Önen: Tecrit derhal kaldırılmalı

HDP Mersin İl Eşbaşkanı Zelal Önen, tecridin herkesi etkilediğini, derhal kaldırılması gerektiğini belirtti. Önen, "Sessiz kalarak bu direnişin kırılacağını düşünüyorlar. Hayır! Leyla bir değildir, binlerce Leyla var" dedi. 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven’in, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tecride karşı açlık grevi 140’ıncı gününe girdi. Aynı taleple Hewlêr kentinde HDP üyesi Nasır Yağız 126, Strasbourg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş 100, tutsaklar 101 gündür eylemde. 

Eylemlere ilişkin konuşan  HDP Mersin İl Eşbaşkanı Zelal Önen, tecridin bir an önce kaldırılmasını ve başlayan ölüm eylemlerinin son bulmasını istedi.

'İNSANLIK SUÇU TECRİT SON BULMALI'

Her zorlu sürecin öncülüğünü kadınların yaptığının altını çizen Önen, “Bugün bu zorlu sürecin de öncülüğünü yine bir kadın başlattı. Leyla Güven üstlendi, kadınlar üstlendi. Tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde değil, tüm halk üzerinde, tüm tutsaklar üzerinde bir tehdittir. Bu tecrit tüm Ortadoğu'nun, tüm insanların üzerinde, vicdanların üzerinde bir tecrittir. Leyla Güven'in haklı olarak başlattığı bu açlık grevinde biz de sonuna kadar arkasındayız, destekliyoruz. Leyla Güven sadece öncü değil, bir annedir, bir siyasetçidir ve bir kadındır. Direniyor, hakkıdır. Çünkü tecrit bir insanlık suçudur, son bulmalıdır” dedi.

‘LEYLALAR BİTMEZ’

Önen, kamuoyunun sessizliğine de tepki göstererek, şunları belirtti:

“Parti olarak bizim ilk olarak gündemimiz tecrit ve açlık grevidir. Seçim bizim 3’üncü gündemimiz olarak yer alıyor. Biz kadınlar bu açlık grevlerine dikkat çekmek adına Avrupa Parlamentosu’na da bir kart gönderdik. Sırf bu eyleme sessiz kalmamaları için. Aslında Avrupa'nın çok da sessiz olmadığını söyleyebiliriz. Sessiz olan tek yer Türkiye. Sessiz kalarak ve görmezden gelerek bu direnişin kırılacağını düşünüyorlar. Hayır! Leyla bir değildir, binlerce Leyla vardır. Onun bayrağı bıraktığı yerde o bayrağı kaldıracak binlerce Leyla var. Bu sessizlik bizi ne bitirir ne de yıldırır."