Alman Die Linke Federal Parlamento Grup Başkanvekili Gökay Akbulut, hükümetin yanıtlaması talebiyle 14 Mayıs’ta 'Kuzey ve Doğu Suriye'deki İslam Devleti mensuplarının yarattığı güvenlik tehdidi' başlıklı soru önergesi verdi. Akbulut’un önergesine hükümet tarafından verilen 20/11365 numaralı yanıtta birçok soru geçiştirildi.
'TÜRK DEVLETİ SORUMLUDUR'
Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanvekili Gökay Akbulut, Federal Hükümetin verdiği yanıtı değerlendirerek, şunları belirtti:
"Federal Hükümetin, Almanya'nın güvenliğini de ilgilendiren bu konuda, Kuzey ve Doğu Suriye'de tutuklu bulunan Alman DAİŞ destekçileri ve onların akrabaları hakkında anlaşılır bilgi vermekten neden kaçındığını anlayamıyorum. Çok sayıda DAİŞ destekçisinin ve ailelerinin gözaltı merkezi olarak tutulduğu kampları saymayarak sayılarına ilişkin sorumu geçiştiriyor. Alman hükümeti, cevabın bazı bölümlerini gizli bilgi olarak sınıflandırarak güvenlik durumunu kamuoyuna anlaşılır bir şekilde sunma yükümlülüğünü ihlal etmektedir."
Tutuklu DAİŞ'liler için çözüm bulmak üzere kurulan girişimlere Türkiye’nin dahil edilmesini eleştiren Gökay Akbulut, Türkiye’nin mevcut ortamdan sorumlu olduğunu vurgulayarak, "Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda hapsedilen ya da alıkonulan DAİŞ savaşçıları için bir çözüm bulması beklenen uluslararası bir çalışma grubuna onca ülke arasından Türkiye'nin dahil olması tuhaf olmanın ötesinde bir durumdur. Çünkü İslamcı grupları destekleyen ve onlara güvenli sığınaklar sunan Türk hükümeti, Suriye'nin kuzey ve doğusundaki mevcut güvenlik durumundan kısmen sorumludur" dedi.
'NATO ORTAĞI TÜRKİYE’Yİ KIZDIRMAK İSTEMİYOR'
Alman devletinin DAİŞ tutukluları hakkındaki tavrını da eleştiren Gökay Akbulut, DAİŞ çetelerinin risk oluşturduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Alman hükümetinin Kuzey ve Doğu Suriye'deki özyönetim temsilcileriyle yapılan görüşmelere neden yanıt vermediğini anlayamıyorum. Belli ki NATO ortağı Türkiye'yi kızdırmak istemiyor. Şam'daki Alman Büyükelçiliğinin 2012'den beri kapalı olduğu ve bu nedenle konsolosluk görevlerini yerine getiremediğine atıfta bulunması, Suriye'nin kuzeydoğusundaki kamplardan toplam 27 Alman kadın, 80 çocuk ve bir gencin ülkelerine geri gönderilmesiyle çelişiyor.
Ancak geri dönüşler artık durmuş durumda ve Almanya ile bağlantısı olan çok daha fazla sayıda insan, geri dönüşlerden ziyade bağımsız olarak Almanya'ya geri döndü. Onlarca ülkeden çok sayıda DAİŞ savaşçısı ve DAİŞ destekçisinin halen Almanya'da gözaltında tutulması bölge için büyük bir güvenlik riski oluşturmaktadır. Alman hükümeti harekete geçmeyerek kamplarda radikalleşme ve İslamcı grubun yeniden canlanma riskini arttırıyor. Federal Hükümet'in DAİŞ tarafından işlenen vahşetin yargılanması ve yasal olarak ele alınması konusunda samimi bir ilgi gösterdiğini göremiyorum. Ne uluslararası bir mahkeme kurulması için siyasi bir irade gösterdi ne de çok sayıda Alman DAİŞ savaşçısının geri getirilip Almanya'da yargılanması için ciddi bir çaba sarf etti. Bu kesinlikle kabul edilemez çünkü Alman DAİŞ savaşçılarından Almanya sorumludur."
Gökay Akbulut, Almanya’nın sorumluluktan kaçarak Özerk Yönetimi zor durumda bıraktığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye'nin öz yönetimi zor durumda bırakılmamalıdır. Uluslararası desteğe ve siyasi tanınmaya ihtiyacı vardır. Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan tüm etnik ve dini grupların yer aldığı özyönetim, Orta Doğu'da benzersizdir ve barış içinde bir arada yaşama ve kadınlar için eşit haklar için bir model teşkil etmektedir.
