İşçi aileleri: Çalışma hayatı bize her gün savaş sunuyor

Adalet Arayan İşçi Aileleri, 28 Nisan Dünya İşçi Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla Taksim Tünel’den Galatasaray Meydanı’na yürüdü.

Resmi rakamlara göre Türkiye’de her gün en az 10 işçinin iş cinayeti kurbanı olduğuna dikkat çeken aileler, 28 Nisan’ın, "İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü" ilan edilmesini istedi.

28 Nisan Dünya İşçi Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla Taksim’de yürüyüş düzenleyen Adalet Arayan İşçi Aileleri, Türkiye’de 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesini istedi. Tünel Meydanı’nda başlayan yürüyüşte, iş cinayetinde yaşamını yitiren işçilerin fotoğrafları taşındı. "28 Nisan iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri anma ve yas günü ilan edilsin" yazılı pankart açılan eylemde, sık sık, "Kaza değil cinayet", "Kader değil cinayet", "Soma’yı unutma unutturma", "Ostim-İvedik’i unutma unutturma" sloganları atıldı. Eylemde adalet isteyen aileler, iş cinayetlerin son bulması için işverenlerin ve devletin gereken tedbirleri almasını ve yasal düzenlemeler yapılmasını talep etti.

'UNUTMAZ UNUTTURMAZSAK BAŞLAR MÜCADELE'

Polis ablukası altında Galatasaray Meydanı’na gelen aileler adına açıklamayı 1 Mayıs 2012 tarihinde Arka Sıralar dizi setinde iş cinayeti sonucunda yaşamını yitiren 27 yaşındaki Selin Erdem’in ablası Sema Erdem okudu. Ekmek parası için çalışan işçilerin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeye devam ettiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Erdem, 28 Nisan’ın sadece bir anma ve yas günü değil aynı zamanda iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri de unutturmama ve sorumlulardan hesap sorma günü olduğunu kaydetti. Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizler diyoruz ki kaybettiklerimizi unutmaz, unutturmazsak başlar mücadele. Biliyoruz ki yasını tutmadıklarımızın hesabını da soramayız. Diyoruz ki 28 Nisan 1 Mayıs’a bağlanır. Yaşam hakkı ihlaline karşı çıkmakla başlar insanlık dışı çalışma koşullarıyla mücadele."

HER 15 SANİYEDE BİR İŞÇİ İŞ CİNAYETİNE KURBAN GİDİYOR

Ülkedeki çalışma koşullarının işçilerin her gün yaralanmasına, sakatlanmasına, ölmesine neden olduğunu hatırlatan Erdem, iç cinayetinde hayatını kaybeden işçilerin aileleri olarak 28 Nisan’da bu gerçeğe dikkat çekmek ve duyarlılık yaratmaya çalıştıklarını ifade etti. Erdem, 1970’te ABD’nin en büyük işçi sendikaları federasyonu tarafından İşçi Sağlığı ve Güvenliği Günü olarak ilan edilen 28 Nisan’ın pek çok ülkede anılırken, iş cinayetlerinin giderek arttığı Türkiye’de ise hala anma ve yas günü olarak kabul edilmediğine dikkat çekti.

2012 yılından beri Türkiye’de 28 Nisan’ın "İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü" olarak ilan edilmesi için mücadele ettiklerini hatırlatan Erdem, şöyle konuştu: "Şu anda siz bize dinlerken bile işçi kardeşimiz hayatını kaybettiği için. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (İLO) verilerine göre, her yıl yaklaşık iki buçuk milyon kadın ve erkekler çalışırken ölüyor. Çalışanlar her yıl yaklaşık 337 milyon nedenli "iş kazası"na maruz kalıyor. Her yıl yaklaşık 160 milyon kere çalışma nedenli hastalıklara yakalanıyorlar. Her gün 6300 bin işçi çalışırken ölüyor. Her 15 saniyede bir işçi çalışırken hayatını kaybediyor. Her 15 saniyede 160 işçi "iş kazası" geçiriyor. Türkiye ‘de ise 2017 yılında en az 1947 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. Bu çalışma hayatı bize her gün savaş sunuyor."

‘RANT HIRSIYLA CANLARIMIZI KIYMASINLAR’

Açıklamanın ardında iş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve arkadaşları söz aldı. İlk konuşmayı yapan Esenyurt’a iş cinayetinde hayatını kaybeden Eren Eroğlu’nun babası Erdinç Eroğlu, "İş sağlığı ve güvenliğinin uygulanması istiyoruz. Rant hırsıyla bizim canlarımıza kıymasınlar. Savcılar çifte standart vazgeçsinler dokunulamayanlara dokunsunlar. Bilirkişi kendilerini hakim yerine koymasınlar. Siyasi partiler mücadelemize dahil olmalarını istiyoruz" dedi. Çapa Tıp Fakültesinde hayatını kaybedenler iki işçinin arkadaşı Cemal Bilgin, "Patronlar daha çok kar etsin diye arkadaşlarımız hayatını kaybetti ve öldükleriyle kaldılar" diyerek iş cinayetleri karşısında sessiz kalan sendikalara ve siyasi partilere sitem etti.