Annesinin şahadet haberini yapan bir gazeteci: Kendal Şêxo

Kendisi Türk devletinin çeteleri tarafından ağır yaralanan annesini de Türk ordusunun saldırısında yitiren gazeteci Kendal Şêxo, “Onlar bizi ne kadar vurursa, biz 10 katı daha da güçlenerek karşılarına çıkacağız” dedi.

Gazeteci Kendal Şêxo 23 yaşında. 17 yaşından bu yana ANF ve Hawar Haber Ajansı’nda muhabirlik yapıyor. 18 yaşında Şêx Maqsud’da haber takibindeyken Türk devletine bağlı çetelerin saldırısında ağır yaralanan Kendal Şêxo annesi Afrin Halk Meclisi Eşbaşkanı Fatma Süleyman’ın şehadet haberini de yaptı.

2011 yılında beri Türk devletinin Rojava Kürdistan halklarına karşı çeteleri aracılığıyla ve direk yürüttüğü birçok saldırıyı takip eder Kendal.

Kendal Şêxo özgür basın üyesi bir Kürt gazeteci olarak Kürdistan ve Rojava’da gazeteciliğin önemini ve Türk devletinin ve ortaklarının özgür basın üzerine saldırılarını ajansımıza değerlendirdi.

Gazeteciliğin parayla değil de vicdanla yapılması gerektiğini ifade eden Kendal Şêxo, Türk devletinin özgür basına saldırmasının nedeni iktidarını sallayacak güçte olduğunu bilmesi ve korkması olduğunu belirtti.

‘DEVRİM BAŞLARKEN BEN DE GAZETECİLİĞE BAŞLADIM’

2011 yılından bu yana Rojava’da özgür basın çalışmaları yürüten Kendal Şêxo, Rojava Devrimi’nin gelişimine, Türk devletinin devrime karşı izlediği kirli özel savaşa bizzat tanıklık ederek açığa çıkması için çalıştı.

2011 yılında ANF ve Roj TV’ye çalışmaya başladığını söyleyen Şêxo, “Haber yapıyordum, Roj TV için de görüntü çekip gönderiyordum. Ben basın çalışmaları yürütmeye başladığımda henüz Suriye devrimi başlamamıştı. Kısa süre sonra Suriye devrimi başladı, Suriye’nin her yerinde savaş oldu. Birçok yerde serhildan oldu. O zaman gerçekten de halk devrimiydi” diyerek o günleri anlattı.

‘SURİYE HALKLARINA YIKIM VE ÖLÜM GETİRDİLER’

Kendal Şêxo başta Türk devletinin ve birçok uluslararası gücün Suriye Devrimi’ne müdahalesinin kriz ve yıkıma neden olduğuna tanıklık ettiklerini belirtti.

“2012 yılından itibaren aslında birçok devlet ve Türkiye bu devrime parmaklarını soktular. Suriye devrimi, Suriye halkına haram ettiler. Özellikle de Türk devleti.

O dönemde Türk devleti özgürleştirilen birçok alanı ele geçirmek bazı çete grupları yoluyla saldırılar gerçekleştirdi. Tabi böyle birçok değişik isimle birçok çete grubu geliştirdiler. Nerede ihtiyaç görüyorlarsa bu çete guruplarını yolluyorlardı. Türk devleti bu çetelerin yönünü Şêx Maqsud ve Eşrefiye’ye gibi Kürt mahallelerini ele geçirmek için Halep’e bazen yönlerini Afrin, bazen özelde Serêkaniyê olmak üzere Cizîr Kantonu’na ve Kobanê’ye çevirdi. Tabii biz de gazeteciler olarak bu olayları an be an takip ettik” diyen Şêxo, özellikle Halep’in Eşrefiye ve Şêx Maqsud ilçelerinde arkadaşları ile birlikte çete gruplarının saldırılarını dakika dakika izlediklerini de sözlerine ekledi.

