GÖRÜNTÜLÜ

DAİŞ: Grê Spi'ye saldırıyı Türk devletiyle birlikte planladık

DAİŞ çetesi Septi, Türk devleti ve çetelerin, Grê Spi saldırısına Rakka’da yaptıkları toplantıdan sonra karar verildiğini aktardı. Septi, MİT'in kendilerine destek verdiğini ve yine DAİŞ'i korumak için YPG'ye saldırdığını anlattı.

DAİŞ çetesi Septi, Türk devleti ve çetelerin, Grê Spi saldırısına Rakka’da yaptıkları toplantıdan sonra karar verildiğini aktardı. Türk devletiyle ilişkileri olduğunu itiraf eden Septi, MİT'in kendilerine destek verdiğini ve yine DAİŞ'i korumak için YPG'ye saldırdığını anlattı. Çete, tüm ihtiyaçlarının Türkiye üzerinden karşılandığını da söyledi.

MİT VE DAİŞ RAKKA’DA KARAR VERDİ

YPG’nin 28 Şubat’ta Grê Spi’(Til Ebyad)’de yakaladığı Ebu Muktat Ezir kod adlı DAİŞ çetesi, Grê Spi saldırıları ve Türk devletiyle ilişkilere dair çarpıcı itiraflarda bulundu. 

Derezor alanından çetelere katıldığını itiraf eden Muad Abdala El Septi (Ebu Muktat Ezir), Cerablus'tan Türkiye’ye geçtikten sonra sınırda bekleyen otobüslerle Grê Spi'nin ilerisinde durduklarını ve buradan yaya olarak saldırı noktalarına hareket ettiklerini anlattı. 

Muad Abdala El Septi 'nin itirafları şöyle:

"Grê Spi saldırı planı DAİŞ ve Türk MİT’i arasında Rakka şehrinde yapıldı. Plan yapıldıktan sonra 57 kişi Cerablus’a geçtik. Saldırıya katılacak olan beş kol içinde intihar komandoları da vardı. 

Cerablus’a vardıktan sonra sınırdan Türkiye tarafına geçtik. Türkiye sınırında MİT’in getirttiği büyük otobüslere binerek yaklaşık 2 buçuk 3 saat Türkiye sınırları içinde yol aldıktan sonra Til Ebyad’a 3-4 kilometre kala otobüslerden inip yayan hedeflerimize doğru yürüdük. Til Ebyad’a girdikten sonra iki grubumuz Ayn Arus'a gitti. Bir grup ise elektrik şirketine, diğer grup ise Şergirat ve Kobanê yolunu tutmaya gitti. On kişiden oluşan Ebu Celabi Cezravi grubunda bulunuyordum. Elektrik  şirketine saldıran grup da 10 kişiden oluşuyordu.

'TÜRK ASKERİ SALDIRMAMIZA VE GERİ ÇEKİLMEMİZE YARDIM ETTİ'

Hedeflediğimiz noktalara vardıktan sonra asayişler kurduk, bazı yerlerde gruplarımız ve YPG arasında çatışma erken başladı. YPG müdahalesi ile savaş ağırlaştıktan sonra Türkiye sınırına doğru geri çekildik. Geri çekilirken Türk askerleri de YPG’ye silah atarak bizim rahat geri çekilmemizi sağladı. Zaten planlamadan sonra yapılan toplantıda sıkışmamız halinde Türk askerlerinin yardıma geleceği, geri çekilmenin olması durumunda ise Türk askerlerinin YPG’yi ateş altına alacağı ve rahat bir şekilde geri çekileceğimizin teminatı verilmişti. Biz Til Ebyad’a saldırdığımızda da Türk sınırları üzerinde önemli bir tank ve asker sınır üzerinde bekliyordu. Aynı şekilde Cerablus, Kobanê ve Til Ebyad sınırında da çok sayıda Türk askeri duruyordu. Bizim saldırmamız için plan yaptılar, yol açtılar ama sınırdan yardıma gelecek sözlerini tutmadılar.

