Şehba halkı Türk devletine öfkeli

Türk ordusu ve çetelerinin Astana Anlaşması sonrası Şehba’nın özgürleştilmiş bölgelerine saldırıları yoğunlaştı. Saldırılarda bu bölgelerde yaşayan sivil halk hedef alınırken, Şehba halkı saldırılara tepkili.

Türk devleti, 24 Ağustos 2016’da çeteleriyle birlikte Cerablus’a girerek başlattığı, Exterin, Ezaz, Mare, BAB’ı işgal ederek genişlettiği Kuzey Suriye işgal harekatı çerçevesinde birçok defa Şehba’daki sivil halkı hedef aldı ve katliamlar yaptı.

Türk devletinin Astana Anlaşması sonrası yoğunlaştırdığı saldırılarda hedef aldığı bölgeler ise geçen yıl yoğun çatışmalar ardından devrimci güçler tarafından özgürleştirilen Şêx İsa, Til Rifat, Umhoş, Eyn Dakka gibi köy ve beldeler.

Til Rıfat’ın Türkmen halkından Nuri Akman bu saldırıları anlatarak, “Türk devletinin işgal harekatını asla kabul etmiyoruz. Her türlü saldırıya karşı topraklarımızda kalarak özgür yaşamımızı savunacağız” dedi.

‘CERABLUS’A GİRİŞLE BİRLİKTE SALDIRMAYA BAŞLADILAR’

Akman, şunları anlattı:

"Zaten Türk devleti Cerablus ve Şehba’da ilerlerken DAİŞ buraları onlara bıraktı. DAİŞ çetelerinin bir kısmı sakallarını kesip elbiselerini değiştirerek ya Türk askeri ya da Fırat Kalkanı çeteleri oldular. Alanlarımıza saldırdılar. Türk devleti Cerablus’a girdikten sonra benim de yaşadığım Til Rıfat dahil özgürleştirilmiş alanlarımıza dönük sürekli ağır silahlarla saldırıları oldu.

Asker, sivil ayrımı yapmadılar; sürekli bombaladılar. Bu saldırılarda tarlalarımız, evlerimiz ciddi zarar gördü. Birçok ev de yıkıldı. 600’e yakın insanımız yaralandı. Ve bunların hepsi sivil insanlar."

‘ALANIMIZA 2 GÜNDE 50 FÜZE ATTILAR’

Akman, 6 Mayıs günü açıklanan Astana Anlaşması sonrası Türk işgalci güçlerinin özgürleştirilen alanlara saldırılarını arttığını belirterek, şunları söyledi: "Son birkaç gündür alanlarımıza sürekli saldırı var. Belirttiğim gibi daha önce de saldırılar vardı. Bazen her gün bazen birkaç günde bir bombalarlardı. Ama bombardımanlarda daha az sayıda bomba kullanılırdı. Örneğin daha önce bir bombardımanda günlük olarak ya da birkaç günde bir alanımıza 2-10 arası füze düşerken, bu son iki gündür alanımıza 50’ye yakın füze düştü. Özellikle Til Rıfat’a, Eyn Daqna, Maranez ve Sed’e çok fazla saldırı oluyor."

‘TÜRK DEVLETİNİN İŞGALİNİ ASLA KABUL ETMİYORUZ’

Türk devletinin yoğun saldırı gerçekleştirdiği Til Rifat gibi özgürleştirilmiş bölgelerde Arap, Kürt, Türkmen halkları olarak kardeşçe yaşadıklarını dile getiren Akman, Türk devletinin bunu bozmayı hedeflediğini söyledi.

Akman, şöyle konuştu:

"Eskiden ÖSO çeteleri vardı. İşkence vardı; özgürlük ve iş yoktu. Petrol yoktu. Hırsızlık ve tecavüz çoktu. ÖSO çeteleri ve Til Rıfat halkından bu çetelere katılanlar bizlere büyük zulüm yaşattılar. DAİŞ’i de, ÖSO’yu, Fırat Kalkanı güçleri dedikleri güçleri de hepsini tanıyoruz.

ÖSO çeteleri de buradayken içimizden bazılarını dolarlarla kandırarak kendilerine kattılar. Ama bunlar çok az sayıda. Şimdi onlarla birlikte Türk devleti tam karşımızda durmuş bize saldırıyor. Ama biz Türk devletinin bu saldırılarını asla kabul etmiyoruz. Topraklarımızı ve yaşamımızı savunacağız.”

‘ÖZGÜRLEŞEN ALANLARIMIZI BIRAKMAYACAK, SAVUNACAĞIZ’

QSD güçleri Til Rıfat’ı özgürleştirdikten sonra mutluluk duyduklarını kaydeden Nuri Akman, son olarak şunları ifade etti:

"Köylerimiz, beldelerimiz özgürleştirildikten sonra hepimiz halklarımızla yaşamaya başladık. Elektrik ve petrol sağlandı. Hırsızlık, tecavüz gibi olaylar durdu. İnsan olarak yeniden nefes almaya başladık. Şimdide Şehba Demokratik Meclisi bünyesinde kendi kendimizi yönetiyoruz. Komünler kurduk. Halk olarak topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz.

Yine Şehba’nın diğer bölgelerinden özelde BAB olmak üzere Kürt, Arap, Türkmen insanlar göç edip kurtarılmış bölgelere geliyorlar. Buradaki halklar olarak kendi imkanlarımızla onları da karşılamaya çalışıyoruz. Ben dünyaya sesleniyorum; Türk devleti ve çeteleri vahşidir, gittikleri hiçbir yerde yaşam bırakmıyorlar. Kendi çıkarları için Türk devletinin ve çetelerinin saldırılarına izin veriyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Topraklarımızda özgürce yaşamak için üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Topraklarımızda kalarak özgür yaşamımızı savunacağız."