Andok: Demokratik bir ülke için sandığa gidilmeli

Pazar günü yapılacak seçimlere ilişkin konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok, demokratik bir ülke için herkesin sandığa gitmesi ve oyunu demokrasi güçlerinden yana kullanması gerektiğini belirtti.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok Medya haber TV’de yayınlanan seçim özel programın da gazeteci Esra Mikyaz’ın sorularını yanıtladı. Konuşmasına ‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan’ı özgürleştirelim’ hamlesi kapsamında direnen Leyla Güven olmak üzere tüm açlık grevi direnişçilerini selamlayarak başlayan Andok, direniş hamlesinin ilk şehitleri olan Uğur Şakar, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam ve Medya Çınar’ı andı.

HDP’ye karşı yapılan baskıların toplum karşıtlığı ve Kürt karşıtlığı üzerinden yapıldığını söyleyen Xebat Andok, "Gerçekten de Türkiye’de seçimden ziyade tam bir savaş hali var. AKP-MHP’nin psikolojisinde, baskılarında, hilelerinde bunu çok açık bir şekilde görüyoruz. Tam anlamıyla bir ‘beka’ sorunu olarak değerlendiriyorlar. Bu süreçte bütün kavgalarını bile HDP üzerinden yapıyorlar. HDP sadece bir Kürt partisi değildir, tüm Türkiye halklarının partisidir. Kendileri toplum dinamiğini karşılarına aldıkları için toplumla beraber olan HDP’yi de karşılarına alıyorlar.

Kürt düşmanı oldukları için HDP’ye karşıtlık yapıyorlar. Kürdü ayakta tutan, Kürdü soykırıma karşı uyandıran kim varsa onlara terörist diyorlar. Nerede direnen bir Kürt varsa saldırıyorlar. Efrin’e hangi motivasyonla saldırdıysa, Önderliğe karşı tecridi nasıl uyguluyorsa, Güney Kürdistan’ı hangi motivasyonla işgal ediyorsa, gerillayı nasıl yok etmeye, Kürdistan şehirlerini hangi motivasyonla yerle bir ediyorsa şimdi de HDP’ye karşı düşmanlığını o şekilde yapıyor. Aslında AKP-MHP hiç de yeni bir şey yapmıyor. Yüzyıllık soykırımcı TC’nin kendilerinden öncekilerinin de yaptıklarından refakat alarak bu saldırıları yapıyorlar. Bunu sadece HDP’ye karşı saldırı biçiminde yapmıyorlar. CHP’ye de, İYİ Parti'ye de böyle yapıyorlar" dedi.

AKP'NİN NE KADAR SOYKIRIMCI OLDUĞUNU KÜRTLERİN DİRENİŞİ AÇIĞA ÇIKARDI

AKP’nin elinde hiçbir argümanın kalmadığını ve maskesinin düşmesinde Kürtlerin direnişinin belirleyici olduğunu ifade eden Andok, "MHP’nin argümanları çok değişmiyor, hep Kürt ve demokrasi düşmanıdır. AKP epey daraldı. AKP güya sistemin zulmünü görmüş, sistemle çelişki yaşayan Kürtler de dahil olmak üzere bütün herkesin partisi olarak çıktı. Özcesi böyle bütün topluma aradıkları özgürlüğü getirecek bir parti gibiydi. O yüzden eskiden argümanları çok fazlaydı.

Herkesi istismar eden, dilini de ona göre geliştirerek, özel savaş politikaları kapsamında bunu yürüttü. Fakat Kürtler onun maskesini düşürdü. Ne kadar soykırımcı, inkarcı olduğunu Kürtlerin direnişi açığa çıkardı. Gelinen noktada AKP-MHP çizgisine geldiği için etrafında sınırlı düzeyde palazlandırdığı, belki de kendisine belli ölçüde inanan bir kesim vardır, onların ötesinde Kürtlere ilişkin argümanını yitirdi.

