Riha’da bir yılda 56 tutsak sürgün edildi

ÖHD, Riha cezaevlerinde bir yılda 56 tutsağın sürgün edildiğini açıkladı. Dernek, İmralı’daki tecrit politikalarının bütün cezaevlerine yayıldığını belirtti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi Hapishane Komisyonu, Riha'daki cezaevlerinde son dönemdeki sürgünlere dair raporunu açıkladı.

Merkez Haliliye ilçesinde bulunan Topçu Meydanı’nda yapılan eyleme dernek üyelerinin yanı sıra Riha Barosu üyesi avukatlar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il, ilçe yöneticileri, Riha Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamayı ÖHD Riha Şubesi Hapishane Komisyonu Eş Sözcüsü Deniz Akyıldırım, yaptı.

Deniz Akyıldırım, Metris R Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen ve böylece katledilen ALS hastası Abdulkadir Kuday’ı andı. Kuday’ın yaşamını yitirmesinin sorumlusunun siyasi iktidar olduğunu belirten Deniz Akyıldırım, “Abdulkadir Kuday da siyasal iktidarın Kürt siyasi mahpuslara yönelik politikası sonucu katledilmiştir. Bilinmelidir ki bu sorumsuzluğu yapanlar elbette bir gün kanunlar önünde hesabını verecektir. Sosyal devlet, ölümü değil, kutsal olan insan yaşamını savunmalıdır. Bizler bu pratiğe alışmıyor ve tüm hasta mahpusların yaşam hakkı ihlallerinin hesabını hukuk önünde soracağımızı bir kez daha tekrar ediyor, Abdulkadir Kuday’ı saygı ile anıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sürgünlere dikkat çeken Deniz Akyıldırım, “Özellikle Kürt siyasi mahpuslara yönelik kötü muamele ve ayrımcılığın aracı haline gelen zorunlu sürgünlerin bu dönemde de uygulanmaya devam ettiği görülmektedir. Urfa hapishaneleri özelinde diğer tüm hapishanelerde de artan sürgün etme ile sürdürülen politikayı yaptığımız çalışma ile detaylı bir şekilde raporlaştırdık” dedi.

Raporda yer alan tespitlere değinen Deniz Akyıldırım, son bir yılda 56 tutsağın Riha'daki cezaevlerinden farklı cezaevlerine sürgün edildiğini kaydetti. Sürgünlerin yüzde 52’sinin Erzingan’a yapıldığının altını çizen Deniz Akyıldırım, devamında şunları söyledi: “Yüzde 13’u Adana, yüzde 11’i Erzurum, yüzde 6’sı Antalya, yüzde 6’sı Samsun ve yüzde 4’ü Elazığ hapishanelerine yapılmıştır. Mahpusların yüzde 84’ünün birden fazla kez sürgün edilmesi nedeniyle hem mahpusun sürgün edildiği yere uyum sağlaması zorlaştığı hem maddi ve manevi bütünlüğünün etkilendiği, avukatı ve ailesi ile olan iletişimini etkilediği açıktır. Rapordaki verilerimize göre sürgün edilmeyen mahpus yüzde 16’ken geriye kalan yüzde 84’lük kesimini sürekli sürgüne maruz kaldığı görülmektedir.”
Sürgünlerin yüzde 33’ünde hak ihlallerinin yaşandığına değinen Deniz Akyıldırım, “Görüştüğümüz başvuruculardan yüzde 45’i sürgün sonrasında eşyaların verilmediğini, yüzde 15’i işkence olduğunu, yüzde 15’i ise hastalıkları için önlem alınmadığını belirtmiştir" dedi.

İMRALI TECRİDİ SÜRDÜKÇE CEZAEVLERİNDE İŞKENCE ARTIYOR

Deniz Akyıldırım, şunları kaydetti: "Sayın Abdullah Öcalan üzerinden gelişen tecrit uygulamalarının her geçen gün tüm hapishanelere ve toplumun geneline yayıldığını görmekteyiz. Sürgün etme yöntemi de bu tecrit politikasının sonuçlarındandır. Sürgünler yoluyla mahpusların en doğal hakları elinden alınmaktadır. Mahpusları insan saymayan, politik baskı aracı gibi gören, rehin uygulamalarında bulunan tutumdan ve politik zihniyetten vazgeçilmelidir. Siyasi mahpusların en temel haklarının elinden alınmasını kabul etmiyoruz” dedi.

Riha'dan Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne sürgün edilen tutsak Ali Ulutaş'ın annesi Bedriye Ulutaş ise şöyle dedi: "Çocuklarımız üzerindeki tecridi kaldırın. Dünyanın neresine götürseniz götürün biz tutuklularımızın peşinde gideceğiz. Abdullah Öcalan üzerinde tecridin kaldırın. Ayrımcılığa son verin."