Irak mezhep savaşına doğru gidiyor

Irak mezhep savaşına doğru gidiyor

Irak’ta ABD’nin askerlerini çekmesinin ardından yaşanan siyasal çekişmeler bölgesel aktörlerin de devreye girmesiyle giderek derinleşiyor. Özellikle Körfez ülkelerinin Irak içindeki Sünni gruplara giderek artan oranda destek vermeye başlaması büyük bir Şii-Sünni çatışmasının yeniden doğması endişesini de beraberinde getiriyor.

2003 yılında ABD ve İngiltere’nin işgalinin ardından ülkede nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiiler için iktidarı ele geçirme şansı doğmuştu. Geçen yıllarda Şiiler, Sünni gruplarla içine girdikleri hem siyasal hem de askeri mücadeleden önemli oranda galip çıktı.

1979 İran İslam Devrimi modelini esas alan ve şu anda iktidarda bulunan İslami Dava Partisi, Şiilerin nüfus içindeki payına güvenerek merkezi bir yönetim sistemi içinde Irak’ı yönetimi altında tutmayı hedeflediğini açık açık ifade ediyor.

2003-2008 yılları arasında her ay yaklaşık 3 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların büyük bir bölümü Şiiler ile Sünniler arasındaki güç mücadelesinden kaynaklanıyordu. El Kaide ve radikal direniş gruplarının gerçekleştirdiği eylemler ağırlıklı bir şekilde Şii toplumunu hedefliyordu.

ABD’nin desteğini alan Şiilerin ağırlıkta olduğu Irak hükümetinin o dönem Sünni gruplara karşı sağladığı üstünlüğü ne kadar koruyabileceği konusunda tahminler çeşitli.

Ülkede Sünniler ve Şiiler arasında şu anda sessiz bir savaş yürüyor. Başkent Bağdat ve çevresi bu savaşın en aktif bir şekilde yürütüldüğü merkez konumunda. Son bir ay içerisinde en az 4 Sünni imamın Şii milislerce öldürüldüğü bildiriliyor.

Buna karşılık olarak da Sünni milisler Basra’dan Bağdat’a getirilen Şii bir polis birimine karşı silahlı saldırı düzenledi. Bunun akabinde bazı Şiilerin de Sünni gruplar tarafından kaçırıldığı bildiriliyor.

Hammurabi İnsan Hakları Örgütünden Pascale Varda’ya göre Iraklılar için durum her geçen gün daha kötüye gidiyor. Varda ülkedeki güvenlik durumunun kötüleştiğini ve mezhep savaşının geliştiğini ifade ediyor.

Anbar eyaletinde 2010 yılından bu yana Maliki hükümetine karşı gerçekleştirilen gösteriler artış göstermiş durumda. Maliki’nin 2010 yılındaki seçimlerin ardından Sünni partilerle uzlaşma yerine Şii partilerin desteğini alarak hükümet kurması Sünniler tarafından büyük tepki gördü.

Kendilerini Irak siyasetinden dışlanmış bir grup olarak görmeye başlayan Sünnilere, İran’a giderek daha fazla yaklaşan Bağdat hükümetine tepki gösteren Körfez ülkelerinin artan oranda destek verdiği ülkede herkesin bildiği bir gerçek. Yine Sünni bölgelerinde El Kaide ve ona yakın örgütler artık sadece askeri faaliyetler yürütmüyor. Sünni örgütlerin dış ülkelerden aldıkları büyük maddi destekle sosyal bir düzen oluşturmaya başladıkları ve Sünni toplumu içerisinde etkinliklerini arttırdığı bildiriliyor.

Ortadoğu’daki yeniden yapılandırma senaryoları üzerine yapılan spekülasyonlarda bu aralar en rağbet gören versiyon Körfez ülkelerinin Suriye’deki Sünni ayaklanmasıyla bir prova yaptıkları ve Esad rejiminin yıkılmasının ardından Irak’taki Şii rejimine karşı da benzeri bir ayaklanmanın başlatılabileceği.

Siyaset uzmanları, Maliki hükümetinin önümüzdeki günlerde Sünni gruplarla gerçekleştireceği diyalogların olumlu sonuçlanmaması durumunda Bağdat’ın dış desteği sağlamış Sünnileri kontrol etmekte oldukça zorlanacağını ifade ediyor.