Kürtleri fişleyen İsveç'e tepkiler artıyor

İsveç'in Olof Palme cinayetinde Kürtlerin rolünün olmadığını kabul etmesine rağmen Kürdistanlı mültecileri fişlemesi ve sınır dışı etme kararı vermesine tepkiler artıyor.

İsveç Başsavcısı, Haziran 2019’da düzenlediği basın toplantısında eski başbakanlardan Olof Palme'nin katledilmesiyle ilgili dosyanın kapatıldığını açıkladı. Başsavcı ve soruşturmayı yürüten polis yetkilisi, Palme'nin öldürülmesinin Kürtlerle ilgisinin bulunmadığını kabul etmiş ve PKK'nin Kürtlerin hakları için mücadele eden bir parti olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamaların ardından İsveç'teki Kürdistanlı örgütler ile İsveçli yazar, aydın ve sivil toplum örgütleri, İsveç ve Avrupa Birliği'nin PKK'nin ‘terör örgütleri listesi’nden çıkarılması için girişimlerini artırırken İsveç hükümeti, Kürtlere ve Türkiye'den gelen ve iltica talebinde bulunan devrimcilere yönelik tavrını sertleştirdi.

İsveç, 2015’teki Cizre'deki direnişe katılan 23 yaşındaki Kürt gencinin iltica başvurusunu, Nisan’da reddetti. 5 ay yasalara aykırı olarak cezaevinde tuttuğu Kürt gencini, Türkiye ile İsveç arasında uçak seferleri olmamasına rağmen avukat, ailesi ve arkadaşlarına haber vermeden özel bir uçakla Türkiye'ye teslim etti. 40 dernek ve kuruluşun İsveç Adalet ve Göçmen Bakanı ile Dışişleri Bakanına mektup yazıp sınır dışı edilme kararının kaldırılmasını talep etmelerine rağmen Türkiye'ye iade edilen Kürt genci, Terörle Mücadele Şubesi'nde (TEM) insanlık dışı işkencelere maruz kaldı. İsveç Hükümeti, şimdi de iki çocuk annesi Kürdistanlı Zozan Büyük'ü sınır dışı etmek istiyor. Daha önce Belçika'da yaşayan ve Avrupa Birliği vatandaşı olan Büyük'ün AB ülkelerinde yaşama ve çalışma hakkı var. 5 yıl önce İsveç'e yerleşen ve evlenen Büyük, geçimini çalışarak kazanıyor. Göçmen ve ilticacıların haklarını güvence altına alan Avrupa Birliği yasa ve sözleşmelerine rağmen Göçmen Bürosu, İsveç Güvenlik Polisi'nin (Säpo) ülke güvenliği için bir tehdit olduğunu öne sürdüğü Kürt kadınını çocukları ve eşinden ayırarak sınır dışı etme kararı verdi.

İSVEÇ MEDYASI VE POLİTİKACILARDAN TEPKİLER

İsveç'in iltica hakkını düzenleyen yasa ve sözleşmelere aykırı olarak Büyük hakkında verdiği sınır dışı etme kararı, Kürdistanlılar, politikacılar ve İsveç medyasının tepkisine neden oldu. İsveç'in en yüksek tirajlı gazetesi Aftonbladet'te İsveç ve İsveç Güvenlik Polisi'nin eleştirildiği üç ayrı makale yayımlandı. İsveç Devlet Televizyonu da konuya geniş yer verdi.

Büyük ve ailesi de Örebro kentinde yaşayan Kürdistanlılar ile birlikte sınır dışı kararını protesto için bir eylem gerçekleştirdi.

