Alman hükümetine mülteci anlaşmasında ‘dürüstlük’ eleştirisi

Avrupa Birliği (AB) ile AKP hükümeti arasındaki kirli pazarlıklar sonra varılan anlaşma kapsamında Yunanistan’dan Türkiye’ye ilk mülteci sınırdışıları dün başlarken, onlarca Suriyeli mülteci de Almanya’ya getirilmişti.

Avrupa Birliği (AB) ile AKP hükümeti arasındaki kirli pazarlıklar sonra varılan anlaşma kapsamında Yunanistan’dan Türkiye’ye ilk mülteci sınırdışıları dün başlarken, onlarca Suriyeli mülteci de Almanya’ya getirilmişti. Anlaşma ile mülteciler Türkiye’nin insafına bırakılırken, AKP ile anlaşmanın öncüsü Alman Başbakanı Angela Merkel’e olan tepkiler de artıyor. 

N-tv kanalındaki Das Duell programına konuk olan Schleswig-Holstein Eyalet Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasını sert bir dille eleştirirken, hükümetin ‘dürüst davranmadığını’ söyledi. 

TÜRKİYE İLE ANLAŞMA ‘İNSANİ ÇÖZÜM’ OLARAK SUNULMAMALI 

Avrupa’ya bariyerler çekildiğini savunan Yeşiller Partisi üyesi Habeck, Avrupa Birliği’nin (AB) bunu olduğu gibi adlandırması gerektiğini kaydetti. Habeck, mülteci anlaşmasının ‘insani bir çözüm gibi sunulmasını da sert bir dille eleştirdi. 

Angela Merkel ve hükümetin Türkiye ile anlaşması öncesindeki söylemleriyle sonrasının çelişkili olduğunu belirten Robert Habeck, Merkel’in Balkanlar’da sınırların kapatılmasını eleştirildiğini, ancak şimdi ise Türkiye’den gelişlerin engellenmesi için sınırların kapatıldığını hatırlattı. Habeck, varılan anlaşmanın Merkel’in halka verdiği ‘dokunaklı’ sözlerin tam tersi olduğunu vurguladı. 

YETERLİ DİL KURSU YOK, AMA DİL ÖĞRENMEDİ DİYE YARDIMLARI KESİLECEK 

Robert Habeck ayrıca, hükümetin önümüzdeki ay kanunlaştırmayı planladığı yeni Uyum Yasası’ndaki bazı maddeleri eleştirdi. Almanya’da mülteciler için yeterli düzeyde dil kursu imkanı olmadığını kaydeden Habeck, buna rağmen dil öğrenmeyen mültecilere verilen yardımların sert kesintilere uğraması fikrinin yanlış olduğunun altını çizdi. 

İktidardaki Hristiyan birlik partileri CDU-CSU’nun Federal Meclis İçişleri Sözcüsü Stephan Mayer ise, Türkiye ile yapılan anlaşmayı savundu. Mayer, anlaşma ile Avrupa’ya bariyerler çekildiği tezinin doğru olmadığını ve sadece illegal göçü önlemeyi amaçladığını iddia etti. 

Mayer, ülkedeki tümüyle işsiz olan bireylere verilen Hartz-IV adlı yardımı alan Almanların da ‘belli şartlara uymamaları durumunda’ yardımlarının kesildiğini söylerken, bu kesintilerin ülkeye uyum sağlamak istemeyen mülteciler için de geçerli olması gerektiğinin altını çizdi.