Mulhouse’de çocuklara Abdullah Öcalan anlatıldı

Mulhouse’de çocuklarla düzenlenen kutlamada Abdullah Öcalan’ın yaşamı ve Kürtlerin özgürlük mücadelesi anlatıldı. Fransa Kürt Kadın Hareketi ise gönderdiği mesajda “Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamak için mücadele daha da büyütelim” denildi.

Milyonlarca Kürt’ün kendi doğum günü ve bir ulusal özgürlük mücadelesinin doğuşu olarak olarak kabul ettiği Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın  doğum günü olan 4 Nisan, Fransa’nın Mulhouse kentinde düzenlenen etkinlikle kutlandı.

Sema Yüce İnisiyatifi’nin düzenlendiği ve çocuklarla birlikte kutlanan doğum gününde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşamı anlatıldı.

Çocukların “Önde Apo kimdir? Neden tutsak?” soruları ise cevaplanarak Kürt bilinci, Öcalan öncülüğünde gelişen Kürt Özgürlük Mücadelesi anlatıldı.

Kutlamada Fransa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK – F) mesajı da okundu.

TJK-E, "Kürt kadınları Önder Apo’nun doğuşunu Kürt kadınların yeniden doğuşu olarak ele alıyoruz" diyerek, Avrupa'da düzenlenecek 4 Nisan etkinliklerine çağrı yapıldı.

Açıklamada, "10 Ekim'de 'Öcalan'a Özgürlük-Kurdistan'a Siyasal Çözüm' hamlesi ile başlayan süreç, 17 Şubat uluslararası komployu protesto yürüyüşleri ile önemli bir aşamaya gelmiştir. Ardından 8 Mart ile kadınların 'Öcalan'ın özgürlüğü bizim özgürlümüzdür' şiarıyla düzenlendikleri etkinlik ve mitingler ve son olarak Newroz kutlamaları ile Önder Apo’ya özgürlük hamlesi tüm Kurdistan, Avrupa ve diğer ülkelerde halkın görkemli sahiplenmesiyle tarihe geçmiştir" denildi.

Açıklamada şunlar belirtildi:

"Önder Apo’nun kadın eksenli paradigması kapitalist sisteme başkaldırı olarak ifadesini bulmaktadır. Demokratik Konfederalizm modeli ise bugün özgür bir yaşam iddiası olan devrim hareketlerine ilham kaynağı olmaktadır.

Uluslararası güçler ile birlikte faşist AKP ve MHP ittifakı Kürt halkına karşı her türlü imha ve inkar politikalarını deneyerek soykırımı hedeflemektedir. Kürt halkının Önderi 26 yıldır mutlak bir tecritte tutarak ulusal hukuk kurallarını ihlal etmekte, insani hak olan avukat ve aile görüşmelerini dahil elinden alarak tecrit her gün biraz daha derinleştirilmektedir. Son 3 yıl ise Önder Apo’nun sağlığı ve güvenliği hakkında hiçbir bilgi alınamamıştır. Dolayısıyla İmralı adasında yürütülen bu sistem tüm Kürt halkına karşı bir soykırım savaşına dönüşmüştür.  Türk devleti işbirlikçi güçleri de yanına alarak Kurdistan ve Ortadoğu'da  kirli bir savaşı bizzat yürütmektedir. Üstelik hiç bir savaş hukukuna uymayan ve halkın temel ihtiyaçları olan hastaneleri, okulları, ambarları ve su depolarını bombalayarak bölgeyi insansızlastırmaya çalışmaktadır. Birleşmiş Milletlerin koruması altında olan yerlerde bu saldırılara karşı Uluslararası güçlerin hiçbir tepki vermemesi ve yaptırımda bulunmaması kabul edilecek bir durum değildir. Bu faşist iktidarın savaş politikalarına yeşil ışık yakarak suç ortağı olmaktır. Ve bu durum artık hepimiz tarafından bilinen bir gerçekliktir.

Faşist Türk devleti Uluslararası güçlerin desteği ile savaşı büyütmeye çalışmaktadır. Tüm bu saldırılara rağmen Kürt kadınları ve halkı bu faşist zihniyete karşı büyük direnmektedir. Tarihte şahit olmuştur ki Kürt kadınları ve halkını hiçbir güç mücadelesinden ve direnişinde vazgeçirmeyecektir. Yine hiçbir güç  Önderliğinden koparamayacaktır.

'AKP-MHP'YE 22 YILIN EN BÜYÜK DARBESİ VURULDU'

31 Mart'ta Türkiye ve Bakur Kurdistan’ında gerçekleştirilen yerel seçimler bir kez daha halkın irade beyanı olmuştur. Halk büyük direnmek ve bunun sonucunda büyük bir başarı göstererek iradesini ortaya koymuş. AKP-MHP faşist güruhuna son 22 yılın en büyük darbesini vurmuştur. 31 Mart seçimlerinde kaybeden faşizm, kazanan ise Halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesi olmuştur. Kürt halkı ve dostları bu seçimde aynı zamanda Önder  Apo'yu Kürdistan'da çözümün ve kalıcı barışın tek adresi olarak göstermiştir. Onca tutuklamalara, gözaltılara, irade gaspına rağmen halk eş başkanlık sistemi başta olmak üzere kendi iradesine sahip çıkarak kayyum diktatörlüğüne tarihi bir ders vermiştir. Bu başarıdan kadınların önemli bir rolü olmuş, mücadeleye öncülük eden Kadınlar olmuştur. Kadınlar yerel yönetimlerde ısrar etmiş, eşbaşkanlık sistemini kırmızı çizgileri olarak ele almışlardır. Bu da erkek egemen zihniyete ve faşist iktidara en güçlü cevap olmuştur.

Kurdistan’da filizlenen 'Jin, Jiyan, Azadî' felsefesi tüm dünya kadınlarının umudu olmuş, kadınlar Jin Jiyan Azadî’den ilham alarak örgütlenmelerini büyütmüşlerdir” denilen açıklamada “Önderliğimizin ‘kadınların özgürlüğü toplumun özgürlük anahtarıdır’ belirlemesi aynı zamanda tüm ezilenlerin özgürleşmesinin de anahtarıdır” denildi.