Yeni hükümette Schulz dışişleri bakanı olmak istiyor!

24 Eylül’deki seçimlerin ardından hala yeni hükümetin kurulamadığı Almanya'nın iki büyük partisi arasında devam eden koalisyon hükümeti kurma görüşmelerinde sona gelindi.

Yeni hükümette SPD lideri Martin Schulz dışişleri bakanı olmak istiyor.

Almanya'da Angela Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Birlik (CDU) ile Martin Schulz liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında 10 günden fazladır devam eden görüşmelerde bugün son gün. CDU/CSU ile SPD temsilcileri arasında birkaç gündür devam eden yoğun görüşmelerde mutabakat sağlanmayan konularda ilerlenme sağlandığı öğrenildi.

Başkent Berlin'de Salı günü sabah başlayan ve neredeyse gece yarısına kadar süren son müzakere turunda uzlaşmanın sağlanmaması üzerine görüşmeler bugün devam etmişti. 167 sayfalık koalisyon anlaşmasının hazırlanan taslağında artık son rötuşların yapıldığı belirtildi.

Müzakerelere katılan üç parti arasında anlaşma sağlanan konuların başında bakanlıkların dağılımı. Buna göre sosyal demokratlara 6 bakanlık verilecek. SPD’ye verilecek bakanlıklar arasında dışişleri, maliye çalışma ve sosyal İşler bakanlıkları öne çıkıyor.

SPD LİDERLİĞİNİ NAHLES’E DEVREDECEK

Spiegel Online’nin hükümet çevrelerinden aldığı bilgilere göre ise SPD lideri Martin Schulz dışişleri bakanı olmak istiyor. Schulz’un dışişleri bakanlığı koltuğuna oturmasının ardından SPD liderliğini bırakacağı belirtiliyor. SPD Genel Başkanlı için öne çıkan isim ise daha önce birçok kez bakanlık yapan Grup Başkanı Andrea Nahles.

Koalisyon taslağının hazırlanması ve bakanlıkların dağılımı ardından top artık SPD üyelerinde. SPD hükümet mutabakatını sayısı 440 bini bulan üyelerine soracak. Bu işlemin Mart’ın ilk haftasına kadar sürmesi bekleniyor. SPD üyelerinin çoğu metne “evet” derse bile yeni hükümetin ancak Nisan ayında kurulacağı belirtiliyor.

YENİ HÜKÜMET AB SÜRECİNİ ASKIYA ALMAK İSTİYOR

Bugün son şekli verilen koalisyon taslağında Türkiye’yi ilgilendiren önemli bir madde de yer alıyor. Metinde Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinde Türkiye ile yeni bir faslın açılmaması gerektiği belirtilirken, Ankara’nın üyelik sürecini bir anlamda askıya almak istiyor.

Metinde Erdoğan iktidarına yönelik eleştirinin dozajı düşürülerek şu görüşlere yer veriyor:

''Türkiye Almanya'nın önemli bir partneri ve AB'nin çok yönlü ilişkilere sahip olduğu önemli bir komşusudur. Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmayı özellikle istiyoruz. Ancak 'Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarının durumu uzun süredir kötüye gidiyor.

Bu nedenle AB üyelik müzakerelerinde hiçbir yeni faslın açılmaması ve görüşülen hiçbir faslın da kapatılmamasını istiyoruz. Ayrıca Türkiye vatandaşlarına vize serbestisi getirilmesi ya da Ankara ile Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi de ancak Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi hâlinde mümkün olmalı.”

ERDOĞAN SCHULZ’A DA ‘SİM KİMSİN?’ DİYE HAKERET ETMİŞTİ!

Bu arada Schulz’un partili arkadaşı Sigmar Gabriel’den dışişleri görevini devir almasıyla Erdoğan rejimiyle ilişkilerin nasıl bir seyir alacağı merek konusu. Türk dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ocak ayı başında Almanya’ya yaptığı ziyaretle son bir yılda federal Alman hükümeti ve Erdoğan iktidarı arasında yaşanan gerginlik ve krizler unutulmuştu.

Çavuşoğlu ve Gabriel her iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlayacağı sinyalini vermişlerdi. Ancak her ne kadar seçim meydanlarında Erdoğan iktidarını yüksek sesle eleştirse de Schulz’un da Gabriel’in izinde gitme ihtimali yüksek.

Erdoğan iktidarına karşı hayata geçirilecek yaptırımlar, 24 Eylül seçimlerinin en güçlü iki adayı olan Merkel ve Schulz'un birbirine karşı kullandığı en önemli tartışma konusu olmuştu. Adaylığını açıkladığı Şubat ayından itibaren ise Schulz, basında ve seçim meydanlarında sürekli Erdoğan rejiminin kötü karnesini fırsata çevirmeye çalıştı.

Ancak seçimler biter bitmez ne Schulz'dan ne de partisi SPD cephesinden Ankara'ya yönelik hiç bir eleştiri gelmedi. Kimi yorumculara göre eskiden beri Türk devleti ve AKP yanlısı olan SPD yeniden iktidara gelebilmek için Ankara ile 'danışıklı dövüş' halindeydi.

Schulz Avrupa Parlamentosu başkanıyken Erdoğan’ın hakaretlerine maruz kalmıştı. 2016 yılının Kasım ayında HDP eş başkanlarının tutuklanmasını eleştiren ve “İdam geri gelirse AB müzakereleri durur” diyen Schulz için Erdoğan o dönem şu sözleri sarf etmişti: “Kimsin sen ya, kimsin? Orada bir parlamentonun başkanı, nesin sen? Şu terbiyesize bak ya, ‘Yaptırım uygularız’ diyor. Ya senin her yerin yaptırım olsa ne yazar.”