Demokrasi isteyenlere, adalet isteyenlere ilişkin argümanlarını yitirdi. Bunların hepsine ters düştü, çok büyük bir din istismarcılığı geliştirdi. Bunu da yitirdi. Dolayısıyla tüm bunlar yitince, seçim sürecinde bunlar herhangi bir yeteri getirmeyince farklı gündemler oluşturmaya çalıştırdılar. AKP’nin dili ile MHP’nin dili tepeden tırnağa aynılaştı. Kürtlerin, demokrasi güçlerinin AKP-MHP politikalarını, söylemelerini ayrıştırmadan ele almaları gerekiyor. AKP’ye doğrultu veren, AKP’nin nasıl hareket edeceğini belirleyen MHP’dir" diye konuştu.

SEÇİM SÜRECİNİN EN AKTİF PARTİSİ HDP'DİR

HDP’nin hem Türkiye’de hem de Kürdistan illerinde belirlediği seçim stratejisinin doğruluğuna dikkat çeken Andok, bu stratejinin AKP-MHP iktidarını ciddi anlamda zorladığını belirtti. "Aslında HDP’nin o belirlemiş olduğu stratejiye en fazla şaşırmış olan iktidar partileri oldu" diyen Andok konuşmasına şöyle devam etti: "Gerçekten şu anda insan rahatlıkla şunu söyleyebilir; bu seçim sürecinin en aktif partisi HDP’dir. En fazla konuşulan parti HDP’dir.

Hiç TV’lere çıkarılmadığı halde, tüm TV’lerde hemen hemen her gün en çok konuşulan parti haline geldi. Dolayısıyla bu, bu süreçte uygulamış olduğu politikaların doğru olduğunu gösteriyor. En azından doğruluğunu şuradan anlıyoruz; Kürtlerin düşmanı olan AKP-MHP faşizmi bu kadar rahatsız olmuşsa demek ki bu politika tepeden tırnağa doğrudur. Dolayısıyla HDP’nin o seçim stratejisi çok yerinde oldu ve gerçekten de zorladı.

Yani CHP’den kaynaklı beka sorunu yaşamıyorlar, İYİ partinin hamlelerinden dolayı beka sorunu yaşamıyorlar, millet ittifakının da hamlelerinden kaynaklı beka sorunu yaşamıyorlar. Tepeden tırnağa esas olarak HDP’nin seçim stratejisi nedeniyle ‘beka’ sorunu yaşıyorlar. O açıdan HDP’nin özellikle bu faşist ittifakı ne hale getirdiğini çok iyi görmesi lazım. Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin de HDP’nin bu stratejisinin ne kadar sonuç alıcı bir strateji olduğunu, ne tür potansiyelleri içerisinde barındırdığını görerek bunu çok yoğun bir biçimde sahiplenmesi lazım.

SEÇİMLERİ HDP SEÇMENLERİNİN OYLARI BELİRLEYECEK

7 Haziran’dan sonra ülkede yaşanan bir darbe sürecidir. Ülkede seçim yok, savaş var. Bu gün seçim olsa AKP-MHP çok çok az bir oy alır. İnsanları çıldırtma noktasına getirdiler. Onun için bütün seçimlerin sonuçları sağlıksızdır. Savaş yürütüyorlar, HDP’yi bitirmek istediklerini belirtiyorlar. Dolayısıyla HDP seçim adı altında bir savaş içerisindedir. Başarılı olma gibi bir amacı var. Var olmak için başarılı olmak zorundadır. Direniyor, mücadele yürütüyor. Baskılarla karşı karşıya kalınıyor. Kökü kurutulmak isteniyor. Diyor ki madem sen bana böyle yaklaşıyorsun o halde bende sana tümden cepheden karşıt bir pozisyon belirliyorum. Dolayısıyla senin yenilmen için tek bir oyumun bile boşa gitmemesi için çalışacağım.

