FED-DEM yaptığı yazılı açıklamada, “Edindiğimiz bilgilere göre bugün Kassel çevresinde yaşayan 3 Kürdistanlının evi polis tarafından basılmış, arama adı altında evler dağıtılmış, bazı özel eşyalara el konulmuştur. Her şeyden önce; Biz Kuzey Almanya Kürdistani Kurumlar Federasyonu (FED-DEM) olarak özünde Almanya Kürt toplumunu hedef alan, Kürt aktivistlere yönelik polis devletini aratmayan bu ve benzeri kriminalize etme amaçlı uygulamaları kesin bir dille kınıyoruz” dedi.
FED-DEM, “Kassel ve çevresinde Kürdistanlıların kültürel ve siyasi örgütlenmesi olan Kassel Demokratik Halk Meclisi üyesi 3 Kürdistanlının, asılsız gerekçelerle hedef alınmasının hukuki hiçbir gerekçesi olamaz. Olsa olsa siyasi saiklerle süslenmiş keyfi gerekçeler olabilir” diye ekledi.
Bu baskınları “kriminalizasyon siyasetini sürdürmenin ısrarı” olarak değerlendiren FED-DEM, “Almanya hükümetini bu politikadan vazgeçmeye Kürt-Türk barışının gerçekleşmesi için inisiyatif almaya davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
Hükümetin mevcut siyasetinin sorunları daha da ağırlaştırdığını belirten FED-DEM, “Biz Almanya Kürt toplumu olarak, eğer varsa sorunların demokratik yasal haklar temelinde çözülmesinin esas alınmasının en doğru yaklaşım olacağına inanıyoruz. Ekonomik ve siyasi çıkarlar gözetilerek soykırımcı Türk devleti ile kirli ilişkileri sürdürmek, Almanya’nın demokratik değerlerine ve geleneklerine yakışmamaktadır. Özellikle; Erdoğan’ın vaatlerine veya mülteci göçü tehdidine boyun eğmek ne Almanya ne de Avrupa halklarının çıkarınadır” ifadelerini kullandı.
“Kriminalize etme, baskı uygulama, sindirme politikalarının Almanya’da demokratik ortama ve ortak yaşama duygusuna zarar verdiği görülmeli ve bu politikaya son verilmeli” diyen FED-DEM, şunları ekledi:
“Biz Kuzey Almanya Kürt toplumu ve kurumları olarak yaşadığımız bu ülkenin yasalarına ve sosyal yaşamına karşı oldukça uyumlu ve demokratik bir duruşla yanıt olmaya çalışırken, mevcut devletin bunu hiçe sayan, toplumun bir arada yaşama ve adalet duygusunu zedeleyen her türlü yönelimini bir kez daha kınıyoruz.”