Demirtaş: Erdoğan videolarla yargıyı baskı altına alıyor

HDP’nin cezaevinde rehin tutulan eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, bir konuşmasından dolayı ifade verdi. Demirtaş, Erdoğan’ın il il dolaşarak, yayınladığı videolarla yargıyı baskı altına almaya çalıştığını belirtti.

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde rehin tutulan HDP’nin eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 14 Şubat 2014'te Mersin'in Akdeniz ilçesinde yaptığı konuşma nedeniyle savcılığa ifade verdi.

Demirtaş, “Örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan soruşturmaya dikkat çekerek, konuşmasının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra soruşturma açılmasının ifade özgürlüğünün açık ihlali olduğunu söyledi.

Konuşmayı gerçekleştirdiği dönemde AKP ile Kürt sorununda barış süreci yürüttüklerini hatırlatan Demirtaş, "Ben bu konuşmayı yaptığım dünlerde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve bütün hükümetin bilgisi, parlamentoda çıkan 10 Temmuz 2014 tarih ve 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplulukta Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair kanun çerçevesinde, İmralı’da Abdullah Öcalan, Ankara’da hükümet yetkilileri ile Kandil’de de örgüt yöneticileri ile devlet ve hükümet elinin nezaretinde açık görüşmeler yapıyordum" dedi.

Demirtaş, "Bu görüşmelerin temel amacı ülkemizdeki her türlü şiddet veya silahlı eylem, saldırılara nihai ve kalıcı olarak son verilmesini sağlamak ve silahların bırakılarak dağdan inilmesini sağlamak, ülkemizde toplumsal barışı kardeşliği, demokrasi sınırları içerisinde inşa etmekti. Bizler o dönem çözüm sürecini yürütürken hem biz HDP hem de iktidar partisi AKP içeriden ve dışarıdan ciddi saldırılara maruz kaldık” diye konuştu.

Konuşmasının içeriğinin, ifade özgürlüğü kapsamında ve tümü ile barışa dönüş konuşma olması bir yana dönemin politik atmosferinin de bir gereği olduğunu ifade eden Demirtaş, “Barış süreçleri dünyanın her yerinde zorlu olmuştur. Barış isteyenler, silahtan yana olanlar işin en kolayı ve yanlış olanını yapmışlardır. Zor olan şey barışı savunmaktır. Koşulları ne olursa olsun barıştan, demokrasiden vazgeçmemektir. Ben bu konuşmayı yaptıktan 2 buçuk yıl sonra hakkımda soruşturma başlatılmış olması, mevzunun bir yargısal faaliyet olmadığının açık ispatıdır” şeklinde konuştu.

Suçlamaya konu olan konuşmanın bire bir benzerini Meclis çatısı altında da yaptığını hatırlatan Demirtaş, “Avukatlarım bu konuşma metinlerini ve itirazlarımı daha önce de savcılığa bildirmiş olmasına rağmen bu yönlü bir inceleme gereği duymamış olmanız yine soruşturmanın adil yürütülmediğinin kanıtıdır” dedi.

“Benim konuşmamın içerisinde en küçük bir suç unsuru yoktur” diyen Demirtaş, “Bu soruşturmanın HDP siyasi kimliğim ile yürütüldüğüne dair kuşkularım çok fazladır” vurgusunda bulundu.

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı videolara dikkat çeken Demirtaş, şöyle konuştu: “Şu anda Cumhurbaşkanının il il dolaşarak benim eski konuşma videolarından bölümleri yayınlaması da yargı üzerine politik baskı kurma amacı ile yapılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi benimle ilgili verdiği kararda Erdoğan’ın açıklamalarına dayanarak 18. Maddenin ihlali kararı vermiştir. Bu soruşturmanın da bu politik atmosferde yürütülmesi yargı adına talihsizliktir. Şahsıma karşı açık bir ayrımcılık yapılmaktadır. Bu da AİHS’nin 14. Maddesi ihlalidir.”

Demirtaş şöyle noktaladı: “Son olarak şunu belirtmek istiyorum ki, ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bir Kürt olarak, bir zamanlar temsil ettiğim milyonlar gibi bu ülkenin her santimetrekaresini kendi vatanım olarak görürüm. Ülkenin birliği içerisinde yüksek standartlı demokrasi ve özgürlüklere dayalı barışı savunurum. İktidar partisi ve onun güdümünde hareket eden bütün yapıların kışkırtmalarına rağmen yine yargının hukuk dışı soruşturma, dava ve cezalarına rağmen bizler bu ülkenin öz ve öz evladıyız.

Bu suçlamalara ve kışkırtmalara vereceğimiz cevap da ülkenin demokrasisini ve barışını geliştirmek olacaktır. Hakkımda 600 yıl hapis cezası istenen soruşturma ve davalar devam ediyor. Bu soruşturmaları açtıranlar, bu cezaları bize yaptıranlar bilmeli ki Allah’tan başkasından da geri dönmeyeceğiz. Biz ne terörü destekleriz ne de terör destekçisiyiz. Bu ülkenin eşit onurlu özgür yurttaşları olmak istiyoruz. Allah’ın izni ile de buna kimse engel olamayacaktır. Savcılığınızın bütün bu yasal ve anayasal dayanaklarıma rağmen takipsizlik kararı vermesi beklentim yoktur. Çünkü iktidarın yargı üzerindeki baskısını görüyor ve izliyoruz. Bundan da üzüntü duyuyoruz, takdir savcılığınızındır, ifadem bundan ibarettir.”