GÖRÜNTÜLÜ

Mecit Gümüş Medya Savunma Alanlarında son yolculuğuna uğurlandı

Dün Süleymaniye’de yaşamını yitiren Kürt Özgürlük Hareketinin ilk kadrolarından ve 1980 Amed zindan direnişçisi PKK’li Mecit Gümüş (Mahmut) Medya Savunma Alanlarında son yolculuğuna uğurlandı.

Yakalandığı kanser hastalığından ötürü Süleymaniye’de, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Mecit Gümüş, ‘Şehit düşersem dağlarda şehit düşmek isterim’ demişti. Gümüş’ün cenazesi, yaşamını yitirdiği Süleymaniye’den Medya Savunma Alanlarına götürüldü. Gümüş’ün cenazesi burada yapılan askeri törenle toprağa verildi.

Askeri törende KCK Genel Başkanlık Konseyi üyeleri Ali Haydar Kaytan ve Diyar Xerib, KJK Koordinasyon üyeleri Emine Erciyes ile Besê Erzincan, PKK Meclis üyesi Rubar Dicle ile Cemal Şerik ve Mecit Gümüş’ün ailesi hazır bulundu.  

Mecit Gümüş için düzenlenen törende KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Ali Haydar Kaytan bir konuşma yaptı. Konuşmasına Mecit Gümüş’ün yoldaşlık ilişkilerine vurgu yaparak başlayan Kaytan şunları söyledi:

ALİ HAYDAR KAYTAN’IN KONUŞMASI…

‘‘Bugün ömrünü kendi halkının özgürlüğüne adamış, kırk yılını APOCU hareketin için geçirmiş ve bunun yirmi üç yılını zindanlarda geçiren ölümsüz bir yoldaşımızı, Mahmut yoldaşımızı, Mecit Gümüş arkadaşımızı ebediyete uğurluyoruz. Gerçekten de onun şahsında yoldaşlığın ve anlamının ne olduğunu, böyle bir ilişki biçiminin hangi değerleri taşıdığını bir kez daha yeniden hatırlıyoruz ve onun üzerinde yoğunlaşıyoruz. Mecit arkadaşımız hastaydı, kendi yaşamının son demlerinin yaşadığını çok iyi biliyordu ve arkadaşlara haber göndermişti. Son nefesini arkadaşlarının yanında, arkadaşlarının arasında vermek istediğini belirtmişti ve öyle buraya geldi, öyle dağa geldi. Mahmut arkadaşımız bunu bize bir kez daha hatırlatıyor; yoldaşlık ilişkileri yeni bir dünyanın ilişkileridir. Aslında yeni bir dünyayı kurmak istediğimizi söylediğimiz zaman bunu öncelikle kendi yoldaşlık ilişkilerimizde test ediyoruz. Önder APO ‘dağın ideolojikleştirilmesi, ideolojinin de dağlaştırılması gerektiğini’ söyledi. Bunun anlamı şu; dağ özgür yaşamın zeminidir ve buradaki ilişkiler de özgür insan ilişkileridir. Mahmut yoldaşımızı buraya çeken, çekmeninde ötesinde aslında buraya getiren şey bilinçli bir şekilde bu noktaya getiren şey esas itibariyle odur. Mahmut arkadaşımız Kemal Pir’le de aynı cezaevini paylaştı, aynı ortamları paylaştı. O açıdan aynı ruhtan nasiplenen yoldaşlarımızdan biri ve bu yüzden de buraya, bu dağlara geldi. Özgürlüğün mekanlarına geldi. Eminim ki o da son derece mutludur çünkü isteği gerçekleşti ve arzusu gerçekleşti. Çünkü sadece manevi olarak değil maddi olarak da içimizdedir, bizimle birliktedir. En azından buradaki yoldaşlarıyla, buradaki şehitlerimizle birliktedir. Onu özelliklede bu özgür yaşama bağlılığıyla hep anacağız, özgür yaşama bağlılığıyla bize rehberlik yapacak. Onu hep yoldaşlığa biçtiği en soylu değerle anacağız. O yoldaşlığın anlamını yüceltmede bize hep örnek oluşturacak ve onu kendimize hep rehber edineceğiz, bu konuda kendimize örnek alacağız ve biz de onunla yoldaş olmanın gururunu yaşamak için elimizden geleni yapacağız. Mücadelemiz toplumun bulunduğu her yerde, insanın bulunduğu her yerde yükseltilecek. Zaten bunun sözü verilmiş durumda, bunun kararlığı içerisinde bulunuyoruz ve biz onun nefes almakta zorlandığı mekanları da özgürleştirme kararlılığımızı kesinlikle pratikleştireceğiz. Biz bu açıdan diyoruz ki; bu konuda verdiğimiz sözü bir kez daha tekrarlıyoruz.  Onu asla unutmayacağız, ideallerini mutlak suretle gerçekleştireceğiz ve şehitlerimizin ruhunu şad edecek olan özgür Kürdistan ve demokratik Türkiye’yi onlar için, onları ölümsüzleştirecek en büyük abide haline getireceğiz. Onun için de diyoruz ki Mahmut yoldaşa ve onun şahsında tüm yoldaşlarımıza; sizler rahat uyuyun, sizler bu toprağın bağrındasınız, bu topraktan asla kopmayacak olan, ebediyen bu topraklara bağlı kalacak olanlar sizlersiniz, biz de bu topraklara bağlı kalacağız. Bu toprakların gerçeğine bağlı kalacağız, bunun sözünü bir kez daha veriyoruz. Bu çerçevede şehitlerimizi Mahmut yoldaşımızın şahsında bir kez daha gururla, onurla yad ederken şehitlerin sözcüsü olan Önder APO’yu da sevgiyle, saygıyla, özlemle selamlıyoruz.’

Ali Haydar Kaytan’ın konuşmasının ardından Mecit Gümüş, ‘Şehid Namirin ve Bê Serok jiyan nabe’ sloganları eşliğinde toprağa verildi.