Bu konuda dar çıkar hesaplara girmedi. Diğer partiler gibi yaklaşmadı. Bu ülkenin başına bela olmuş ve bu ülkeyi adeta yıkıma götüren AKP-MHP faşizmine ben nasıl kaybettirebilirim motivasyonu ve stratejisiyle yaklaştı. Dolayısıyla HDP’nin Türkiye kentlerinde vereceği her oy AKP-MHP faşist ittifakının sonunu belirleyecek oylar olacak. Yine Kürdistan’da Kürdi ittifakı oluşturdu. Gelmeyen partileri de davet etti. Aslında Kürdistan’daki tüm partileri bir çatı etrafında, Kürdistani bir birlik, sömürgeciliğe soykırımcılığa karşı bir yerde tutmaya çalıştı.

Bu noktada kendisinin kendi başına alabileceği yerleri diğer partilere vermesini bildi. Buda çok cesur bir duruştu. Bu da çok stratejik bir hamle oldu. Hem Türkiye hem de Kürdistan’daki stratejisi aynı mantığa dayanıyor. Süreç direniş sürecidir. Kürtler üzerinde, demokrasi güçleri üzerinde yapılan bir savaştır ve bu seçimde bu topyekun savaşın parçası. Onlar seçimi topyekun bir savaşın parçası haline getirmek istiyorlar bizde seçimi topyekun bir direnişin parçası haline getirmeliyiz. O yüzden dar partisel çıkarlara girmeden AKP-MHP faşizmini nasıl yenebilirize odaklanmak lazım."

HERKES SANDIĞA GİTMELİDİR

Serhat'ta riskli bölgeler var mı sorusunu yanıtlayan Xebat Andok "Riskli olup olmama durumuna bakmaksızın Kürdistan’da her yerde ruh halinin aynı olması lazım. Çünkü seçimden ziyade bir savaş var. Teyakkuzla yaklaşmak gerekiyor. Amed’de hiçbir risk olmadığı halde Amed’deki halkımızın da her zamanki gibi en üst düzeyde her şeye hazırlıklı olması lazım. Kürdistan’ın başkenti olarak bilinen bir yer, her şeyi belirleyen bir yerdir. Bütün yoğunlaşmalarına rağmen hiçbir risk oluşturamadığı yerler vardır tabi. Çünkü fark o kadar büyük ki.

Ne hile yaparlarsa yapsınlar ne kadar baskı yapsalar da yine de hiçbir şekilde risk kategorisine sokamadıkları Kürdistan il ve ilçeleri vardır diye düşünüyoruz. Yine de bu gibi yerlerde nasıl bir ortamda olduklarını bilmeliler. Nasıl olsa kazanıyoruz yaklaşımına gitmemeliler. Her yerde en riskli olan yerde olduğu gibi buralarda da sandığa en üst düzeyde gitme, yurtseverliğin gereklerine göre davranma bilinciyle hareket etmeliler.

HDP SADECE KÜRT PARTİSİ DEĞİLDİR

Serhat belli ölçülerde risk olan bir bölge. Ama riskleri şunun için vardır. Bir istismar alanıdır. Şöyle bir istismar alanı; Farklı halklarında yaşamış olduğu bir yer. Ve o farklı halklar hep böyle devletin partisine yönlendirildi. Devlet bunu yaptı. Devlet bunu yaptı diye devleti eleştirecek değiliz. HDP başta olmak üzere yine ondan önceki partiler, demokrasiyi geliştirmeye çalışan partilerin eksikliğidir.

Şu anda eğer Kuzey Serhat’ın belli yerlerinde risk olduğunu söylüyorsak bunun temel nedeni yeterince çalışmanın olmamasından kaynaklıdır. Çalışmalar dardır. Bütün halklara hitap eden çalışmalar değildir. HDP bütün halkların partisidir. Yani HDP bazılarının belirttiği gibi sadece bir Kürt partisi değildir ama Kürtlerin de partisidir. Herkesin partisidir. Toplum ne kadar çokluysa HDP de o kadar çokludur. HDP’nin programı böyledir. Var oluş gerekçesi öyledir.