ÇETELERİN SALDIRILARINDA AĞIR YARALANIR

Çetelerin 25 Kasım 2012’de Kurban bayramında Halep’in Kürtlerin ağırlıkta yaşadığı Eşrefiye Mahallesi’ne düzenlediği saldırıda Kendal Şêxo da ağır yaralandı. Bu saldırıda 14 sivil yaşamını yitirirken, aralarında gazeteci Cudî Ronahî’nin de bulunduğu 20 kişi de yaralandı.

O gün orada haber takibi yaparken yaralandıklarını söyleyen Şêxo, “Çeteler hem sivil halkı hem de biz gazetecileri hedef almıştı. O zaman biz bu çalışmalarda yeniydik ve neden gazetecileri hedef aldıklarını anlamıyorduk.

Ama zamanla gazetecileri neden hedef aldıklarını anladık. Savaş süreçlerinde yine genel olarak gazetecilerin ve basının toplumu bilgilendirmek için ne kadar önemli olduklarını yine nasıl bir rol oynadıklarını fark ettik. Yine Türk devletinin de gazetecileri hedef alması bize gösteriyor ki güçlü bir gazetecilik Türk devlet siyasetini boşa çıkarıyor” diye konuştu.

‘ANNEM İÇİN İŞİME HİÇ ARA VERMEDİM’

Kendal Şêxo 10 Kasım 2016’da Türk devletinin ördüğü duvarı protesto eyleminde Türk askerinin açtığı ateş sonucu yaralanan ve sonra yaşamını yitiren Kongreya Star üyesi Fatma Süleyman’ın oğlu. Annesinin yaralandığı haberini haber takibi yaparken alan Kendal Şêxo, “Ben annemin yaralandığını telefonda öğrendim. Yine habere gitmiştim. TEV-DEM Diplomasi Komitesi Arap halkıyla bir toplantı yapıyordu ve onu takip ediyordum. Ajansa geldim, siteye baktığımda sınırda yaralananların fotoğrafları içinde anemin de fotoğraflarının olduğunu gördüm. Gerçekten biraz zorlandım. Ama o zaman elimde bir haber vardı ve onu yetiştirmem gerektiğini düşündüm. Ben eğer işimi iyi yaparsam, elimdeki haberi iyi yaparsam bu saldırıya cevap olabilirim diye düşündüm. Ben bu haberimi yaptım ve verdim” dedi.

Kendal Şêxo annesinin yaralanması ardından bir oğul ve gazeteci olarak hissettiklerini ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben annemin iyi olduğunu Cizirê Kantonu’nda kalıp işime devam etmem gerektiğini düşünüyordum. Çünkü haberimi yaptıktan sonra aile ve doktorla konuştum. Onlar da ameliyat olduğunu ve iyi olduğunu söylediler. Çalışarak bu saldırının gerçeğini ortaya çıkarayım diye düşündüm. Hatta yaralanma haberini de ben düzelttim ve ‘onlar bize darbe vurmak istiyorlar. Biz de darbe yememiş gibi dimdik yolumuza devam etmeliyiz. Görsünler ki bu darbe bizi zayıflatmadı güçlendirdi’ diye düşündüm. Onlar bize ne kadar vurursa biz o kadar güçlenmeliyiz diye düşündüm ve düşmana bu mesajı vermek istedim.”

ANNESİNİN ŞEHADET HABERİNİ DE KENDİSİ YAZDI

Çalışma arkadaşlarının, Afrin’e giderek, annesini görmesini istediğini söyleyen Şêxo, “Ben Afrin’e ulaştığımda annem 7-8 gündür hastanedeydi. Doktorlar artık yaşama gücünü kalmadığını ve şehit düşeceğini söylüyorlardı. Ama ben yine moralimi bozmamaya çalıştım. Kendi kendime, ‘Ne olursa olsun, işimi sürdürmeliyim. Annem de işini çok büyük istekle yapıyordu, kendi istemiyle Türk devletini protesto etmek için sınıra gitti. Ben de aynı istekle işimi sürdürmeliyim’ diye düşündüm. Doktor annemin şehit düştüğünü söylediğinde ben direkt ajansa gidip, annemin şehadet haberini yaptım.

