Fransanın batı Afrika ülkesi Malide başlattıðı ve Serval adlı verilen askeri operasyon devam ediyor. Malideki Ýslamcı gruplara karşı yavaş bir ilerleme saðlanıldıðını duyuran Fransanın, ülkeden öyle kolay kolay çıkmayacaðı yorumları yapılıyor.
Batı Afrikadaki ekonomik ve politik çıkarlarını koruma derdindeki Fransa, askeri operasyona terörizmle mücadele sıfatını taka dursun, çıkarları korunacak olanların başında gelen Areva gibi şirketler binlerce Afrikalı maden işçisini saðlıksız koşullarda çalıştırmaya devam ediyor.
11 Ocakta Mali topraklarının yarısından fazlasını oluşturan ve Berber halklarının Azawad olarak adlandırdıðı kuzey bölgesini bir yıla yakındır elinde bulunduran gruplara yönelik operasyonda bazı kentlerin ele geçirildiði duyuruldu. Fransız Savunma Bakanı Jean-Yves Drian tarafından yapılan açıklamada, Fransız ve Mali ordularının kuzeye doðru saldırısı sonunda ülkenin orta kesimlerindeki Diabali ve Duentza şehirlerinin geri alındıðı bildirildi.
Fransız savaş uçaðı ve helikopterlerinin ise daha kuzeydeki Tombouctou şehrindeki bir silah deposuna hava harekatı düzenledikleri de verilen bilgiler arasında. Savunma Bakanı, Mali ordusunun cephenin önünde yer aldıðını ve Fransız askerlerinin onlara sadece yardımcı olduðunu savundu. Halen 750 kadar Fransız askerinin katıldıðı ve bu sayının kısa sürede 2 bin 500 kişiye çıkarılacaðı daha önce açıklanmıştı.
VATANDAŞLARINI MI YOKSA EKONOMÝK ÇIKARLARI MI KORUYOR?
Fransanın Malideki askeri operasyonu, ülkenin kuzeyini yaklaşık bir yıldır elinde bulunduran Ýslamcı grupların başkent Bamakoya ilerlemesini durdurmak ve ülkede yaşayan yaklaşık 5 bin Fransız vatandaşının güvenliðini saðlamak iddiasıyla yapılıyor. Batı Afrika ülkeleri üzerinde ciddi bir hegemonyası bulunan Fransanın buradaki vatandaşlarından kastı ise ekonomik amaçlarla ülkede bulunan şirketlerin çıkarlarını korumaktan ibaret.
Bölge ülkelerindeki altın, petrol, uranyum ve fosfat gibi madenlerin elden gitmemesi ve diðer rakip ülke şirketlerine kaptırılmaması da başka bir etken.
Fransız telekomünikasyon şirketi Orangeın 15 milyon nüfuslu Malideki cep telefonu piyasasındaki payı yüzde 60 iken, internette ise yüzde 50lik bir paya sahip. Aynı şekilde BNP Paribasın sadece başkent Bamakoda beş şubesi bulunuyor.
Fransız Areva grubunun Mali ve komşu ülkelerdeki faaliyetleri de dikkat çekiyor. Her ne kadar Malide uranyum rezervlerinin az olduðu bildirilse de, özellikle Ýslamcıların elindeki Azawad, yani Kuzey Maliye sınırı bulunan Nijerde Arevaya ait şirketler etkin bir biçimde uranyum ve benzeri madenlerin işletmelerini elinde bulunduruyor.
Malinin güneyinin de Ýslamcıların eline geçmesi ve bunun komşu ülkelere, özellikle de Nijere sıçraması olasılıðı da, Fransız şirketlerinin başta enerji alanında olmak üzere bu ülkelerdeki angajmanlarını tehlikeye sokacaktı.
ÖLDÜREN ŞÝRKETLERÝN ÇIKARLARI ÝÇÝN SAVAŞILIYOR
Fransanın neresinden bakılırsa bakılsın politik ve ekonomik çıkar kaygısıyla solcu bir hükümete yaptırdıðı askeri operasyonu en çok alkışlayacak olan Fransız şirketlerinin insani karnesi de hiç iyi deðil. Özellikle Arevaya baðlı şirketlerin binlerce maden işçisini saðlıksız koşullarda çalıştırdıkları da daha önce basına yansımıştı.
Sürdürülebilir kalkınma alanında çalışan Novethic adlı sivil toplum kuruluşunun yaptıðı bir araştırmaya göre, Arevanın işlettiði madenlerdeki işçiler arasında radyoaktif maddelerden yoðun bir biçimde etkilendikleri ortaya çıkmıştı. Kısa bir süre önce Sherpa adlı bir sivil toplum örgütü Arevanın özellikle Nijer ve Gabonda işlettiði madenlerdeki işçilerin saðlık durumlarını kontrol altına alacak bir gözlemevi projesinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Sherpa açıklamasında, Arevanın projeye gereken önemi vermediði ve sadece bir komünikasyon ve ya reklam operasyonu peşinde olduðunu duyurmuştu. Açıklamada, Afrika kökenli maden çalışanlarına tazminat verilmediði ve sadece bazı Fransızlara ödenmesi de kınanmıştı.