HDP, Kürdistan’ın tüm illeri için metropollerdeki seçmenlerin kendi memleketinde oy kullanmak isteyen herkesin memleketine gitmesinin olanağını yarattığını, bunun örgütlemesini yaptığını kamuoyuna duyurdu. Özellikle Kuzey Serhatlılar Kürdistan’a gelip oylarını kullanırlarsa ve sandıklarına sahip çıkarlarsa oraların hepsi rahatlıkla alınabilir" dedi.

FAŞİZME KARŞI DEVRİMCİLERİN DURUŞU BİRLİK OLMALIDIR

KCK YK Üyesi Xebat Andok, Dersim'e ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: "Dersim böyle olmamalıydı. Nihayetinde SMF’nin adayı Maçoğlu. Normalde güçbirliği yapılmış olan, faşizme karşı mücadele de birlikte hareket edilen HDP’nin de birlikte hareket etmiş olduğu bir birleşim. Ama öyle tez elden adaylarını açıklamalarını ve bunda çok fazla ısrar etmeleri biraz o tartışmaları tıkattı. İyi olmadı.

Nasıl ki Kürtler için soykırımcı, sömürgeci sisteme karşı duruş yurtsever olmanın en asgari koşuluysa devrimciler açısından da faşizme karşı duruş öyle olmalıydı. Devrimcilerin oylarının o şekilde parçalanmaması lazımdı. Fakat tabi HDP de herkes gibi kazanmak için çalışıyor. Ve alırlar. Ama faşizme karşı devrimcilerin duruşu birlik olmalıdır. Tek yumruk halinde olmak lazım."

ŞIRNAK HALKININ DİRENGEN İRADESİ AKP'NİN PLANLARINI YERLE BİR EDECEKTİR

Özyönetim direnişlerinin geliştiği ve büyük bir yıkımın yaşandığı Şırnak’a da değinen Andok, Şırnak’ta AKP-MHP iktidarının hesaplar içerisinde olduklarını fakat Şırnak halkının bu hesapları yok edeceğini belirterek, "Kendince hesap yapıyor. Zaten Erdoğan sandık bazlı çalışılsın dedi. Sandık taşımaları yapıyorlar. Herkesin gözü önünde yapıyorlar. Dolayısıyla bu şekilde hareket ettiler. Şırnak’ta kendilerince almak gibi bir hesap yaptıkları anlaşılıyor. Şırnak Kürdistan’daki pek çok yerin aslında yurtseverliği öğrendiği yerdir. Herkesin yüzünü dönmüş olduğu bir yerdir. Botan’ın kalbidir.

Özyönetim direnişleri neden başka bir yerde olmadı da bu gibi yerlerde çıktı. Çünkü öncüler bunlardır. Yurtseverliği derinlemesine özümsemiş olan, soykırımcılığa karşı tutum içerisinde olan yerlerdir. Devlet de o ‘çöktürme planlarında’ da geçiyor, buraları boşaltma, soykırıma uğratma stratejisini yürütüyor. Özellikle Şırnak’ın düşürülmesine odaklanmış durumda. Kendisince hesap yapıyor. Bunun başarılı olması şu açıdan mümkün değildir; Şırnaklı haklımızın yurtseverliği temsil etme düzeyinden kaynaklı olmayacağını düşünüyoruz. Yani halkta bir kayma yok, tam tersine Kürdistan’ın her yerinde AKP’nin Kürt ve Kürdistan karşıtı durumundan dolayı AKP’ye daha önce oy verenler de ondan uzaklaşıp geliyorlar.

