‘Bu düzenleme ile hücre cezaları olağanlaşacak’

Meclis’teki infaz düzenlemesi tartışmalarında HDP’li Züleyha Gülüm ile Dilan Dirayet Taşdemir söz aldı. Gülüm konuşmasında infaz düzenlemesinin yasalaşmasıyla hücre cezasının olağanlaşacağını belirtti.

İnfaz yasa teklifinin görüşmelerinin devam ettiği Meclis Genel Kurulu’nda Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir konuştu.

Türkiye’de 1550’ye yakın hasa tutsak olduğunu anımsatan Gülüm, hasta tutsakların isimleri ve var olan hastalıklarını paylaştı. Bu koşullarda cezaevinde yaşamı sürdürmenin mümkün olmadığını belirten Gülüm, tutsakların cezaevlerinde ölüme mahkum edildiğini belirtti.

Cezaevi koşullarının hali hazırda çok ağır olduğunu ve infaz düzenlemesinde yer alan 25. Madde ile de daha da ağırlaşacağını vurgulayan Züleyha, “Koşullar çok ağır değilmiş gibi hücre cezasını artırmayı öngörüyorsunuz. Hücre cezası aslında tecrittir ve bir işkence suçudur. Dolayısıyla tümüyle kaldırılması gerekir. CPT hücre cezasının orantılılık ilkesi uygulanması gerektiğini ve çok çok istisnai durumlarda uygulanmasını söylüyor burada mahpusun kendine zarar vermesi kıstası aranıyor. Ve çok kısa uygulanması gerektiğini söylüyor. Bizim hukukta nasıl? Maşallah bir tane yetmiyor, ikinci üçüncü hücre cezası veriliyor. Neredeyse hayatınızın bütün bölümünü hücre cezası ile geçirebileceğiniz bir düzenleme.” dedi.

İşin daha vahim olan tarafının üç defa hücre cezası verildiğinde şartlı salıverilme ile denetimli serbestlikten yararlanma koşullarının ortadan kaldırıldığını aktaran HDP’li Gülüm, sözlerine şöyle devam etti: “Maddeye gerekçe konan şey çok komik. Cezaevinde alkol hikayesinden bahsediliyor. Bazı besinlerden incirden alkol yapılıyor, bizde hücre cezası vereceğiz’ deniliyor. Gerçekten komiksiniz hukuku bu kadar keyfi ve saçma sapan uygulamak hiçbir yerde görülmemiştir. Bu duruma birkaç örnek vermek istiyorum; Balıkesir Kepsut’ta Ulaş Yurdakul Kürt olduğu için aralarında infaz koruma memurlarının da olduğu bir çete tarafından öldürüldü. Şimdi siz bize diyorsunuz ki cezaevi idari kurulları objektif karar verecek öyle mi? Bir Kürt gencinin öldürülmesine yardım ettiler organizasyona katıldılar avukat arkadaşımız uğraştığı için açığa çıktı yoksa açığa çıkartılamayacaktı.”

Konuşmasında cezaevlerinde yaşanan ihlallere örnekler vererek devam eden Gülüm, “Van T Tipi cezaevinde yağmurlu havada sayım alınmak istenmiş. Mahpuslarda ‘bizi hasta edeceksiniz’ demişler. Mahpuslar haklarında eylem yaptıkları gerekçesiyle tutanak tutulmuş. Dün Kadıköy’de sağlık emekçilerine destek çağrısı yapan Kadıköy Dayanışma Üyeleri gözaltına alındı yetmedi araçta işkence yapıldı yetmedi boğazları sıkıldı. Bir süre sonra bunları da içeri atacaksınız ve ‘terör suçlusunuz’ diyeceksiniz” şeklinde konuştu.

TAŞDEMİR: EN KORKUNÇ DÜZENLEME ÇOCUK HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN OLANI

Ardın söz alan Dirayet Dilan Taşdemir, yasa tasarısının en korkunç maddelerinden birinin çocuk hükümlülere ilişkin disiplin cezalarını düzenleyen 28. madde olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Çocuk ve mahkum sözcüklerinin yan yana kullanılmasından bile rahatsızlık duyuyorum. Keşke bu kürsüde hücreye nasıl kapatırız yerine onlarla ilgili çalışmayı konuşmak yerine onların hayatlarını konuşsaydık. Ancak siz cezalandırma üzerinden bir yaklaşım içerisindesiniz. Cezaevinde olan çocukları odaya nasıl kapatırız’ derdindesiniz. Bunun tecrit ve işkence olduğunu söylüyoruz. Madde de çocuğun yüksek yararı gereği hastalıkta ziyaretçi yasağı getirilecek’ diyorsunuz. Siz bir daha kimsenin yararını düşünmeyin. Ve bu yasa tasarısını geri çekin.”

“Siz iktidarda geldiğimizde annelerin gözyaşını dindireceğiz dediniz. En son geldiğiniz nokta barış talep eden anneleri cezaevlerine göndermek oldu” diyen Taşdemir, “Gerçekten samimisi iseniz anneler arasında bölücülük yapmayın ve siyasi tutsakları da dahil edin. Cezaevi ile tanışan çocuklar eskisi gibi olmuyor. Siz bu çocuklardan geleceklerini, çocukluklarını çalıyorsunuz büründüğünüz ideolojinin dışına çıkarak çocuklara çocuk gözü ile bakın” diye konuştu.