'TÜM İHTİYAÇLARIMIZ TÜRKİYE'DEN GELİYOR'

Türkiye ile savaş çıkarımıza olmadığı için ona karşı savaşmıyoruz. Silah-cephane ve tüm ihtiyaçlarımızı Türkiye üzerinden karşıladığımız için Türkiye ile hiçbir zaman savaşı gündemimize almadık. Şimdi kıyaslıyoruz, Türkiye ile çatışmada çıkarımız mı var yoksa zararımız mı var, diye bakıyoruz. Türkiye‘yi vursak ilişkilerimiz bozulacak, her türlü ihtiyacımız kesileceği için vurmuyoruz. Savaş ve cephane ve teçhizatlarımızın  tümü Türkiye’den geldiği için Türkiye'yi vuramıyoruz.

'PATLAYICI ARAÇLARINI TÜRKİYE ÜZERİNDEN TİL EBYAD’A GEÇİRDİK'

Silah-cephane ve tüm alışverişlerimiz Türkiye'den geliyor. DAİŞ ile Türk devleti arasında çok gizli ve büyük planlar olduğu konuşuluyordu. Bundan olsa gerek, Türkiye ile aramızda büyük alışveriş pazarımız vardır. Ve bu hiçbir zaman da kesilmedi. Til Ebyad YPG denetimine girdikten sonra Cerablus üzerinden devam etmeye başladı. Türkiye’de hazırlanan patlayıcı yüklü araçları  Til Ebyad ve başka yerlere gönderdik. Türk halkının yarısı DAİŞ'in yanındadır. Türkiye'de birçok kurum ve çalışan, birçok DAİŞ hücresi vardır. 

'ANTEP, URFA İLE BİRÇOK YERDE KAMPIMIZ VE HÜCREMİZ VAR'

Antep, Urfa gibi birçok yerde halen gizli bir şekilde DAİŞ’in kampları vardır. Zaten DAİŞ içine gelen ve başka ülkelere gidip gelenler Türkiye üzerinden gidip geliyor. 

DAİŞ içine girdikten sonra pişman olup geri gidenler eğer canlarını kurtarabiliyorsa kendilerine bir yol bularak Türkiye üzerinden Almanya gibi Avrupa ve dünyanın başka ülkelerine gidiyor. Bazılarını da DAİŞ eylem yapmaları için Türkiye üzerinden gönderiyor. Bu şahıslar 'tren benden geçti' diyerek ayrılıyorlar. 

'DAİŞ’E KATILANLAR ZARARLI ÇIKIYOR'

DAİŞ’e katılanlar sonuçta zararlı çıkanlardır. Çünkü masa başında planlar yapanlar var, ama cephelerde ölenler farklı, bu iki kesimin çıkarları ve amaçları çok farklıdır. Ben evliyim, eşim ve çocuklarım geride kaldı ve ben tutukluyum oysa beni bu savaşa sürükleyen kişiler şimdi masa başlarında oturmuş keyfilerine bakıyor. 

Sigara içtiğim beni çalıştığım lokantada yakaladılar. Gece saat 9'da lokantaya gelip 'kim sigara içiyor' diye sordu. Ben de içtiğimi itiraf ettim. Beni üç gün boyunca tuttuktan sonra da şeriat eğitimine gitmem gerektiği söylendi. İsimlerimizi kayıt ettikten sonra şeriat eğitimini almak için gönderildik. Eğitimden sonra araç bizi askeri eğitime götürdü. Askeri eğitimden sonra bir savaşın geliştiğini söylediler; 'bu savaş bittikten sonra dinleneceksiniz' denildi. Savaşa gönderirken bize en son hatta olacağımız söylendi. Savaşın olduğu yerde baktık, bizden önce kimse yoktu. Savaş başladıktan sonra da yakalandım."