CHP’ye AKP tuzağı

HDP ilk turda kendi adayını gösterecektir. Bu hemen hemen netleşmiş bulunmaktadır. Bu açıdan CHP’nin göstereceği adayın profili daha da önemli hale gelmiştir. 

Türkiye tarihinin en önemli seçimi yapılacak. Çünkü bu seçimle ya kurumsal bir faşist düzen yerleşecek ya da faşizmin kökleşmesi engellenecek. Bu açıdan bu seçim parti ya da kişilerin seçimi değil bir düzenin kabulü ya da reddi olacak.

AKP’nin iktidar döneminin en zor seçimi; bu nedenle 1946 seçiminde olmayan bir baskı bugün muhalefet üzerinde yapılıyor. Tayyip Erdoğan karşısında güçlü bir aday istenmiyor. Güçlü olan adaylar üzerinde karalama kampanyası yürütülüyor, baskı kuruluyor. Abdullah Gül böyle bir baskıyla adaylıktan vazgeçirildi. Genelkurmay başkanının Abdullah Gül’le görüşmesinin başka bir anlamı olamaz. Seçim ortamında böyle bir görüşme hiçbir yerde görülmez. Tayyip Erdoğan seçim kaybetmemek için bundan sonrada her türlü kirli yol ve yöntemi deneyecektir. Bu doğrultuda bir çok komplo, tezgah ve oyun gündeme gelecektir.

Bu seçim hem demokrasi güçleri hem de Kürtler için önemlidir. Demokrasi güçleri ve Kürtler açısından hem zor hem de avantajlı olan bir seçim yaşanacaktır. Zorluğu; baskının çok yoğun olması, çok eşitsiz koşullarda bir seçim süreci olması ve sandık güvenliğinin bulunmamasıdır. Avantajı; en geniş demokrasi cephesinin fiili olarak oluşması; AKP’ye oy veren Kürtlerin bile AKP’den uzaklaşmasıdır. Eğer sandık güvenliği sağlanırsa AKP-MHP faşist ittifakının kaybetmesi kaçınılmazdır.

AKP Kürtlere büyük zülüm yapmıştır. Ancak bunun hayırlı sonuçları da ortaya çıkmıştır. AKP’ye oy veren Kürtler AKP’den uzaklaşıyor. Önceki seçimlerde AKP’ye oy veren Kürt partilerin tümüne yakını AKP’ye karşı tutum almış bulunuyor. Bu Kürt partilerinin seçime HDP ile ittifak halinde girmesi büyük bir olasılıktır. Kürtlere karşı mücadelede Kürtleri bölme stratejisi böylece ağır bir darbe almış bulunuyor. Bu durum Kürtlerin mücadelesi açısından bir avantaj yaratıyor. Bu gelişme Kürtler için hayırlı bir gelişmedir. AKP her seçim öncesinde olduğu gibi Kürtler ve demokrasi güçlerine yine olumlu mesajlar vermek istese de bu defa tutmayacaktır. Kürtler politik bir halk olduğunu ortaya koyup AKP’ye dirsek göstereceklerdir. Kürtdistan’da AKP’ye büyük bir yenilgi yaşatacaklardır.

Kürt partileri HDP ile ittifak kuracaklar ve AKP'ye Kürt düşmanlığının bedelini ödeteceklerdir. AKP'ye verilen Kürt oylarının en azından yarısı HDP’ye dönecektir. Bir yarısının da Saadet Partisi başta olmak üzere diğer partilere gitmesi olasıdır. AKP'nin Kürtler içinde etkisiz kılınmasının Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesi açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Kürt halkı hem Kürtdistan‘da hem de Türkiye metropollerinde AKP- MHP iktidarının Kürt düşmanı politikalarına gereken cevabı verecektir. Bu da HDP’nin barajı aşmasında önemli rol oynayacaktır. Kuşkusuz AKP-MHP faşizmi HDP’yi baraj altında tutmaya çalışacaktır. Ancak demokrasi güçleri ve Kürtler en yüksek düzeyde sandığa giderek bu oyunu bozacaktır. Çünkü AKP- MHP faşizminin yenilgiye uğratılması en başta da HDP’nin barajı aşmasıyla sağlanacaktır. Bu açıdan demokrasi güçleri, Kürtler ve Aleviler HDP’nin barajı aşması için büyük bir çaba içinde olacaktır.

HDP ilk turda kendi adayını gösterecektir. Bu hemen hemen netleşmiş bulunmaktadır. Doğrusu da budur. Bu açıdan CHP’nin göstereceği adayın profili daha da önemli hale gelmiştir. Çünkü hem Kürtler hem de CHP dışındaki kesimlerden oy alacak bir adayın ikinci turda kazanma şansı yüksektir. Bu nedenle AKP sadece CHP tabanından oy alacak bir adayın belirlenmesini istiyor. Bu nedenle hem Tayyip Erdoğan hem de Binali Yıldırım Kılıçdaroğlu’na ‘sen aday ol ya da CHP içinde aday mı bulamıyorsun’ diyerek bir psikolojik savaş yürütüyorlar. CHP kendi içinde aday göstersin ki Tayyip Erdoğan birinci turda, olmazsa ikinci turda kazansın istiyorlar. CHP kendi içinde aday gösterirse bu Erdoğan’ı düşürme politikasını bırakmak anlamına gelir. Kim CHP içinde aday gösterilsin dayatması yapıyorsa onlar Erdoğan’ın kazanmasını istiyordur. CHP AKP’nin tuzağına düşecek mi onu göreceğiz.

Şu kesindir. CHP kendi tabanı dışında oy alacak bir aday gösterirse Erdoğan’ın saltanatı sallanacaktır. Çünkü Türkiye’de sadece CHP içinde değil, başta Kürtler olmak üzere birçok toplumsal kesim içinde Erdoğan’dan kurtulmak isteyen geniş bir çevre var. Hatta Erdoğan’ın dini en kötü biçimde kullanmasından rahatsız olan mütedeyyin toplum var. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu bunlar belirleyecektir. Bu açıdan CHP’nin göstereceği adayın profili cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu belirleyecektir. CHP bu basireti gösterecek mi onu da göreceğiz.

Meral Akşener’in adaylığı Erdoğan’ın ilk turda kazanmasını engelleyebilir. Ancak ikinci turda Erdoğan’a kaybettirmesi zordur. Bu açıdan cumhurbaşkanlığı seçimi çok ince bir seçim mühendisliğini gerektirmektedir. Bakalım bu seçim mühendisliğinde kim başarılı olacak.