Türk devleti ve DAİŞ ile El Nusra çetelerinden devşirerek, "Milli Ordu" adını verdiği çetelerin Efrîn'e yönelik işgal saldırısı karşısında Çağın Direnişi 20'nci gününde devam ediyor. YPG/YPJ ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) savaşçıları karşısında ilerleme kaydedemeyen ancak sınır hattında bazı köylerindeki evleri bombalayarak giren Türk ordusu ve çeteleri bu köylerde talan ve hırsızlıklarını sürdürüyor.

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Suriye'nin Kuvayi Milliyesi" dediği çete gruplarının sınır köylerinde tavuk ve hindi hırsızlığı yaparken çekip yayınladıkları görüntülerin yankısı sürerken, sınır köylerinde Türk askeri ve onlara bağlı çetelerin talanına ilişkin yeni bilgiler gelmeye devam ediyor.

EVLERİMİZİ VURDULAR

Türk devleti ve çetelerinin saldırılarından dolayı Efrîn'in Raco ilçesine bağlı Edema köyündeki evini terk etmek zorunda kalan Hikmet Necib isimli kadın, evlerinin vurulmasından sonra göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Hikmet Necib, "Bizler sınır hattındaki köyümüzde yaşamımızı sürdürüyorduk. Ancak bir sabah top sesleriyle uyandır. Evimizin kapısına top güllesi düştü. Orada komşumuzun küçük bir kız çocuğu yaralandı. İki gün bodrumlarda yaşadık. Ama baktık ki olmuyor, her şeyimizi geride bırakarak, çıkmak zorunda kaldık" dedi.

'ALLAH O KAFİRLERE BIRAKMASIN'

Hayvanlarını ve her şeylerini geride bırakmak zorunda kaldıklarını belirten Hikmet Necib, geride kalan her şeylerinin çeteler tarafından talan edildiğini söyledi. Hikmet Necib, "Hiçbir şeyimizi alamadan çıktık. Traktörümüz, 120 koyunumuz, zeytinyağlarımız her şeyimiz orada kaldı. Allah o kafirlere bırakmasın. Her şeyimizi bırakıp gelmek zorunda kaldık. Sadece canımızı kurtardık. Ben bodruma girdim ve çıkmayacağım dedim ama beni alıp çıkardılar. Hiçbir şeyimizi alamadık. Sadece ben değil tüm köy varını yoğunu bırakıp çıkmak zorunda kaldı" diye kaydetti.

ERDOĞAN'IN 'MİLLİ ORDU'SU EVLERİNİ TALAN ETTİ

Türk devleti ve ona talancı çetelerin evlerini yağmaladığını belirten Hikmet Necib, şunları söyledi: "Ben o hayvanlara üzülüyorum. Onları o zalimlere bıraktığıma yanıyorum. Her şeyimizi talan ettiler. Talana gelmişler, harbe değil. 8 nüfusum var. Hepimiz geçimimizi o hayvanlar ve zeytinlerden sağlıyorduk. Tüyü bitmemiş çocuğun hakkını yiyorlar. Vallahi de haramdır, billahi de haramdır. Şu anda 4-5 aile küçük bir evde yaşıyoruz. Ey zalim sen ne istedin bu çocukların hakkından. İnşallah yanına kalmaz."