Kürdistan dağlarında bir demokrasi kampı: KONGRA GEL 10. Genel Kurulu

Kürdistan dağlarında bir demokrasi ve çözüm çadırı kuruldu. Ağustos’un kavurucu sıcağında serin bir vadinin içerisinde kurulan o çadır etrafında demokrasi, özgürlük, ortak-komünal yaşam düşüncelerinin katık yapıldığı bir kamp kuruldu.

Ortadoğu, savaşın mezhep ve etnik çatışma tehlikesinin eşiğine ulaştığı, her gün bir yerde ya DAİŞ ve benzeri örgütlerin ya da AKP-TC gibi diktatöryal devlet sistemlerinin saldırılarında yüzlerce insanın katledildiği bir atmosferi yaşıyor. Kimisinin kriz ya da kaos, kimisinin bataklık, kimisinin yeni dünya düzeni öncesi girilen sancı olarak tanımladığı bu çatışmalar en genel adıyla 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılıyor. Bu savaşın temel tarafları, küresel sermaye-iktidar güçleri ile Ortadoğu’da tek ulusçuluğa ve tek dinciliğe dayalı devlet yapılanmaları olarak sıralanıyor.

Bu tanımlamaya göre toplumlar her iki güç arasında, adeta bir mengene gibi sıkıştırılıyor. Herkes çözümü ararken kendi etrafına bakmak, çareyi kendi dışında aramak, dolayısıyla her iki güçten birine dayanmak zorunda bırakılıyor. Her iki tarafın ortaklaştığı ağız ise üçüncü tarafın olmadığı tezi oluşturuyor.

3. Dünya Savaşı mengenesinin dişlilerini dağıtansa, Kürdistan’da tüm dünya halklarını heyecanlandıran direniş içerisindeki yeni demokratik bir toplumsal sistemin inşa mücadelesi oluyor.

İşte böyle bir atmosfer içerisinde Kürdistan dağlarında bir demokrasi ve çözüm çadırı kuruldu. Ağustos’un kavurucu sıcağında serin bir vadinin içerisinde kurulan o çadır etrafında demokrasi, özgürlük, ortak-komünal yaşam düşüncelerinin katık yapıldığı bir kamp kuruldu.

Kamp sakinlerini Kürdistan’ın dört parçasından, Avrupa’dan, Rusya’dan, Ortadoğu devletlerinden gelenler; Kobanê’den, Şengal’den, Kerkük’ten, Maxmur’dan, Urmiye’den ve bir çok yerden 10. KONGRA GEL Genel Kurulu için toplanıyor. Kurulda halk delegelerinin yanı sıra KONGRA GEL organları, KCK, KJK, PKK, PAJK, Komalen Ciwan yönetimleri ile bu kapsamda çalışma yürüten örgütlerden delegeler de hazır bulunuyor.

SAVAŞA GÖRE ŞEKİLLENEN YAŞAM BİÇİMİ...

Bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte, gerekli izinleri aldıktan sonra kurulun gerçekleştiği alana geçiyoruz. İlk izlenimimiz, özellikle AKP’nin öncülük ettiği “PKK zayıfladı, hareket edemiyorlar” ve benzeri propagandaların psikolojik savaş amaçlı, daha doğrudan tanımı ile yalan propaganda olduğunu gözlerimizle görüyoruz.

Azımsanmayacak bir süredir Kürdistan’daki gelişmelerin ve direnişin en önemli merkezlerinden olan Medya Savunma Alanları’nda gazetecilik yapıyoruz. Haberler yapıyor, programlar hazırlıyor, söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Özellikle 24 Temmuz 2015’te Kürt halkına ve Kürt gerillasına dönük başlatılan kapsamlı saldırılar çalışmalarımızı kısmen aksatıyor. Ama KONGRA GEL Genel Kurulu tüm bunlara rağmen geniş bir delege yapısını topluyor.

Kimileri “iki kişi bir araya gelemiyor” dese de biz yüzlerce kişiyi birarada buluyoruz. Herkes Kürdistan’daki savaşa göre çalışmayı, hareket etmeyi fazlasıyla öğrenmiş. Dikkat, düzen, disiplin ve yüksek duyarlılık hemen herkesin ortak özelliği. Böyle olunca da ne keşif ne de savaş uçakları çalışmaları etkileyebiliyor.

