İzleme Heyeti ve Kriz Koordinasyonu'ndan 'açlık grevi' raporu

Açlık Grevlerini İzleme Heyeti ve Marmara Kriz Koordinasyonu, açlık grevleri sonrası Marmara cezaevlerinde yaşananlara ilişkin rapor hazırladı. Raporda çok sayıda hak ihlaline yer verildi.

Açlık Grevlerini İzleme Heyeti ve Marmara Kriz Koordinasyonu, açlık grevlerinin sona ermesinin ardından hukuki, siyasi ve tıbbi durumu değerlendirmek üzere İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve beyaz tülbentli anneler katıldı.

FİNCANCI: CEZAEVLERİNDE SORUNLAR SÜRÜYOR

TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı konuştu. Fincancı, TİHV olarak yaşamdan yana tutum alınmasından memnuniyet duyduklarını dile getirerek, “Açlık grevi sürecinde ölümlerin olmaması önemli. Tabii ki kayıplarımız var. Bunların olması üzücü. Açlık grevi ölüm oruçlarının sonlanmasının ardından cezaevinde sorunların devam ettiğini görüyoruz" dedi.

'ETİK İHLALLER VAR'

Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın bu süreci yönetmesiyle ilgili çok ciddi sorunlar olduğunun altını çizen Fincancı, şunlara dikkat çekti:

“Önceki açlık grevlerinde de her aşamada TTB ile iş birliği içinde ve açlık grevi sonlandırılması sonrası beslenme ve tedavi süreçlerinin iyi planlanması birlikte yürütürken uzun yıllardır ne yazık ki böyle bir süreç işlemiyor. İş birliği söz konusu değil. Hatta ulaşmak ve bilgi almak bile çok ciddi sorun halini almış durumda. Birçok yerde kişilerin açlık grevleri sonları hastaneye sevklerinin ring araçlarıyla yapıldığını gözledik. Açlık grevindeki kişilerin özellikle kas doku yıkımı nedeniyle cilt altı yağ dokusunun ortadan kalkmış olması nedeniyle ring aracı gibi sağlıklı insanların bile sevkinde sorun oluşturan araçlarla hastaneye sevki kabul edilebilir değil. Sonuç olarak sağlık sorunları yaşayan insanlardan söz ediyoruz. Onların elbette ki ambulanslarla sevkinin yapılması gerekiyor. Kelepçeli biçimde hastanelere sevk yapıldığı bazı hastanelerde ilk muayenelerin dahi kelepçe ile yapıldığı gibi bilgiler bize iletildi. Kelepçeli muayene hiçbir şekilde tıbbi bir ortamda kabul edilemez. Hastaneye yatırıldıklarında yatağa kelepçelendikleri bilgisi geliyor. Bunların her biri etik ihlal olarak kabul edilir. Ve sağlık çalışanları açısından kabul edilemez bir tıbbi uygulama hatası olarak değerlendirilir.”

‘İŞKENCE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLİR'

Tutsakların sevkler sırasında yüksek sesle marş dinletme, hakaret, aşağılama gibi benzeri birtakım davranışlara maruz kaldıklarını belirten Fincancı, şöyle devam etti:

“Özellikle İçişleri Bakanlığı'nı uyarmak isteriz ki bu uygulamaların tamamı işkence kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla bu işkenceye emri veren olmasa bile göz yumanlardır. Sorumludurlar. Dolayısıyla İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu da işkence suçunun ortağı olmuş olarak kabul edilir. Meslektaşlarıma şunu anımsatmak istiyorum. Özellikle kelepçeli olarak getirilen kişilerde kelepçeler çıkarıldıktan sonra mutlaka el bileklerindeki herhangi bir yaralanma olup olmadığının araştırılması, herhangi bir sinir hasarının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Her hangi bir yaralanma ile karşılaşırlarsa bunu adli raporlarla belgelenmesi gerekir. Tabi adli raporlama yalnızca fiziksel bulguların değerlendirilmesi değil. Aynı zamanda yüksek sesle marş dinletme, hakaret, aşağılama, itme gibi davranışlar sonucunda kişilerin ruhsal olarak etkilenmesine yol açacağı için mutlaka fiziksel değerlendirmeden sonra ruhsal değerlendirme de yapılmalıdır. Kapsamlı belgelenme ile ihlaller varsa bu ihlalleri görünür olması sağlanmalıdır."