Bölgenin Almanya'nın NATO ortağı Türkiye'nin sürekli saldırıları nedeniyle istikrarsızlaştığı düşünüldüğünde 27 milyon avroluk insani yardım okyanusta sadece bir damla."
FEDERAL HÜKÜMETTEN YANIT
Gökay Akbulut’un önergesine veren Federal Hükümet, "Federal Hükümet, hapisteki hiçbir Alman İD destekçisini Almanya'ya geri getirmedi. Ancak yedi karmaşık operasyonla toplam 27 Alman kadın, 80 çocuk ve bir ergen Suriye'nin kuzeydoğusundaki kamplardan geri getirildi” ifadelerini kullandı.
Gökay Akbulut Federal Hükümet’in, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ndeki gözaltı merkezlerindeki doluluk oranları ile insani ve güvenlik durumu hakkında ne gibi bilgilere sahip olduğu ve gözaltı merkezlerinde DAİŞ’in faaliyetlerine dair hangi emareler olduğunu sordu. Federal Hükümet, "Şam'daki Alman Büyükelçiliği 2012'den beri kapalıdır ve diplomatik ve konsolosluk personeli Suriye'den geri çağrılmıştır. O tarihten bu yana konsolosluk desteği sağlamak ve dolayısıyla Suriye topraklarındaki gözaltı merkezlerinde bulunan Alman vatandaşlarını ziyaret etmek artık mümkün değil. Ayrıca, sözde 'özerk yönetim' uluslararası hukuk kapsamında tanınmamaktadır; sonuç olarak, Alman hükümeti bu yönetimle herhangi bir resmi ilişki sürdürmemektedir.
Sonuç olarak Federal Hükümet, Suriye'nin kuzeydoğusundaki gözaltı merkezlerinin doluluk oranları ve gözaltı merkezlerindeki İD faaliyetlerine ilişkin göstergeler hakkında ne resmi ne de kendi güvenilir bilgisine sahiptir. Federal Hükümet, BM kuruluşları, Uluslararası Kızılhaç ve bölgede faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ve diğerleriyle yaptığı görüşmelerden ve onlardan aldığı bilgilerden, Suriye'nin kuzeydoğusundaki cezaevlerinde insani ve güvenlik durumunun çok zor olduğunun farkındadır. Bazen ölümle sonuçlanan münferit tüberküloz vakaları da mevcuttur.”
'467 KİŞİ GELDİ, 111 KİŞİ MAHKÛM EDİLDİ'
Federal Hükümet, “10 Nisan 2024 itibarıyla Federal Hükümet'in bilgisi dahilinde 2011 yılından bu yana Almanya'dan Suriye/Irak'a giden ve orada kalma ihtimali yüksek olan 467 İslamcı Almanya'ya geri dönmüştür. Geri dönen 467 kişiden 416'sı bağımsız olarak Almanya'ya dönmüştür. Geri dönüş zamanının bir dökümü istatistiksel olarak yalnızca geri dönen 467 kişinin toplam sayısı için mümkündür.
Federal Hükümet'in bildiği kadarıyla, geri gönderilen 467 kişiden 31'i hakkında, özellikle Ceza Kanunu'nun 89a ve 129a, b maddeleri ve/veya Uluslararası Ceza Kanunu uyarınca, Suriye/Irak'a gidişleriyle bağlantılı cezai suçlardan dolayı ön kovuşturma başlatılmıştır. Mevcut bilgilere göre, şu ana kadar 111 kişi mahkûm edilmiş, 119 soruşturma halen devam etmekte ve 122 yargılama geçici olarak askıya alınmıştır. Bazı durumlarda, bir kişi hakkında birden fazla yargılama yürütülmüştür. Bu bağlamda, geri dönenlerle ilgili mevcut bilgilerin genellikle dalgalanmalara tabi olduğu belirtilmelidir. Federal Kriminal Dairesi bazen federal eyaletlerden ön kovuşturmaların başlatılması, durdurulması veya sonuçlandırılmasıyla ilgili bilgileri gecikmeli olarak almaktadır. Almanya'ya dönen 416 kişi hakkında makul bir çabayla bağımsız olarak spesifik bilgi sağlamak mümkün değildir, çünkü bu, söz konusu 416 ayrılma vakasıyla ilgili mevcut tüm dosyaların manuel olarak değerlendirilmesini gerektirecektir."