KONGRA GEL kurulunun yapılacağı çadıra gidiyoruz. Kürtçe’nin tüm lehçelerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Türkçe yazılar dikkat çekiyor. Aralarında Mehmet Tunç, Pakize Nayır, Asya Yüksel’in de bulunduğu Bakur’da kışın özyönetim direnişlerinde yaşamını yitirenlerin resimleri kurulu salonun en görünür yerine asılmış. Bunun yanında Şengal’de, Kobanê’de, Kerkük’te, Amed’te ve Rojhilat’taki direnişlerde yaşamını yitirenlerin resimleri. Ve tabi Paramaz Kızılbaş gibi enternasyonal devrimcilerin resimleri.

Kurul saygı duruşu ve yemin töreniyle başlıyor. Bu kurulda hangi dilde yeminin edileceği tartışma konusu olmuyor. Kim hangi dilde ifade edebiliyorsa öyle oluyor. Kürtçe’nin lehçelerinin yanı sıra Ortadoğu’nun tüm dilleri aynı metni okuyarak kurula resmen katılıyor.

Açılış konuşmasını KONGRA GEL Eşbaşkanı Hacer Zagros yapıyor. Annesi Arap, babası Kürt olan Rojavalı bir ailenin çocuğu olduğunu öğrendiğimiz Hacer Zagros, konulara hakimiyeti, kapsayıcı değerlendirmeleri, güler yüzlü mizacı ve kongre süresince bir an eksik etmediği adil tutumlarıyla dikkat çekiyor.

‘Kent direnişteki her kişi bir destandır’

Açılış konuşması ardından kongre gündemleri belirleniyor ve konuşmalara geçiliyor. KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Ali Haydar Kaytan konuşuyor, herkes pür dikkat dinliyor ve notlar alıyor. “Dinlerde ‘kıyamet’ olarak tanımlanan kıyametin tüm belirtileri olan bir dönemden geçiyoruz... Kapitalist modernite insanlığı tersine doğru evrimleştiriyor. Bu sistem maneviyattan uzak maddi insan üretmektedir. Toplum ise manevi kültür demektir.” Kaytan, Kuzeyde özyönetim direnişlerinin, Şengal ve Kobanê direnişlerinin Kürdistan tarihine damga vuracak düzeyde bir direniş ruhu açığa çıkardığına dikkat çekiyor ve “Kent direnişteki her kişi bir destandır. Destanın ağıda dönüşmemesi için yol ve yöntem bulmalıyız...”

KCK Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Karasu: “Özyönetim direnişleri -Amed zindanı- 14 Temmuz direniş ruhunu yükseltti ve kararlılığımız arttırdı... Bu dönem bölgede dengeler değişecek ve yeni bir sistem kurulacak... AKP’nin yeniden kurmak istediği sistem sadece Kürtler için değil tüm insanlık için çok tehlikelidir... CHP, Erdoğan’ın kurmak istediği sistemin önünü açtı. CHP, kendisinden beklentisi olan demokrasi güçlerini sattı... ‘Demokratik ve devrimci güçlerden bir şey çıkmaz’ söylemi Kürt Özgürlük Hareketi’ni işbirlikçiliğe mahkûm etmek için yapılan özel savaş propagandasıdır. O yüzden tüm demokrasi güçleriyle mücadele ittifakını büyütmeliyiz.”

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat: “AKP MHP, Ergenekon, CHP, Vatan Partisi’ni kendisine dost yaptı. Hareketimiz ve HDP çevresinde olan güçleri de dağıtmak istiyor. Böylelikle tek düşman olarak Kürtleri bırakmak istiyor.”

ÇÖZÜM KÜRDİSTAN’DA...

