Bugün, parlamentoda Milletvekillerinin Türk devletinin Türkiye'nin işgali sırasında gerçekleştirdiği insanlık ve savaş suçlarıyla ilgili sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ann Linde, Avrupa Birliği ve İsveç'in Kuzey Suriye'deki gelişmeleri yakından izlediğini, ateşkesin uzatılması ve işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi için Türkiye'ye baskıyı sürdürdüğünü söyledi.

Ateşkes için yapılan sözleşmelerin Kuzey Suriye'de güvenlik bölgesi olarak adlandırılan toprakların işgaline yol açmaması uyarısında bulundu.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento Dış Politika Komisyonu Üyesi Anders Österberg'nin Türkiye'nin Kuzey Suriye'de gerçekleştirdiği savaş suçları hakkındaki sorularını yanıtlayan Linde, Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki askeri saldırılarının Birleşmiş Milletler'in tüzüğüne ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.

KUZEY SURİYE'DE OLANLARI DEHŞETLE İZLİYORUZ

“İnsanlar olarak tabii ki biz Kuzey Suriye'de olanları dehşetle izliyoruz. Türk devletinin davranışları bölgedeki tüm tarafların işlerini zorlaştırıyor ve sivil halka, yardım kuruluşlarına zarar veriyor” diyen Linde, bu düşüncelerini işgalin başlamasından hemen önce Türk yetkililere ilettiklerini ifade etti.

BEYAZ FOSFOR KULLANILDIĞI İDDİALARI ARAŞTIRILMALI

Türk devletinin saldırılarından sivillerin zarar görmesini kaygıyla izlediklerini söyleyen Linde “Hükümet sivillere yönelik beyaz fosfor kullanıldığı suçlamalarını yakından takip ediyor” dedikten sonra Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü'nün konuyu önemle alıp araştırmasını istediklerini belirtti.

Milletvekili Tobias Anderson'un Türkiye'ye hangi yaptırımların uygulanacağı sorusunu yanıtlayan Linde, İsveç'in Türkiye'ye silah satışları durdurulması önerisini Avrupa Birliği'nin gündemine getirdikten sonra bir silah ambargosu uygulanması kararının alındığını hatırlattı.

İSVEÇ, AVRUPA BİRLİĞİ'NİN BAŞKA ÖNLEMLER ALMASI İÇİN ÇALIŞIYOR

İsveç'in Türkiye'ye silah satışlarını durduğunu hatırlatan Linde, “İsveç Avrupa Birliği'nin başka önlemler alması için çalışıyor” dedi.

Linde, sivillerin özellikle de Kürt ve bölgede yaşayan diğer azınlık haklar; Asuri-Süryani ve Êzidîlerin korunmasının önemine vurgu yaptıktan sonra “Bakışlarımız ciddi insanlık durumuna yöneliyor. Çatışmadaki taraflar uluslararası hümaniter hukuka, hümaniter ilkelere ve yardım kuruluşlarının çalışmalarına saygı göstermeli” ifadelerini kullandı.

İsveç ve Avrupa Birliği'nin gelişmeleri yakından izlediğini ve ateşkesin uzatılması ve geri çekilmesi Türkiye'ye yaptığı baskıyı sürdürdüğünü söyledi.

UÇUŞA YASAK BÖLGENİN ETKİSİ SINIRLI OLUR

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennelig, Kuzey Suriye'nin uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesini istemişti.

Svennelig'in önerisini değerlendiren Linde, işgalden sonra İsveç'in Türkiye'ye silah ambargosu uygulanması için öneride bulunurken Avrupa Dış İlişkiler Servisi'nden (EEAS) Türkiye'ye alınabilecek başka önlemleri incelemesini istediğini söyledikten sonra şunları kaydetti.

“Bir olası öneri Kuzey Suriye'de uçuşa yasak bölgedir. Hükümetin değerlendirmesi böylesi bir bölgenin etkisinin sınırlı olacağı yönünde. Çünkü Türkiye sınırın Türkiye tarafından hava saldırılarını sürdürebilir. Şimdiye kadar herhangi bir ülkenin uçuş yasak bölge için istekli olduğunu da görmedik.”

TEMEL TALEBİMİZ İŞGALİN SON BULMASI VE HALKIN TOPRAKLARINA DÖNMESİ

22 Ekim günü Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşmanın İsveç'in tutumunu değiştirmediğini söyleyen Linde, İsveç'in temel talebinin işgalin son bulması ve topraklarından sürülen Kürt ve diğer azınlık halkların evlerine geri dönmeleri olduğuna vurgu yaptı.