Yine annemin yaşam hikayesini anlatan portresini yaptım. Annemin bazı kitap ve defterleri vardı, onları inceledim. Okuma yazması çok iyi değildi. Ama yaşına rağmen kendini geliştirmeyi çok istiyordu. Kadın özgürlüğü üzerine birçok kitabı vardı. Onları okuyordu. Bunları incelediğimde kendi kendime ‘ben de çalışmalara böyle katılmalıyım’ dedim. Yine annemin portresini yaparak onu anlatmaya çalıştım. Bunun yeterli olmadığını biliyorum. Ama Türk devletine bir mesajımdır da ‘Sen bizi ne kadar vurursan vur biz sana 10 katı cevap vermeye hazırız” diye devam etti.

‘ÖZGÜR BASIN ERDOĞAN’IN İKTİDARINI SARSIYOR’

Kendal Şêxo özgür basın çalışanları olarak her türlü saldırıya direnerek halkı bilgilendirme ve gerçeğin sesi olma görevini yerine getireceklerini belirterek, Türk devletinin gazetecilere ilişkin saldırıları ve Kürt kanallarının kapatılma girişimine ilişkin şöyle konuştu: “Şu anda anlaşılıyor ki Türk devleti basın yayından çok korkuyor. Demek ki özgür basının Erdoğan’ın iktidarını ve koltuğunu sallayacak gücü var. Bu televizyonları kapatılması kararı ilk değil. Daha önce bir kararla birçok gazete, televizyon kapatıldı. Bunlar içerisinde en çok izlediğimiz Azadiya Welat gazetesiydi. Birçok gerekçe ortaya koydular. Ama gerçeklik basından korkmalarıdır. Basın onların hakikatini ortaya çıkarıyor. Buda onların iktidarda kalamayacakları anlamına geliyor.

Eutelsat’ın Türk devletine ortaklık etmesi Eutelsat’ın kirliliğini gösteriyor. Eutelsat ticari amaçlarla hareket ediyor. Toplumun ahlakı dışındaki kanalların yayın yapmasına izin veriyor ama Kürt Özgürlük Mücadelesi için hareket eden kanalları kapatıyor. Bu gösteriyor ki insan hakları ve gazetecilik ilkelerine göre hareket etmiyor, ticari hareket ediyorlar.”

‘GAZETECİLİK PARAYLA DEĞİL VİCDANLA YAPILIR’

Çağımızda gazeteciliğin çok önemli bir rolü olduğuna ve gazetecilik parayla değil vicdanla yapıldığına dikkat çeken Kendal Şêxo basın-yayının toplumda oynayacağı role ilişkin ise, “Dünyada birçok basın yayın kuruluşu var. Belki binlerce televizyon, yüzbinlerce site, dergi ve belki milyonlarca gazeteci var. Eğer vicdanımızla değil de para için çalışırsak bu şekilde basını, toplumu yozlaştırma ve yıkma aracı olarak kullanırız. Yine bu şekilde basını iktidara bağlayan bir basıncılık yaparız. Fakat gazeteci herkesten önce toplumda olumlu bir rol oynamalıdır. Eğer gazetecilik başarırsa yani her gazeteci vicdanıyla hareket eder ve işini yaparsa toplum başarır ve toplumsal yaşam güzelleşir” biçiminde konuştu.

‘ANALARIN KATİLLERİ KALICI OLAMAZ’

Tüm gazetecileri ve özellikle Türkiye’deki gazetecilere Türk devletinin kirinden kurtarma çağrısında bulunan Şêxo şunları söyledi: “Erdoğan iktidarından kurtarmaya davet ediyorum. Gelin hakikati yazın, Erdoğan’ın zulmünü yazın. Onun kirini bazı yazılarınız ve görüntülerle kapatmayın. Gerçeği ortaya çıkarın. Çünkü tarih ispatlamıştır ki anneleri, çocukları katledenler, hakikati gizleyip kirlilik yapanlar kalmıyorlar ve mutlaka gidiyorlar. Bunların hakikatini açığa çıkarmayıp da övenlerde onlarla birlikte yok olacaktır.”