Söz, bombalara karşı toprağını terk etmeyenlerde…-YENİLENDİ

Türk devleti ve ona bağlı çetelerin Efrîn'e yönelik işgal saldırılarında sınır hattındaki köylere yapılan bombardımanda evleri yıkılan insanlar, halk ve komünler tarafından karşılanıyor. Efrînliler kapılarını, evleri yıkılan yurttaşlara açtı.

Türk devletinin ve El Nusra ve DAİŞ'ten devşirdiği çetelerle Efrîn'e başlattığı işgal saldırıları 18'inci gününde devam ediyor. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın büyük umut bağladığı ve 72 savaş uçağı, binlerce tank, top ve ağır silah, on binlerce asker ve çeteyle birlikte Efrîn'e başlattığı saldırı, şimdiye kadar YPG/YPJ direnişi karşısında Türk devletinin umduğu sonucu vermedi. Ancak Efrîn'de sadece savaşçıların direnişi söz konusu değil. En büyük direnişi ise 7 yıldır abluka altında olan ve buna rağmen yüzbinlerce göçmene ev sahipliği yapmış Efrîn halkı sergiliyor.

HALK TOPRAĞINI TERK ETMİYOR

Türk devletinin havadan ve kadar başlattığı yoğun saldırılarla halkı göçertmeyi hedeflediği saldırılarda, bu beklenti gerçekleşmedi ve halk evlerini terk edip göç yollarına düşmedi. Efrîn'in köylerine 18 gündür yapılan yoğun bombardımanda aralarında çocuk ve kadınların da olduğu en az 129 yaşamını yitirirken, 350'yi aşkın sivil de yaralanmasına rağmen halk toprağını terk etmiyor. Sadece Efrîn'in birkaç sınır köyünde yaşanan katliamlarda evleri yıkıldı. Evleri yıkılanlar ise başka yerlere gitmeyerek, Efrîn'in ilçeleri ve merkezine göç etti.

BÜYÜK GÖREV KOMÜNLERDE

Köylerden Efrîn merkezine gelen halk, burada komünler tarafından boş evlere yerleştirildi. Ayrıca çok sayıda Efrînli ise evlerini köylerden gelen ailelere açtı. Birçok ev, iki-üç aile paylaşılıyor. Merkeze gelen ailelerin ihtiyaçları ise kentteki 54 komün tarafından karşılanıyor. ANF'ye konuşan aileler, topraklarını asla terk etmeyeceklerini ve işgalin kırılmasından sonra evlerine döneceğini kaydediyor.

'BİZİ KOMÜNLER KARŞILADI'

Cindirêsê ilçesine bağlı Rabûsê köyünden Efrîn'e gelmek zorunda kalan Nûcan Murad isimli Kürtçe öğretmeni, son ana kadar evlerini terk etmediklerini belirterek, topraklarını asla Türk devleti ve ona bağlı çeteci gruplara bırakmayacaklarını vurguluyor. Nûcan Mûrad, "Köyümüz havan ve toplarla bombalandıktan sonra göç etmek zorunda kaldık. Şimdi burada üç aile kalıyoruz" diye kaydetti.

Köylerinden çıkarken hiçbir şeylerini yanlarına alamadıklarını belirten Nûcan Mûrad, kente geldikten sonra da ihtiyaçlarının komünler tarafından karşılandığını belirtiyor. Komün üyelerinin kendilerini karşıladıktan sonra kendilerine kalacak yer bulduğunu ifade eden Nûcan Mûrad, "Hiçbir şeyimizi alamadan evimizden çıktık. Sadece üzerimizdeki elbiselerle çıktık. Burada bütün ihtiyaçlarımızı komünler karşıladı. Onlar yardımcı oldu" dedi.

'DÜNYA BUNLARI GÖRMÜYOR MU?'

