Tasarı, "Çin halkının ruhuna zarar veren" ya da ulusun "duygularını inciten" kıyafetler para ve hatta hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor. Yasayı ihlal edenlere 639 euroya varan para cezaları verilebilir ve 15 güne kadar gözaltında tutulabilir.

Ancak metin, bu mevzuat kapsamında yasaklanacak kıyafet türlerini tam olarak tanımlamıyor.

Çin'de siyasi açıdan tartışmalı olduğu düşünülen mesajlar içeren kıyafetler giyen ya da pankartlar taşıyan kişiler zaten düzenli olarak "tartışma ve huzursuzluğu" kışkırttıkları gerekçesiyle cezalandırılıyor.

Tasarı, yetkililere ahlaka aykırı olarak algılanan her türlü giysiyi engellemek için daha fazla güç vermeyi amaçlıyor.

Eylül ayı başında Çin sosyal ağlarında paylaşılan bir videoda, güneydeki Shenzhen kentinden bir erkeğin etek giyerek kendisini görüntülemesi ardından polis tarafından sorgulandığı görülüyordu.

Birçok internet kullanıcısı, bu davranışın "insanları rahatsız edeceği" endişesiyle polisin müdahalesini onayladı.

Ülkenin birçok hukuk uzmanı, 30 Eylül'e kadar kamuoyu ile istişare süreci devam eden tasarıya açıkça karşı çıktı.

AFP’nin haberine göre Tsinghua Üniversitesi'nden Lao Dongyan, sanal ağ Weibo'da tasarının "idari yaptırımların kapsamının keyfi bir şekilde genişletilmesine yol açacak aşırı muğlak bir ceza standardına" yol açacağını belirtti.

Bazıları, bu reformu daha çok tarihi yerlerde ya da anma günlerinde Japon kıyafetlerinin giyilmesinden kaynaklanan olaylara bağlıyor.

2021 yılında devlet gazetesi Global Times, Japonya'nın 1937 yılında işlediği savaş suçlarının kurbanlarını anma günü olan 13 Aralık'ta kimono giyen bir kadının "ağır şekilde eleştirildiğini" yazmıştı.

Geçtiğimiz yıl da bir kadın, doğudaki Suzhou kentinde kimono giydiği için polis tarafından gözaltına alındığını bildirmişti.