Başkent Berlin’de yüzlerce kadın konferansta bir araya gelerek, militarizasyon ve ataerkil şiddetin toplumlar üzerindeki yıkıcı etkilerini tartıştı.

“Cenî Kürt Kadın Barış Bürosu, Feministische Organisierung Gemeinsam Kämpfen, Women Defend Rojava, KJAR ve Jugendkommune'nin de katılımıyla düzenlenen konferans Berlin Neues Deutschland Franz Mehrıng Platz adresinde gerçekleşti.

Konferansta Sudan, Tigray, Kongo, Kürdistan, Filistin gibi ülkelerin karşı karşıya olduğu savaş, kriz masaya yatırıldı ve  çözüm yolları tartışıldı. Farklı halklardan kadınları buluşturan konferansta, küresel çatışmaların, çevre felaketlerinin, baskıların ve benzeri sorunların giderek arttığı bir dünyada, kadınlara yönelik şiddete dikkat çekildi.

Üçüncü Dünya Savaşı sonucunda savaşın etkileri ve yine kadın üzerindeki teshiri ele alındı, "küresel çapta sol-sosyalist yapılar ne denli bu sonuçlardan etkilendi” tartışması yürütüldü.

Konferansa Afrika’yı temsilen Women ın Exile kadın dayanışma örgütünden Bethi Ngari katılırken, Ortadoğu’yu temsilen Ceni kadın örgütünden Solin Botan temsili bir konuşma yaptı. Ayrıca Asya ülkelerini temsilen kadın dayanışma örgütlerinden Gabriela Alliance of Filipino Women Germany (Almanya Filipinli kadınlar Gabriela birliği) adına Filipinli Cathy katıldı.

Avrupa’da ise Gemeinsam Kâmpfen Platformu adına Emily panelist olarak katıldı. Konferansa Latin Amerika ülkelerinden de feminist çalışmalar içerisinde yer alan Llanquıray Painemal katıldı.

Konferansın ilk oturumunda Filipinli Cathy, Şili’nin Wallmapu bölgesinde kadın mücadelesi yürüten Llanquıray Painemal, Gemeinsam Kâmpfen Platformu’dan Emily ve Belujistanlı Safia  Manzoor konuştu.

'HALK SİSTEMİN PARÇASI OLMAYA ZORLANIYOR'

Gabriela Alliance of Filipino Women Germany (Almanya Filipinli kadınlar Gabriela birliği) adına konuşan Filipinli Cathy, “Halk istemese de bu emperyalist gücün bir parçası olmaya zorlanıyor. EDCA adında bir askeri anlaşma var; bu anlaşma, Amerika’nın Çin’e karşı Tayvan üzerinden baskı kurma stratejisinin bir parçası. Vietnam Savaşı sırasında Filipinler, Amerika tarafından üs olarak kullanıldı ve halk da aynı şekilde Vietnam’a karşı savaşmak üzere kullanıldı” dedi.
Şili’den gelen Llanquiray ise asıl mücadelesini yürüttüğü Wallmapu bölgesi için konferansa katıldığını ifade etti ve şöyle dedi: "Bugünkü toplum, şehirler olmadan yaşamayı hayal edemez ancak eskiden insanlar çok farklı bir şekilde örgütleniyordu. Eskiden nasıl örgütlendiğimizi yeniden anlamamız gerekiyor. Bu temelde bu dayanışma ve örgütlenme önemlidir” dedi.

'BEYAZ ERKEK TEHDİDİ'NE DİKKAT ÇEKİLDİ

Gemeinsam Kâmpfen platformu adına Emily ise şöyle konuştu: “Sağcıların, özellikle ataerkil beyaz erkeğin yükselişine tanık oluyoruz. Askerlik hizmetiyle erkek tekrar cazip hale getirilmeye çalışılıyor. Kadınlar ise hâlâ meşrulaştırma aracı olarak görülüyor. Biz kadınlar ve anneler için beyaz erkeğin bu yükselişi ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum bir yabancılaşma yaratıyor. Avrupa Birliği’nden bahsederken, bu politikaların kimler tarafından tasarlandığını anlamamız gerekiyor: Bir rekabet söz konusu. Avusturya’da sağcılar iktidara geldi, Almanya’daki ilk seçimlerde de benzer sonuçlar görüldü. Macaristan’dan Finlandiya’ya, Fransa’ya kadar Avrupa’nın birçok yerinde sağcılar giderek daha fazla güç kazanıyor. Devletin sağladığı güvenlikten uzaklaşmalı ve toplumda güvenliği sağlamaya odaklanmalıyız."

Belujistanlı Safia  Manzoor da panelistler arasındaydı. Safia Manzoor ise "Bugün sessizce Pakistan tarafından katledilen Belucistan’dan geliyorum”  diyerek, şunları ekledi: "2005 yılından bu yana Belucistan’da kadınlar örgütlü bir şekilde mücadele ediyor. Binlerce kadın işkence görerek kaçırılıyor. Belucistan’da binlerce kadın ve genç çocuk, 2000 kilometre boyunca yürüyüş gerçekleştirdi."

Konferansın ikinci oturumunda ise Sudanlı Mai Ali Shatta, Filistinli Nora Ragab, Kürdistanlı Dilar Dirik ve Alman aktivist, Barış Hareketinden Gısela Notz konuştu. Gün boyu yoğun tartışmaların yürütüldüğü konferansta kadınlar daha geniş bir örgütlenme altında dayanışmayı büyütme mesajı verdi.

Konferans Kürtçe folklor grubunun sahne almasıyla ve Afrikalı kadınların şarkıları eşliğinde tamamlandı.