YOLERİ: MARAŞ’TA KÖTÜ MUAMMELEYE KARŞI AÇLIK GREVİ VAR

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, hem İHD hem de Açlık Grevini İzleme Heyeti olarak açlık grevleri sürecinde çalışma yürüttüklerini ifade ederek, bu çalışmalarda insan onuruna aykırı bir şekilde muammerlerle karşılaştıklarını hatırlattı. Yoleri, bunların açlık grevinin bitmesinin ardından devam ettiğini söyleyerek, tutsakların hastane sevklerinin zorlaştırıldığını söyleyerek, "Mahpusun tutuklu ya da hükümlü olması sevklerin ne zaman yapılacağı noktasında belirleyici oldu” dedi.

Tüm cezaevlerinde sorunlarla karşılaştıklarını belirten Yoleri, örnek vererek şunları söyledi: “Kelepçeli tedavi, ayakta tedavi yine ring ile götürülme durumları var. Aynı zamanda genelde morglara bitişik odalar mahpusların tedavi odaları olarak kullanılmıştır çokça. Van’da da benzer bir durum nedeniyle mahpusların tedaviyi kabul etmeyip geri döndüklerine dair bilgi paylaşıldı. Hapishanelerde çok ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Maraş Türkoğlu Hapishanesi’nde açlık grevi sürecindeki kötü muameleler nedeniyle mahpusların şikayetleri yoğundu. Bugün yine aynı sebeplerle mahpusların açlık grevlerini bırakmadıklarını duyuyoruz. Mahpuslar Öcalan’ın yaptığı çağrıya uygun hareket etmek istediklerini ama kendilerine yönelik onur kırıcı muammerler devam ettiği içinde buna tepki olarak açlık grevini sürdürdükleri yönünde açıklama mevcut. Aralarından bir mahpus açlık grevini bırakmış. O da çağrıya kulak verdiklerini göstermek için yapıldığını söyledi.”

Yetkililere seslenen Yoleri, “Yetkililerin bir an evvel gerekli duyarlılıkla hareket etmelerini istiyoruz. Yetkililerin sorunu çözmesi gerekir” dedi. Toplumsal duyarlılığın olması gerektiğine de dikkat çeken Yoleri, “Açlık grevinin bitmesi bir rehavet yaratmasın. Açlık grevinin sonrası da önemli. Kalıcı sağlık sorunlar oluşabilir. Bu nedenle toplumsal duyarlılığın devam etmesi gerekir” diye konuştu.

ZİNCİR: BAZI HEKİM VE YETKİLİLER GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR

ÖHD avukatlarından Sinan Zincir, “Sayın Öcalan’ın ‘açlık grevini bitirin’ çağrısını yaptığı andan itibaren ÖHD olarak hem Marmara bölgesindeki 11 hapishanede hem de Türkiye’nin her yerinde aynı anda hapishanelere ulaşmaya çalıştık. Ama ilk günden itibaren avukatların hükümlereler görüşülmesine ve açlık grevini bitirilmesi noktasında bu bilgilendirmenin yapılması noktasında ciddi zorluklar çıkarıldı. Marmara bölgesindeki 11 hapishanede Gebze ve Kandıra Hapishaneleri dışında ciddi problemler yaşanmaktadır” diye belirtti. Kimi hekimlerinin, cezaevi idarelerinin ve kolluk güçlerinin görevini kötüye kullandığını dile getiren Zincir, görevini kötüye kullananlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve hukuki girişimlerinin devam edeceklerini söylediler.

Tüm açlık grevinde olan tutsakların hastane sevklerinin yapılması gerektiğine işaret eden Zincir, Adalet Bakanı, Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı’na görevini uygulama çağrısı yaptı. Yapılanların hepsinin işkence olduğunu vurgulayan Zincir, “Gebze’de anneler görüşten bugün çıktılar. Kadın mahpuslara insanlık onuruna yakışmayacak şekilde yaklaşılmış ve hakaret edilmiştir. Bu kötü muamelenin hukuki boyutunu soracağız” dedi.

GÜZEL: SAĞLIK BAKANI ÇÖZÜMDEN YANA DAVRANMADI

SES Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel de 4 aydır süreci takip ettiklerini ifade ederek, “Sağlık Bakanı bu sürece müdahale etme noktasında kendisini tamamen kapatmıştır. Devlet yetkilileri, Sağlık Bakanı bu sürecin hazırlanmasında, bu süreçte yaşanacak sorunların hazırlığında eksik kalmıştır. Hiçbir görüşmeye açık olmadıklarını gördük. Yaptığımız hiçbir görüşme talebine cevap vermediler. Son günlerde de randevu talep etmemize rağmen cevap alamadık” diye konuştu. Güzel, açlık grevi sonrasında ortak bir çalışmanın yapılması gerektiğini söyledi.