PARLAMENTO GÜNDEMİNE GETİRİLDİ

Sol Parti Milletvekili ve Hukuk Politikası Sözcüsü Linda Westerlund Snecker, yazılı bir soru önergesiyle konuyu Parlamento gündemine taşıdı. Säpo ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) arasındaki iş birliğinin soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söyleyen Snecker, Türkiye'nin yasak olarak kabul ettiği çalışmaların İsveç'te yasal ve meşru olduğuna dikkat çekti. Säpo'nun anayasa ile teminat altına alınan demokratik hak ve özgürlükleri kullananları sorguya çekmesini eleştiren Snecker, herkesin kendi düşüncelerini açıklayabileceğine, gösterilere katılabileceğine ve muhalif olabileceğine vurgu yaptı. Säpo'nun Türkiye ve Kürdistan'dan gelen siyasi ilticacılara baskı uyguladığını söyleyen Snecker, Adalet ve Göçmen Bakanı Morgon Johansson’a, Güvenlik Polisi'nin Türkiye gibi otoriter rejimlerin anlayışları doğrultusunda güvenlik riski değerlendirmesini yapmaması için girişimde bulunup bulunmayacağı sorusunu yöneltti.

HÜKÜMET SINIR DIŞINI SAVUNUYOR

Snecker'in sorularını önceki gün yanıtlayan Adalet ve Göçmen Bakanı Morgon Johansson, İsveç Güvenlik Polisi'nin yabancıları kontrol yasaları uyarınca İsveç'in güvenliği için tehdit olarak tespit etme hakkı olduğunu söyledi. Polisin bu durumda olan kişilerin sınır dışı edilmeleri için Göçmen Bürosu nezdinde girişimde bulunabileceğini belirtti. Säpo'nun bir yabancının İsveç'in güvenliği için bir tehlike oluşturabileceğinden şüphelendiği kişiler hakkında ayrıntılı soruşturma yaptığını ve elde ettiği ulusal ve enternasyonal bilgileri değerlendirerek karara vardığını söyledi.

SÄPO, MİT İLE İŞ BİRLİĞİNİ KABUL ETTİ

Bakan, böylelikle Kürtler ve devrimciler hakkında İsveç polisinin MİT'le (Milli İstihbarat Teşkilatı) iş birliği yaptığını ikrar etti. Johansson, Säpo'ya büyük güveni olduğunu da sözlerine ekledi.

Konu hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Sol Parti Milletvekili ve Hukuk Politikası Sözcüsü Linda Westerlund Snecker, Adalet ve Göçmen Bakanı Morgansson'dan böylesi bir cevap almayı beklemediğini belirtti. Hükümetin Säpo hakkında ayrıntılı açıklama yapmamasını anlayabildiğini, ancak bu durumun ilticacıların sınır dışı edilerek mağduriyete sebep olmaması gerektiğini söyledi.

Sözcüsü Linda Westerlund Snecker, Säpo'nun ülke güvenliği için tehlikeye yol açabileceğini düşündüğü ilticacıları sorgulama metotlarını ve ilticacılara yöneltilen soruları anlamanın güç olduğuna dikkat çekti. Sözcü, Başsavcı’nın Palme cinayetinin Kürtler tarafından gerçekleştirilmediğini ve PKK'nin cinayetle ilgisinin olmadığını açıklamasından sonra Kürtlere yönelik baskıların daha da artmasını nasıl karşıladığı sorusunu şöyle yanıtladı: “Ben bu soruya yanıt veremiyorum. Hangi ülkelerden ne tür bilgiler alıyor ve neden bu kişileri güvenlik riski olarak kabul ediyorlar? Neden bu insanlar başka ülkelere sınır dışı ediliyorlar? Ben ve Sol Parti bu konuyu araştırdık. Pazartesi günü Güvenlik Polisi ile görüşmeler yaptım. Gündeme getirdiğimiz eleştirilerin bilincinde olduklarını gördüm.”

SÄPO'NUN TUTUMU TEFTİŞ KOMİTESİ’NDE

Güvenlik Polisi'nin çalışmalarını denetleyen Parlamento bünyesinde bir Teftiş Komitesi bulunduğunu belirten Snecker, “Biz burada kişilerin özel olarak durumlarını ele almayacağız, ancak bu türden sınır dışı edilmeler hakkında bilgi talep edeceğiz. Bu konular oldukça karmaşık ve önemli. İsveç Güvenlik Polisi, değerlendirmelerinde daha objektif olmalı ve tüm vatandaşların bunları bilme hakları var” dedi.