitmezler. Erdoğan gittiği her yerde 'şehirleri temizledik' diyor, Kürtler bu ‘temizlik’ operasyonlarıyla bitmezler. Amed’i, Cizre’yi, Silopi’yi ‘temizlemekle’ Kürtlerden kurtulamazlar. Bugün Erdoğan’ın Kürtlere karşı gerçekleştirdiği bu vahşete sessiz kalan Kürtleri kınıyorum. Yeter artık, onlar da bu zulme boyun eğmesinler. Bizim tek istediğimiz onurlu bir barış. Erdoğan’ın devleti bizi 'terörist' olmakla suçluyor, biz 'terörist' değiliz.  70 yaşındaki adamdan, anne karnındaki cenine kadar katlettikleri tüm Kürtleri 'terörist' ilan ettiler. Asıl teröristler Allah tarafından emanet olarak bize gönderilen çocuklarımızın canını alan Erdoğan’ın devlet güçleridir."

'ÇOCUKLARIMIZIN İZİNDE YÜRÜYECEĞİZ’

Hala Zara Baran, son olarak, ‘"Katledilen bu çocuklar bizim değil, Kürdistan’ın evlatlarıdır. Biz de çocuklarımızın izinde yürüyeceğiz. Tek isteğimiz, başka annelerinin canının yanmaması. Biz çocuklarımızın fotoğraflarıyla aylardır burada bu çaresizliği yaşadık, bu son olsun’’ dedi.