PKK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan: “15 Temmuz askeri darbe girişimi ve buna karşı Erdoğan ve AKP’nin geliştirdiği karşı darbe, Ortadoğu’da Körfez savaşıyla başlayan 3. Dünya Savaşı’nın bir sonucudur. 93 yıl önce Kürt halkının inkarı ve imhası temelinde gerçekleşen Lozan Antlaşması dağılmıştır... Bir darbe bastırılmış ve karşı darbe geliştirilmiştir. Her an ona karşı da yeni bir darbe gelişebilir. AKP’nin mevcut yaklaşımıyla darbeden daha sert bir çatışma içerisine girilmiştir... 3. Dünya Savaşı Türkiye-Irak-Suriye üçgeninde odaklanmıştır. Savaş uluslararası komployla başladı, dönüp dolaştı ve şimdi çözüm de Kürdistan’da aranmaya başlandı...”

Konuşmalar büyük oranda Kürtçe sunumlarla devam ediyor. Kongre Divanı, her gündem için konuşmacılara 10’ar dakikalık süre veriyor. Kürdistan’ın ve Ortadoğu’nun dört bir yanından gelen delegeler çok kritik bilgiler veriyor, değerlendirmeler yapıyor. Hemen her konuşmada ortaya çıkan analiz gücü sosyal bilim ve siyaset bilimi açısından ileri bir düzeyi ifade ediyor.

KONGRA GEL kurulunda yapılan konuşmalardan öne çıkan bazı başlıklar...

“*Artık demokratik Suriye devrimi ancak Rojava devrimi temelinde gelişebilir.

*Güney Kürdistan’daki her siyasi güç halkın demokratikleşme baskısı karşında zorlanmaktadır.

*Ulusal Kongre’nin olmaması ve ulusal birliğin sağlanmaması Ortadoğu’da tarihi gelişmelerin olduğu dönemde Kürtler açısından dezavantajdır. Bencil ve hegemonik yaklaşımlar Ulusal Kongre adımının önüne geçiyor.

*Musul’daki DAİŞ emirlerinin çoğu Türkiye’ye gitti. Musul nasıl savaşılmadan DAİŞ’e teslim edildiyse, şimdi de aynı güçler savaşılmadan Musul’u teslim almak istiyor.

*AKP, Kuzey Kürdistan’daki savaşı, Güney Kürdistan’da sağladığı ticaret sayesinde yürütmesi büyük bir çelişkidir.

*Farklı etnik ve inanç toplulukları Kürt Özgürlük Hareketi’nin geliştirdiği demokratik sistemle özgürlüklerini sağlayabilir.

*Tüm farklı düşüncelerin demokrasi özgürce kendilerini ifade etmelerini sağlamalıyız.

*Toplumu eğitmek ve örgütlemek için seferberlik halinde devrimci hamle geliştirilmeli.

*İran, dünyadaki tek kesintiye uğramamış devlet geleneğine sahip tehlikeli bir devletken, Rojhilat Kürdistan ise kapitalizmin en az etkilediği bir parça olarak demokrasiye en açık özelliktedir.

*Türkiye’deki darbe girişimi ve karşı darbe AKP’nin ulusalcılarla ittifakını güçlendirdiği gibi, AKP çevresindeki mezhepçi-milliyetçi eğilimleri radikalleşerek Türk-IŞİD’i biçiminde ortaya çıkaracaktır.

*Kürt halkına dönük soykırım Şengal’den başladı ve Kobanê’de sürdürülmek istendi. Kuzey Kürdistan’da ise tamamlanmak isteniyor. Ağır bedele rağmen geliştirilen direniş soykırımın neticeye ulaşmasının önüne geçti.

*Bir toplumsal devrimin ilk başta yapması gereken kendi ekonomik sistemini yaratarak kimseye muhtaç olmadan kendi yağıyla kavrulma düzeyine gelmesi olmalıdır.

*Êzidîlerin Şengal’e dönüşünü teşvik etmek, Êzidîlerin kendini yönetmesi ve kendi ihtiyaçlarını karşılar durama getirilmesi çok önemlidir.