EKMEZ: HER SAAT ÖNEMLİ

İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ekmez, “Açlık grevi sonrası her saat çok önemli. Ölüm değil kalıcı sağlık sorunların olmaması için ilk günler ciddi bir tedavi takibi yapılmalıdır” dedi. TTB, SES’in açlık grevi noktasında deneyimlerinin olduğunu ifade eden Ekmez, “Ne yazık ki deneyimlerimiz var. O yüzden bu deneyimler ışığında bu sürecin sağlıklı yürütmek için TTB, SES üzerinden yürütülmelidir” diye belirtti. Meslektaşlarına uyarılarda bulunan Ekmez, “Hekim bağımsızlığı çerçevesinde hareket etmek gerekir” diye konuştu. Ekmez, hekimlerin kötü muamelesi noktasından TTB’ye başvuru yapılmasını istedi. Kamuoyunun duyarlılığının da önemli olduğunu vurgulayan Ekmez, “Bu süreç açlık grevleri sürecine kadar önemli. Siyasi partiler, Adalet ve sağlık bakanlığı üzerinde bir basınç uygulanmasını istiyoruz. Hiç bir şey insan hayatından önemli değil. Süreç kritik bir şekilde devam ediyor” dedi.

KOÇYİĞİT: İZOLE EDİLMEK İSTENİYOR

Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, “Bügün cezaevleriyle iletişim kurmaya çalıştık. Dün itibarıyla bölgemizde bulunan cezaevlerinin her birine hem avukat hem de vekil arkadaşlarımız gitti. Orada kimi yerlerde görüşmeler kabul dilmedi. Birçok yerde tedavi sürecinin aksadığını ifade etmemiz gerekir. Nasıl açlık grevi izole edilerek dört duvar arasına konulmaya çalışıldıysa sonrasında da aynı şey yapılıyor” dedi. Koçyiğit daha sonra hazırlanan raporu paylaştı.

RAPOR

Heyetin raporu şöyle:

“Maltepe Hapishaneleri: Toplam 23 mahpusun açlık grevini sürdürdüğü Maltepe Hapishanelerinde;

1 No’lu: Açlık grevinde bulunan mahpusların dün itibari ile hapishane revirine çıkarıldığı, bugün kampüs hastanesine sevklerinin yapıldığı, her iki kolunu da tam kullanamayacak derecede engelli Ersan Nazlıer’in durumunun ağır olduğu belirtildi.

Maltepe 2 No’lu L Hapishanesi: Mahpusların kampüs içindeki hastaneye sevklerinin yazıldığı ancak henüz götürülmedikleri, basit tıbbi tahlillerinin yapıldığı ancak tam laboratuar tetkiklerinin yapılmadığı, sağlık durumu ağır olanların Kartal Devlet Hastanesi’ne sevk edileceği ifade edildi.

Silivri Kampüs Hapishanesi: Açlık grevini sürdüren 176 mahpustan, ciddi sağlık sorunu bulunan 50 mahpusun kampüs hastanesine gönderildiği, muayenelerinin ardından tekrar hapishaneye gönderildikleri; kalanlarının revirde muayene edilerek diyet programına alındığı ancak hiç birisine tedavi başlanmadığı, 2 kişinin görme kaybı yaşadığı ve tekrar doktora götürülecekleri söyledi.

Bolu: Açlık grevinde bulunan 93 mahpustan 3’ünün hastaneye sevk edildiği, tümünün laboratuvar tetkiklerinin yapıldığı, sonuçlarının İl Sağlık Kuruluna gönderildiği, İl Sağlık Kurulu raporuna göre hastaneye sevk edilip edilmeyecek olanların belirleneceği söylendi. Ölüm orucunu sonlandıran; İbrahim Doğan, Ahmet Emin Eren ve Mustafa Taştan ile Şoreş Ölçen, Savaş Barik, Feciyi Roni Temizyüz ve Hüseyin Barsak’ın sağlık durumlarında ciddi sorunlar var.

