Hindistan’da dev biyometrik kayıt sistemi 1 milyar kişiye ulaştı

Hindistan Nüfus Kayıt Dairesi (UIDAI) tarafından 6 yıl önce başlatılan ve ‘Aadhaar’ adı verilen dev proje kapsamında bugüne kadar 1 milyar kişinin biyometrik kimlik bilgileri kayıt altına alındı.

Hindistan Nüfus Kayıt Dairesi (UIDAI) tarafından 6 yıl önce başlatılan ve ‘Aadhaar’ adı verilen dev proje kapsamında bugüne kadar 1 milyar kişinin biyometrik kimlik bilgileri kayıt altına alındı. 

Projenin özellikle yoksul kesimler için ekonomi ve eğitim alanında getirileri olacağı savunulurken, eleştirel yaklaşan kesimler ise biyometrik verilerin kötü amaçlar için çalınması veya devlet kurumlarının kontrolsüz bir biçimde kullanımından endişeli. 

Yetişkinlerin yüzde 93’ünün, 5-17 yaş arası çocukların ise üçte ikisinin dahil edildiği sistemle, bireylerin parmak izlerinin yanı sıra her iki gözün irisleri scanner ile kayıt altına alınıyor. 

Aadhaar projesi sayesinde kırsal bölgelerde yaşayan yüz milyonlarca kişinin daha önce maruz kaldığı birçok bürokratik işlemin önüne geçileceği savunulurken, tüm vatandaşların resmi işlemlerinde kolaylık sağlanması hedefleniyor. Bu sayede vatandaşların kimlikleri daha çabuk bir şekilde tespit edilerek, işlemleri hızlandırılacak. 

Projenin ekonomiye de katkılarının olacağı savunuluyor. Biyometrik kimlik kartları sayesinde şirket, banka veya mağazaların müşterileriyle ‘daha modern satış ilişkisi’ geliştirmeleri hedefleniyor. 

Biyometrik sisteme 1,3 milyara yakın Hindistan nüfusunun 1 milyarlık kısmı kayıt edilirken, belgelerde sahtecilik, sosyal yardımlarda hile veya rüşvetin de önüne geçilmesi hedefler arasında.

Proje taraftarları, Aadhaar sayesinde kırsal kesimlerdeki yoksulların banka işlemleri, sosyal yardım başvuruları veya eğitim gibi alanlarda büyük faydalar sağlayacağı görüşünde. Hindistan’ın özellikle ultra modern ödeme metotları geliştirmek isteyen High-tech şirketler için bir tecrübe alanı olması da ihtimal dahilinde görülüyor. 

Projeye karşıt olanlar ise,  1 milyar bireyin verilerinin üçüncü kişilerce kötü amaçlarla kullanılmak üzere sızdırılmasından veya resmi kurumların ‘kontrolsüz bir biçimde verilere giriş yapmasından’ endişe ediyor.