VE ŞENGAL

Birçok delegenin konuşmasında Şengal’de Êzidî Kürt soykırımı ve buna karşı süren direniş yer aldı. Ama en çok dikkat çeken, Şengal delegesinin yaptığı konuşmaydı. Öyle ki yapılan bu konuşma uzun süre alkışlandı, hatta açılış ve kapanış konuşmaları dışında tek alkışlanan delege olması da herkesin bu konudaki duyarlılığını bir kez daha ortaya koydu. 3 Ağustos tarihine, DAİŞ’in Şengal’e saldırısı ve PKK gerillalarının DAİŞ’e müdahalesine atfen değerlendirmeleri dikkat çekiciydi. Şengal delegesinin konuşmasından not alabildiğim bazı bölümler şöyle;

“3 Ağustos denilince aklıma iki şey geliyor; birincisi, aldatma ve ihanet; ikincisi, inanç ve doğruluk... Şengal’e ulaşan 12 kişilik ilk özgürlük savaşçısı grubu, gerilla, Şengal dağlarındaki 200 bin Êzidî’yi moralleriyle ayakta tuttu... Yakında Lahey ve Birleşmiş Milletler de bunu soykırım olarak tanıyacak ve böylelikle soykırıma ortak olanlar da daha net ortaya çıkacak... Artık Şengal’in Halk Meclisi var, YBŞ ve YJŞ’si var... Şimdi acil olan Êzidî halkının Şengal’e dönüşünü sağlamak kadar, Şengal’de bina inşası değil, Şengal insanının inşasını sağlamaktır.”

KCK GENEL BAŞKANI ABDULLAH ÖCALAN

Kurulun son gündemi ise seçimlerdi. Seçim komisyonu belirlendi ve ardından Konge yönetimi, bileşenlerinin seçimleri yapıldı. Öneriler yapıldı, listeler sunuldu. Ama ilk seçim KCK Genel Başkanlığı içindi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın söz alıp, “Önder Apo’yu öneriyorum” demesiyle salonda bir dalgalanma oldu. Tüm delegeler “Bijî Serok Apo” sloganları eşliğinde uzun süre ayakta alkışa durdu. Böyle olunca seçimin sonucu da belli olmuş oldu. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı için yeniden Besê Hozat ve Cemil Bayık önerildi ve tüm delegelerin oyunu alarak seçildi.

DİRENİŞ VE İNŞA SEFERBERLİĞİ

Kongrenin “Planlama” başlıklı gündemini takip edemedik ama alınan önemli bir kararın ilk yansımasını takip ettik. Bu da KONGRA GEL 10. Genel Kurulu’nun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ilişkin hazırladığı bildirinin açıklanmasıydı. Böyle bir açıklama yakın dönemde olmamıştı. Tüm kongre delegeleri hazırdı. Açıklama, bilgilendirme ve çağrı olmasından çok, önümüzdeki dönemde Kürdistan’daki yeni gelişmelerin habercisiydi:

“...AKP ve ittifak kurduğu faşist güçler, 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren hiçbir dönemle kıyaslanmayacak bir biçimde ağır tecrit ve baskı politikasını devreye koymuştur.

“Daha önce 10 milyon imza ile Önderliğimizin özgürlüğünü talep eden halklarımız kendi iradelerine sahip çıkmalı, zengin yöntemlerle geliştirecekleri eylemlerle sömürgecilikten hesap sormalı...

...7’den 70’e Kürt halkı ve dostları meydanlara akmalı, Önderliğimizin özgürlüğü sağlanıncaya kadar meydanları bırakmamalıdır. Halklarımızı ve tüm duyarlı demokratik kamuoyunu Önder APO’yu özgürleştirme mücadelesini kesintisiz sürdürmeye çağırıyoruz...”

Bu açıklama, özelde 24 Temmuz 2015’ten beri Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkına dönük faşist saldırılar, katliamlar; genelde ise 15 Temmuz darbe girişimine karşı Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “karşı darbe” süreci çerçevesinde ilan edilen ve halklara ve demokratik çevreleri de hedefleyen Olağanüstü Hal ile karşı, direniş ve inşa seferberliğinin ilanı olarak da kongre delegeleri tarafından değerlendirdi.

Defterimizde, kameramızda ve aklımızda paylaşılacak, yazılacak çok not tuttuk. Önümüzdeki günlerde de konuya ilişkin gelişmeleri, detayları ve yansımalarını takip edip paylaşmayı da sürdüreceğiz.