Demirtaş ve Yüksekdağ'ın duruşması yapıldı

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın, avukatları haberdar edilmeden duruşmaları yapıldı.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Eylül 2019 tarihinde 6-8 Ekim Kobanê eylemleri gerekçesiyle tutuklama kararı vermişti. Henüz iddianameleri hazırlanmayan Yüksekdağ ve Demirtaş’ın, 13 Aralık tarihinde tutuklanmalarının incelenmesi duruşmalı olarak gerçekleştirildi.

Avukatlarını haberdar edilmeden eşbaşkanların, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nde görülen duruşmada tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne görülen duruşmaya Kandıra Cezaevi’nden bağlanan Figen Yüksekdağ, savunma vermeyerek, daha önceki beyanlarını tekrar etti.

DEMİRTAŞ: SİZDEN TAHLİYE İSTEMİYORUM

Bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile katılan Selahattin Demirtaş ise, tahliye talebinde bulunmadığını belirtti. Demirtaş, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Ben şu anda iktidarın açık talimatları ve yönlendirmeleri nedeniyle cezaevinde tutulan bir siyasi rehineyim. Benimle ve arkadaşlarımla ilgili yürütülen yargı adı altındaki faaliyetlerin hiçbiri hukuki ve kanuni değildir. Bize karşı siyaset eliyle ve yargı aracılığıyla aleni bir kumpas kurulmuştur. Bu tutuklama kararı da bu kumpasın bir devamıdır.

Türkiye'nin çok da uzak olmayan bir gelecekte hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi sağlayacağına inanıyorum. Bize bu kumpasları kuranların bağımsız yargı önünde hesap vereceğinden de kuşku duymuyorum. Yürütme gücünün Anayasaya aykırı şekilde pervasızca kullanılması nedeniyle hakkımızda açılmış soruşturmalar birer kumpas belgesi olarak ileride yargı konusu olacaktır.

Tarihe not düşmek için SEGBİS’i kabul ettiğini de sözlerine ekleyen Demirtaş, “Benim hakkımda tutuklama kararını hakimler vermedi. Hakimler kaldırmayacaktır. Ancak ben bu ülkede her zaman hukuka inanan Hakimlerin var olduğuna hem inandım, hem tanık oldum. Burada o günlerin yani hukukun üstünlüğünün hakim olacağı zamanları sabırla bekliyor ve mücadelemi sürdürüyorum. Hukukun ayaklar altına alındığı seçilmişlerin cezaevine atıldığı, katillerin ve tecavüzcülerin sokağa salındığı bir dönemde ben tahliye talep etmiyorum. Diyeceklerim bundan ibarettir."

Mahkeme heyeti savcının talebini kabul ederek, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.