Tekirdağ Hapishaneleri; Açlık grevini sürdüren toplam 141 mahpusu Kardiyolog, psikiyatrist ve dahiliyeciden oluşan bir uzman hekim ekibinin hapishanede sağlık kontrolünden geçirdiği ve verdikleri rapora göre hastaneye sevklerin yapıldığı, 25 mahpusun hastaneye sevk edildiği, Celal Beyazkaya adlı mahpusun hastaneye yatırılarak tedavisine başlandığı ve ardından diğer mahpuslar gibi hapishaneye geri gönderildiği, ölüm orucunu sonlandıran Reşat Özdil, Zeki Bayhan ve Yılmaz Yıldız’ın ciddi sağlık sorunları olduğu ifade edildi.

Edirne Hapishaneleri: Açlık grevini sürdüren toplam 24 mahpus hapishaneye gelen Uzman hekim heyeti tarafından muayene edilmeleri sonrasında, sağlık durumlarına göre hastaneye sevklerinin sağlanacağı söylendi.

Düzce Hapishaneleri : Açlık grevini sürdüren toplam 12 mahpusun sağlık durumuna değil, tutuklu veya hükümlü olmalarına göre tedaviye yönlendirildikleri, tutuklu olanların hemen hastaneye sevk edildikleri, hükümlülerin ise ertesi gün sevk edildikleri, sadece bir mahpusa serum verilere tedavi uygulandığı, diğer mahpuslara reçete yazılarak ve beslenmelerini düzenleyen diyet listesi verilerek hapishaneye geri götürüldükleri, reçete edilen ilaçların halen temin edilmediği, diyet listesine uygun beslenmeyi sağlayacak yiyeceklerin temin edilmedi.

Kandıra Hapishaneleri : Açlık grevini sürdüren toplam 64 mahpustan, 18’inin SEKA Devlet Hastanesine sevk edildiği, 2 kişi yatırılarak tedaviye alındığı ancak diğerlerinin hapishaneye geri gönderildiği, sağlık durumlarına göre sevklere devam edileceği belirtildi. Ölüm orucundakiler: Yaşar Cinbaş, Muhammed İnal, Diyadin Akdemir ve Engin Kahraman.

Bakırköy: Açlık grevini sürdüren toplam 29 mahpusun tıbbi takibi ile cezaevinde bulunan sağlık ocağındaki hekimin ilgilendiği, tüm mahpusların ilk kontrollerinin burada yapıldığı, serum verildiği, Devlet hastanesine sevklerine ihtiyaç duyulmadığının söylendiği belirtildi. Ölüm orucunu sonlandıran Zozan Çiçek ,Şükran Aydın ve Nesrin Akgül, Şehadet Tekin ‘in bugün hastaneye sevkinin gerçekleşti.

Gebze: Açlık grevini sürdüren toplam 33 mahpusun tamamının hastanelere sevk edildiği, ilk kontrollerinin yapıldığı, 13 mahpusun hastaneye yatırıldığı, ölüm orucunu sonlandıran Aslı Doğan ve Ardıl Çeşme’nin ciddi sağlık sorunları yaşıyor.

Bandırma Hapishaneleri: Açlık grevini sürdüren toplam 139 mahpustan 5’inin hastaneye sevki yapıldığı, 2 si nin hapishaneye geri gönderildiği, T1 ‘de bulunan mahpuslara çorba ve yumurta verildi. Hapishane müdürünün ilk tedavinin hapishane revirinde yapılmasında ısrar ettiği, mecbur kalındığında hastaneye sevklere onay verme eğiliminde olduğu, hastanedeki mahpus koğuşunun yetersizliğini gerekçe gösterdi.

Ümraniye hapishanesi : Açlık grevini sürdüren toplam 6 mahpusun tamamının hastaneye sevk edildiği, tetkik ve tedavilerinin yapıldığı ve ardından hapishaneye geri gönderildikleri, öğrenilmiştir."

'SEVK SIRASINDA KÖTÜ MUAMELE VAR'

Raporun sonuç bölümünde de şu ifadelere yer verildi:

"Açlık grevi ve ölüm orucunu sonlandıran tüm mahpusların tıbbi takibinin hastane koşullarında sağlanması ve acilen hastaneye sevk edilmeleri gerektiği halde bunun yapılmadığı ya da bu konuda ciddi aksaklıkların bulunuyor. Kelepçeli tedaviye zorlama, ring araçları ile hastanelere sevk, sevkler sırasında kötü muamele söz konusu. Bu sorunların derhal giderilmesi noktasında Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Cezaevi idarelerinin sorumluluk taşıdığı tespit edilmiş olup, yetkilileri bu sorunlara derhal çözüm üretmeye çağırıyoruz.”