Nicolas Chevrion imzalı özel haberde, Türk devletinin yeniden işgal hazırlıkları yaptığı bir dönemde, Efrîn’deki korkunç bilançoyu yazdı. Chevrion şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin otonom Kürt yönetiminin idaresindeki Suriye’nin kuzey doğusunu işgal etmeye hazır olduğunu söylediği bir sırada, tanıklar ve sivil toplum örgütleri, Suriye topraklarında bir yıl önce Efrîn’de gerçekleşen Türk müdahalesinin karanlık bilançosunu ortaya koyuyor.”

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kürtlerle hiçbir sorununun olmadığını” söylemesine rağmen, Ankara’nın hedefindeki çevrede yaşayan yüzbinlerce Kürdün son işgalden dramatik bir şekilde etkilendiğini kaydeden Mediapart, işgalin bilançosunu şöyle özetliyor: “Yağma, nüfusun zorla göçertilmesi, dayak ve kayıplar, ekonomik kaynakların kötüye kullanılması...”

HERŞEYİ ÇALIYORLAR

18 Mart 2018’de Türk güçlerinin Efrîn’e girmesiyle yaşanan ilk görüntüler, alanda bulunan ve adını vermeyen bir gazetecinin ağzından şöyle aktarılıyor: “Çılgınlık. İnsanlar tüm dükkanlara, evlere giriyor. Ketçaptan, tavuklar ve mutfak robotlarına kadar her şeyi çalıyorlar. Elinde elbise askılığı ile motosiklet üzerinde giden bir tip gördüm. Yüzlerindeki gülümsemeyi gördüm. Şu havadaydılar: Kent bizimdir, istediğimizi yaparız.”

Gazeteci, Türk birliklerinin bu sahnelere hiçbir şekilde müdahale etmediğini söylerken, “Oysa engellemek zor değildi” dedi.

Haberde, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin soruşturma komisyonu tarafından toplanan tanıklıklara da yer verildi. Eylül 2018’de BM Genel Kurulu’na sunulan raporda evlerin yağmalandığı detaylı olarak yer alırken, “Tanıklar, Türk birliklerinin bazen yağma yerlerinin çevresinde bulunduğunu ve engellemek için hiçbir şey yapmadıklarını anlattılar” deniliyordu.

YAĞMA BİR SAVAŞ SUÇU

Mediapart, raporda yağmalanan hastaneler, bir kilise ve bir Êzidi anıtına da dikkat çekildiğini belirttikten sonra, “Yağma, uluslararası hukukta bir savaş suçu olarak değerlendiriliyor” dedi.

BM’ye göre Türk işgali sırasında 23 Mart 2018 itibariyle 167 bin kişi evlerinden kaçmak zorunda kaldı. Mediapart, işgalden 10 ay sonra durumda bir değişim olmadığına dikkat çekerken BM Mülteciler Yüksek Komiserliği 151 bin Efrînlinin başta Til Rifat olmak üzere kamplarda veya evlerde kalmaya devam ettiğini belirtiyor. Ancak başka kaynaklara göre 200 bini aşkın kişinin göçe maruz kaldığını aktaran Mediapart, Suriye Kızılayı’nın bu konudaki görüşlerine yer veriyor. Kızılay, Efrîn’de 216 bin kişinin iç göçe maruz kalarak kamplara, başka kent ve köylere sığınmak zorunda kaldığını belirtiyor.

FİDYE İÇİN YAYGIN TUTUKLAMALAR

Efrîn’deki alıkoymalar, tutuklamalar ve fidye karşılığı serbest bırakılanlara da dikkat çeken Mediapart, bu konuda Af Örgütü’nün tanıklara dayanan raporları ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin görüşlerine yer verdi. Gözlemevi’ne göre fidye için tutuklamalar oldukça yaygın. Türk devleti ve çetelerin birlikte gerçekleştirdiği işgalin başından bu yana 2.600 kişinin Efrîn’de tutuklandığını belirten Gözlemevi, bunlar arasında bin dolayında kişinin hapse atıldığını, bırakılanların çoğundan ise bir milyon Suriye lirasına varan fidyeler alındığını kaydetti.