Mazlum, (Jîr Baz) tarih sayfaları 1992 yılının 10 Mayıs’ını gösterdiğinde Colemêrg'e (Hakkari) bağlı Peyanis köyünde yurtsever ve toprağına bağlı bir ailede doğar. Orta halli bir ailenin 1''i kız, 4 çocuğundan üçüncüsüdür. Meslek lisesinde elektrik bölümünü bitiren Mazlum, ailesine katkıda bulunmaya çalışan, emekçi ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir genç olarak hayatını sürdürür. Mazlum, hem erkek kardeşinin özgürlük saflara katılmasından hem de gerilla saflarına katılan ve 2010 yılında şehit düşen kuzeni Afat Colemêrg’in şehadetinden çok etkilenir. Katılım ve şehitleri olan böyle bir ailede büyümesi, onun da PKK ve Önderlik ile daha çocukluk yaşlarında tanışmasına ve etkilenmesine vesile olmuştur. Mazlum, ailesinin yurtsever olmasından dolayı gerilla mücadelesine ve kahramanlıklarına tanıklık ederken, diğer taraftan da düşmanın aile ve çevre üzerinde yarattığı baskı ve saldırılar karşısında büyük bir arayış içerisinde cevap olma yoluna girer. Düşmanın halkımız üzerinde yürüttüğü soykırım siyasetini parçalamak ve Kürt halkının öz örgütlülüğünü geliştirmek için gençlik çalışmalarında uzun bir süre yer alır.

Gittiği her alanda halk üzerinde ve özelde arkadaş çevresinde yarattığı etki ile birçok arkadaşının katılım sağlamasına da vesile olur. Mazlum, şehir çalışmalarındaki öncü ve örgütlü duruşuyla halkı etkilerken düşmanın da hedefine girer ve 2011 yılında tutuklanır. Yaklaşık 3 yıl boyunca düşman zindanda kalan Mazlum, 2014 yılının Şubat ayında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit işkencesine karşılık vermek ve öz eleştirisini vermek için tek yerinin özgürlük safları olduğuna karar verir ve yönünü özgürlük dağlarına çevirir. Artık o çok sevdiği ve doğasına hayran kaldığı Kurdistan dağlarına kavuşmuştur. Hayalini gerçekleştiren Mazlum, dağlarda güçlü, sağlam adımlar atabilmek için Jîr (zeki, çalışkan) ismini koyar ve artık Jîr Baz olarak anılmaya başlar.

Jîr, 2014 yılından 2018 yılına kadar Xakurkê alanında gerillacılık yapar. Gerillada kaldığı her alan ve çalışmada fedakar katılımı ve dürüst yaklaşımlarıyla daha mücadele yaşamının başlarında örnek bir Apocu militan olmayı başarır. Özgürlük dağlarında kendisini daha çok tanıyan ve tanıdıkça anlam gücü ve bilinci artan bir duruşa sahip olur. Jîr için dağlar her zaman onları sarıp sarmalayan, koruyan, büyüten, güçlendiren bir annenin çocuğuna duyduğu şefkat dergahı gibidir. Kurdistan toprakları ona göre cennetin dünyadaki versiyonudur. Bundandır ki dağların onları koruduğu gibi, o da dağların korunması ve sahiplenilmesi gerektiği kanısındadır.

AİT OLDUĞU YERDEYDİ

Jîr dağları çok sevdi. Ve bu dağlarda yürümekten, keşfetmekten mutluydu. İçine çektiği havası ile dağlara aşık bir derviş edasıyla yaşadı. Kendisine ait olduğu yerlerdeydi. Bunu iliklerine kadar yaşadı ve yaşattı. Hele bu dağlarda kurduğu yoldaşlıklarının sistemden farkını gördükçe bu topraklara daha bir bağlanmaya başlar. Kişiliğini büyük bir muhasebeden geçiren Jîr Baz, Şehit Mahir Akademisi’ni askeri taktik ve tarzda derinleşerek uzman bir sabotajcı olarak bitirir. Gördüğü sabotaj branşı eğitiminin ardından Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve hakların özgürlük amacına ancak silahı ile cevap olacağını fark eder. Bu büyük amaca hizmet etmenin yüklediği anlam ile silahına daha güçlü bağlarla sarılır. Örgütün verdiği her görev ve sorumluluğa karşı emek sarf etmek gerektiği bilinciyle yaşama katılır. Örgütte tim komutanlığından yoldaşlarının lojistik ihtiyaçlarını karşılayan çalışmalara, savaş tünellerinin yapılmasına kadar fedakar bir katılımla emek verir.

2015 ve 2016 yıllarında savaş tünelleri çalışmalarının yapılmasında yer alırken bir kaza sonucu başından, kolundan ve ayağından yaralanır. Fakat yaralanmalarını kendisinde engel olarak görmez. Arkadaşları tarafından saygı duyulan, sevilen ve sayılan bir militandır. Enerjisi gözlerine yansıyan Jîr Baz, aynı zamanda yoldaşlarını etrafına toplayan bir yeteneğe de sahiptir. Parti yaşamında öncü ve düşmanın üzerine cesaretle yürüyen bir militandır.

Jîr, gerilla yaşamında yoldaşlarının şehadetinden de oldukça etkilenmektedir. Şehadet gerçeklikleri karşısında sürekli onlara layık olma ve kendi şahsında yaşatma arayışı ve çabasında olur. Onların bıraktığı mirasa sahip çıkmayı en büyük ilke sayar kendisine. Şehadet gerçekliği karşısında moral motivasyonunu düşürmez, onların intikamlarını almadan rahat nefes alamaz. Fedai bir ruha sahip olan Jîr, dağlarda Önder Apo’ya, halkına, yoldaşlarına ve Kurdistan’a güçlü bağlarla bağlanır ve bu yaşama sevdalanır. Varlığı ile halkının umut ışığı olan Jîr Baz, 7 Ekim 2020 tarihinde faşist Türk devletinin haince gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucunda Medya Savunma Alanı’nda şehadete ulaşır.