Dünya kamuoyundaki sessizliğe de tepki gösteren Mûrad, şimdiye kadar yüzlerce sivilin katledildiğini ve yaralandığını hatırlatarak, bunun insan haklarından söz eden herkes ve kurum için büyük bir utanç olduğunu dile getiriyor. Nûcan Mûrad, "Acaba kimse bu yaşatılanları görmüyor mu? Türk devleti bu kadar halkı hedef alıp yerlerinden yurtlarından ediyor. Yani bu dünya nerede? İnsan haklarından söz edenler nerede? Bunlar bu yaşatılanları görmüyor mu?" diye soruyor.

'KÖMÜNLER BİZE YARDIM ETTİ'

Aynı köyden Elmas Murad da bir evde üç ailenin birlikte kaldığını ve her bir ailenin evin bir odasına yerleştiğini belirterek, ihtiyaçlarının ise komünler tarafından karşılandığını dile getiriyor. Elmas Mûrad, "Bu evde üç aile kalıyoruz. Her bir aile bir odada kalmak zorunda. İhtiyaçlarımızı komünler karşılıyor. Bu evi de komün bize buldu. Şimdiye kadar ne ihtiyacımız olduysa komünler yardım etti" diyor.

'TOPRAĞIMIZDAYIZ, BİR YERE GİTMİYORUZ'

Gulistan Hesen isimli bir kadın da topraklarını terk etmediklerini belirterek, "Evlerimizi vurduktan sonra çıkmak zorunda kaldık. Sınır köylerinde kalıyoruz. Üç çocuğum var, onlara bir şey olur korkusundan çıktım. Şimdi Efrîn'deyiz. Toprağımızdayız, bir yere gitmedik" ifadelerinde bulunuyor.

'İNŞALLAH BİZLER KAZACAĞIZ'

Edanê köyündeki evlerinde iki gün top atışlarına tutulduktan sonra yakındaki bir başka köye gittiklerini ve daha sonra Efrîn'e geldiklerini belirten Sebah Sîno isimli kadın da şunları belirtiyor: "Çıkarken de doğrudan Efrîn'e gelmedik. İki gün yakınımızdaki bir köyde kaldık. Bir gün başka bir köyde kaldık. Sonra buraya geldik. Şimdi burada bu eve yerleştirildik. İki aile bir arada kalıyoruz. Allah bunu Erdoğan'ın yanına bırakmasın. Nasıl bizi bu hale düşürdü, inşallah bin beterini yaşar. İnşallah bizler kazanacağız."

'BİRKAÇ AİLE BİR EVDE KALIYORUZ'

Cindirêsê'nin Hemam köyünden olan Meryem Hemed Mecîd ise evlerinin vurulması sonucu dayısının yaralandığını belirterek, "Burada kayınımın evinde kalıyoruz. Cindirêsê ile Hemam yolunda kalıyorduk. Evimiz oradaydı. Evimize havanlar atıldı. Dayım orada yaralandı. Şimdi tedavi görüyor. Evimiz de yıkıldı. Çocuklarımız fazlaydı. Gelmek zorunda kaldık. Sadece üç parça alabildik yanımıza. Her iki üç aile bir ailenin yanına yerleştik" diyor.

'BİZ KAZANACAĞIZ, ERDOĞAN KAYBEDECEK'

Xelila köyünden göç etmek zorunda kalan Emîne Xelîl ise asla topraklarını terk etmeyeceklerini belirterek, bu savaşı kazanacaklarını kaydediyor. Emîne Xelîl, "Önceki gün buraya geldik. Evlerimize havan ve toplar atıldı. Eşim felçli ve ufak torunlarım var. Onları da yanımıza alarak gelmek zorunda kaldık. Gelmek istemiyordum, zorla getirdiler beni. Bizler buradayız ve toprağımızı terk etmiyoruz. Evlerimizi yıksalar da yine burada olacağız ve hiçbir yere gitmeyeceğiz. İnşallah bizler kazanacağız ve Erdoğan kaybedecek" diye kaydediyor.