Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için küresel çapta başlatılan kampanya devam ediyor. Bu çerçevede, başta Kürdistan ve Türkiye olmak üzere dünya genelinde komplonun yıl dönümünde kitlesel eylem ve etkinlikler düzenlenecek. 13 Ekim'de ise Amed'de büyük bir miting yapılması planlanıyor ve bu mitinge yoğun katılım bekleniyor.

Amed'de yapılacak "Özgürlük Mitingi" ile ilgili ANF'ye değerlendirmede bulunan DEM Parti Amed İl Eş Başkanı Abbas Şahin, "1999’da Sayın Öcalan’ın Türkiye'ye getirilip İmralı işkencehanesine konulmasıyla bu tecrit başladı. Tecridin son dört yıldır tamamen ağırlaştığını görüyoruz. Bir konsept devreye sokuldu. Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği bir süreçte, Kürt halkının kendi statüsüyle var olmasının önüne geçebilmek için bir süreç işletilmeye başlandı. Bu süreç, aslında sadece Kürtleri değil hem Türkiye hem Ortadoğu halklarını da ciddi anlamda etkilemeye başladı" dedi.

‘SAYIN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

Ortadoğu’da vekâlet savaşları yerine doğrudan savaş sürecine geçildiğini belirten Şahin, "Biz hep şunu söyledik; Sayın Öcalan barışın teminatıdır. Onun üzerinde uygulanan tecridin savaşı derinleştirmekten başka bir anlama gelmediğini net bir şekilde söyledik. Bunun için Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecritten ziyade artık özgürlüğünün konuşulması gerektiğini söylüyoruz. 13 Ekim'de Amed İstasyon Meydanı’nda bir miting düzenleyeceğiz. Bu mitingi “Özgürlük Mitingi” olarak adlandırdık. “Özgürlük olmadan barış olmaz'” şiarıyla yola çıktık. Uluslararası Komplo’yu ve tecridi ortadan kaldırmak için yapacağımız mitingin çalışmalarına devam ediyoruz.

Bu mitingi son derece önemsiyoruz. Çünkü şu anda Ortadoğu coğrafyası ciddi bir kaosun içinde bulunuyor ve bu kaosu ortadan kaldırmanın tek yolu, barış içinde yaşamaktır. Biliyorsunuz, Sayın Öcalan'ın paradigması, Ortadoğu'ya bir model olmaya başladı ve dünya da bunu çok ciddi anlamda tartışıyor. Dünyanın tartıştığı bu modeli özellikle dört ülkenin yasaklama girişimleri manidardır. Yüz yıldır ulus-devlet anlayışının oluşturduğu sınırların halkları nasıl birbirinden kopardığını ve tekleştirmeye çalıştığını görüyoruz. Ancak Sayın Öcalan’ın paradigması, halkların bir arada kendi statüsüyle nasıl yaşayabileceğini bize gösteriyor. Bu nedenle bu mitingi çok önemsiyoruz; bizim için bir milat olacaktır.

25 yıldır uygulanan ağırlaştırılmış tecridin artık sona ermesi gerektiğini, mevcut hukuk sisteminin işlevsellik kazanması gerektiğini ve Ortadoğu’ya barış gelecekse bu barışın doğru bir noktada örgütlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunu vurguluyoruz; özgürlük olmadan barış olmaz. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü, Kürt halkı başta olmak üzere hem Türkiye halklarının hem de Ortadoğu halklarının özgürlüğü anlamına geliyor. Her koşulda ve her alanda Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü artık konuşmamız gerekiyor" diye konuştu.

‘AMED MİTİNGİ ÖZGÜRLÜK MİTİNGİ OLACAK’

Mitinge katılım çağrısı yapan Abbas Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bütün halkımızı Amed mitingine davet ediyoruz. Bu mitingin önemini vurguladık; Türkiye’den ve Kürdistan'dan kitlesel katılımlar olacak. Gerçekten bir özgürlük mitingi olacak. Burada halkımızın vereceği tepki, bundan sonraki süreci belirleyeceği için tüm duyarlılıklarını ortaya koymaları gerekiyor. Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu halklarının özgürlüğünün gerçekleşebilmesi için uygulanan uluslararası tecridin kırılması ve özgürlüklerin artık ortaya çıkması gerekiyor. Özgürlüklerin yaşama geçirilmesi, Sayın Öcalan’ın özgür olması gerekiyor. Bu nedenle, 13 Ekim'de Amed İstasyon Meydanı’nda yapacağımız mitinge tüm halkımızı topyekûn davet ediyoruz."