İklim Antlaşması’nın onaylanması gelişmekte olan ülkelere bağlı

Geçtiğimiz Aralık ayında Paris’te kabul edilen İklim Antlaşması’nın resmi imza töreni için 22 Nisan tarihi beklenirken, antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için en az 55 ülkenin onayı gerekiyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında Paris’te kabul edilen İklim Antlaşması’nın resmi imza töreni için 22 Nisan tarihi beklenirken, antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için en az 55 ülkenin onayı gerekiyor. Antlaşmaya özellikle gelişmekte olan ülkelerin imza atıp atmayacağı ise henüz soru işareti olarak duruyor. 

Paris’teki iklim konferansı COP21’de kabul edilen antlaşma, küresel ısınmanın bu yüzyıl sonuna kadar en fazla 2 derece artışını amaçlarken, atmosfere salınan zararlı gazların azaltılmasını öngörüyor. Antlaşma, zengin ülkelerin 2020 yılından itibaren gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolarlık iklim yardımı yapmasını da içeriyor. 

SALINIMLARIN YÜZDE 55’İNDEN SORUMLU EN AZ 55 ÜLKE ONAYLAMALI 

Ancak antlaşmanın 2020’den itibaren yürürlüğe girebilmesi için atmosfere salınan sera etkili gazların yüzde 55’inden sorumlu olan en az 55 ülkenin imzalaması ve parlamentolarında onaylamaları gerekiyor. 

22 Nisan’da Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki imza törenine katılacağını duyuran ülkelerin başında ABD ve Çin geliyor. Bu iki ülke, toplam sera etkili gaz salınımlarının yüzde 40’ından sorumlu. 

ABD, gaz salınımlarını 2025 yılına kadar 2005 düzeyinden yüzde 26 ile 28 oranında aşağı çekmeyi, Çin ise, 2030 yılından sonra gaz salınımlarının artmayacağını vaat ediyor. 

Çin hükümetinin ve parlamentosunun onayına kesin gözüyle bakılırken, Obama yönetimi de, antlaşmanın şartlarının gönüllülük esasına dayanması sayesinde Cumhuriyetçiler’in ağırlıkta olduğu Kongre onayını by-pass etmişti. Aksi halde, petrol, gaz ve kömür gibi fosil enerjileri öne çıkaran şirketlerle yakın bağı olan Cumhuriyetçiler’in antlaşmayı bloke etmesi söz konusu olacaktı. 

YOKSUL ÜLKELER ‘PAZARLIK ŞANSINI KAYBETMEMEK’ İSTEYEBİLİR ENDİŞESİ

Avrupa ülkelerinin de büyük oranda antlaşmayı onaylamalarına kesin gözüyle bakılırken, gelişmekte olan ülkelerin tavrı merak ediliyor. 

Hafta içinde Malezya merkezli Third World Network adlı önde gelen bir düşünce kuruluşunun Arap ülkelerine yaptığı çağrı da konuşuluyor. Bu kuruluştan yapılan çağrıda, iklim antlaşmasını imzalamakta ‘acele etmemeleri’ istenirken, bu sayede zengin ülkelere iklim yardımları konusunda baskı yapmak için ellerinde koz kalması tavsiye edilmişti. 

Yine yoksul ülkelerin tavrı merakla bekleniyor. Zira iklim antlaşmasında kabul edilen yıllık 100 milyar dolarlık maddi yardımın yeterli olmayacağını düşünen ülkelerin varlığı biliniyor. 

Aralık ayında Paris’te kabul edilen İklim Antlaşması’nın en önemli maddelerinden olan küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefinin ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalı. Antlaşmada, sanayi devrimi öncesine oranla 1,5 derecelik bir sıcaklık artışı hedefi de dillendirilmişti. 

Ancak bugüne kadar yapılan birçok araştırma, sıcaklık hedeflerinin tutturulabilmesi için sera etkili gazların salınımının bugünden itibaren düşüşe geçmesi gerektiğini gösteriyordu. Kimi uzmanlar ise, dünya üzerindeki petrol, kömür ve doğalgaz rezervlerinin bitmesinin beklenmemesi gerektiğini savunurken, acilen güneş, rüzgar ve su gibi yenilenebilir enerji türlerine yönelinmesi gereği üzerinde duruyor.