Böyle bir durum var. Ama sorun o değil. 7 bin, 9 bin üzerinde seçmen kaydırması var. Asker ve polislerin çok yoğun biçimde buralara götürülme durumu var. Yine korucular üzerinden yapmak istedikleri şeyler var. Halkı topluyorlar, baskı uygulamaya çalışıyorlar, korkutmaya çalışıyorlar. İnsanları göçerttiler. Asker-polis yerleştirme, biraz işbirlikçi çevrelere dayanma birazda orayı Kürtsüzleştirme politikası uyguluyorlar. Ama tüm bunlara rağmen Şırnak halkının onurlu, direngen duruşu tüm yetersizliklere rağmen mevcut olan örgütlülük düzeyi AKP-MHP faşizminin o planını yerle bir edecektir" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN DEĞİŞMESİNİ İSTEYENLER AKP-MHP'YE OY VERMEMELİDİR

İstanbul’un küçük bir Türkiye olduğunu ifade eden Andok, İstanbul’da AKP-MHP iktidarının kaybetmesinde HDP oylarının da stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayarak şunları ekledi: "İstanbul her yönüyle küçük bir Türkiye’dir. Türkiye siyasetini belirme anlamıyla bir rol ve misyonu vardır. İstanbul’u alırlarsa sanki İstanbul’a dayanarak mevcut olan iktidarının sürmesini öngörecekler. Yani zayıflayarak çıkacaklarını adları gibi biliyorlar. Çok korkuyorlar.

Ne kadar hile yaparlarsa yapsınlar ne kadar oynarlarsa oynasınlar AKP-MHP faşizminin mevcut olan gücünü önemli ölçüde yitireceği kesindir. Hilelerine, baskı, eşitsizlik ve savaş haline rağmen tüm göstergeler AKP-MHP’nin çok büyük bir darbe yiyeceğine dönüktür. Yapılan sokak röportajları var. AKP’ye bugüne kadar destek veren ve kendisine lanet okuyan insanlar var. Dolayısıyla AKP-MHP faşizminin İstanbul’da da çok önemli ölçüde zorda olduğunu, orada da ecel terleri döktüğünü rahatlıkla görebiliyor. İstanbul’daki seçimleri belirleyecek olan o kararsız kesimlerdir.

Biz HDP seçmeninin sandığa gitmeme gibi bir yaklaşım içerisinde olacağını asla düşünmüyoruz. Kafa karıştıran yaklaşımlar oldu fakat görünen o ki HDP bunları toparladı. HDP’de bu politikalar ve yönelimler karşısında kendi kitlesini ikna etti, bunu başardı. HDP seçmeni de kullandığı oyun ne kadar stratejik olduğunu kavradı. Özcesi İstanbul’da HDP’nin seçmelerini sandığa götürmesi belirleyici olacak yanı sıra birazda o kararsız kesimler kararlaşmalı. Yani Türkiye’nin değişmesini isteyenler AKP-MHP’ye oy vermemeliler."

EN DOĞRU PROGRAM HDP'NİN PROGRAMIDIR

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok son olarak seçimlere yeni girecek olan gençler için ise şunları söyledi: "Gençler için nasıl bir dünyanın doğduğu ortadadır. Ekonomisinden yaşamına, ilişkilerine kadar bu insanlar mevcut durumu yaşamak zorunda değiller. Büyüklerin gençler karşısında böyle bir özeleştirisel durumları var. Bu da direnerek ve bu toplumsal sorunlara neden olan tüm şeyleri ortadan kaldırarak olur. Eğer ki genç seçmenler oylarını AKP-MHP’ye vereceklerse gelecekleri, gidecekleri durumda mevcut olan durumdur.

Ama daha insanların birlikte yaşayabileceği, insanların düşmanlaştırılmadıkları, daha eşit, daha özgür ilişkilerin olduğu, daha fazla aktif oldukları bir ortam, bir toplum, bir ülke istiyorlarsa tercihlerini kesinlikle demokratik cepheden yana kullanmalılar. Mevcut durumda da Türkiye’de tek demokrat olamaya çalışan HDP’dir. En doğru program HDP’nin programıdır. Kürt sorununu çözecek, Türkiye’yi demokratikleştirecek program, zihniyet, pratik HDP’nindir. Dolayısıyla tüm gençlerin tercihlerini HDP’den yana kullanmaları lazım."