'Direnişçilerin haklı zaferi mazlumlara umut ışığı olacaktır'

Açlık grevi eylemlerinin sona ermesine ilişkin açıklama yapan FEDA, CENİ ve MLKP MK, direnişçilerin haklı zaferinin tüm mazlumlara ortak mücadele hattında umut ışığı olacağına dikkat çekildi.

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Kadın Barış Bürosu (CENİ) ve MLKP Merkez Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile sonlandırılan açlık grevi eylemlerine ilişkin açıklama yaptı. Her toplumun tarihinde iz bırakan olaylar ve kişiler olduğu belirtilen FEDA açıklamasında, "Bizim yakın tarihinizde Hak ve hakikat mücadelesinde zulme biat etmeyerek; Kocgiri'de tekçi akla karşı direnen Zarife Ana, Dersim 37/ 38'de Jele'nin uçurumlarından bedenini ölüme yatıran sayısız  kadına dek ulaşan birçok isim geçmektedir.

Amed zindanlarında işkencehanelerde ikrarından dönmeyip, biat etmeyen Sakine'ler, ikrarbendlerin yolunda yürüyerek Hak ile Hak olan Mazlumlar! Hakikat yolunda yürüyerek yaklaşık 200 gündür kararlı mücadelesini sürdüren Leyla Güven şahsında, gerek Avrupa'nın farklı şehirlerinde, gerekse ülkemiz zindanlarında devam eden açlık grevi ve ölüm oruçlarının daha fazla cana mal olmadan bitirilmesi tüm mazlumlar için tarihi bir gelişmedir. İnanıyoruz ki; muktedirlerin zulmüne rağmen ölmeden ölümü yenenlerin, serden geçenlerin haklı zaferi tüm mazlumlara ortak mücadele hattında umut ışığı olacaktır" denildi.

FEDA: İNANÇLA YÜRÜTÜLEN MÜCADELE ZAFERE GÖTÜRÜLDÜ

Açlık grevindeki çocuklarının sesini duyurmak için aylarca eylem yapan annelere de değinilen FEDA açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: "Tarihi direniş sürecinde "bizler açların anasıyız" diyerek zulme karşı dimdik duran, yaşamın kutsallığında evlatlarının mücadelesini sahiplenen anaların, direnişlerini bir kez daha selamlıyoruz. Bu direniş, hakikat arayışında haktan vazgeçmeyenlerin ikrarıdır...

İnançla yürütülen bu mücadele, insan olmanın erdemiyle zafere götürdüğü bir duruştur. Yezid’e karşı mazlumların dik duruşunu sahiplenerek güç katmak tüm mazlumların görevidir. Leyla Güven şahsında yürütülen direniş bunu bir kez daha bizlere göstermiştir. Tekçi zihniyet cephesinde her daim tehdit olarak görülen ve katliamlarla yüz yüze olan başta Aleviler olmak üzere, tüm ötekilerin böylesi bir direnişi sahiplenerek büyütmesi, güçlendirmesi varlık ve yokluk meselesidir.

Bu mana ile; Leyla Güven şahsında bedenlerini ölüme yatıran tüm direnişçilerimizi, zindanların önünde her türlü müdahale ve insanlık dışı uygulamalara rağmen ayrılmayarak mücadeleyi büyüten analarımızı mihr'î muhabbetle selamlıyoruz. Zarifelerin, Sakinelerin ve Mazlumların yolunda yürüyerek hak ile hak olan 8 canımızı aşkı niyaz ediyoruz."

CENİ: MÜCADELENİN BAŞKA METOTLARLA SÜRECEĞİNİ AÇIKLADILAR

CENİ ise açıklamasında şunları belirtti: “26 Mayıs 2019 günü, Leyla Güven öncülüğünde Türkiye ve Kürdistan cezaevlerindeki siyasi tutsakların katılımı ile Güney ve Kuzey Kürdistan, Fransa, Almanya, Kanada, Hollanda, İngiltere ve İtalya gibi dünyanın bir çok önemli merkezinde devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevi ve ölüm orucu direnişleri sonlandırıldı. Direnişçiler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kırıldığını ve böylece direnişin amacına ulaştığını belirterek mücadelelerini başka metotlarla daha da yükselteceklerini açıkladılar.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan avukatlarıyla ikinci görüşmesinde toplumsal uzlaşı, demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barışın tartışılmasının Türkiye'nin temel ihtiyacı olduğunu belirterek, kendisinin bu konuda üzerine düşeni yapacağını açıkladı. Öcalan 2013 yılında Türkiye'yi saran umut atmosferini de hatırlattı.

Bizler, başta Leyla Güven olmak üzere; açlık grevi ve ölüm orucu direnişçilerini, Barış Anneleri'ni, tutuklu yakınları ve dünyanın her yerindeki kadınları Türkiye faşizmine karşı gösterdikleri tarihi direniş ve kadın örgütlülüğü sayesinde yeni bir umut atmosferi yaratan tarihi zafer nedeniyle kutluyoruz!

Ayrıca Almanya hükümeti özelinde Avrupa Birliği hükümet temsilcilerini, ulusal ve ekonomik çıkarlarını göz önünde tutarak Türkiye faşizmine karşı çıkmadığı için şiddetle kınıyoruz. Örneğin; Heiko Mass'ın uluslararası arenada kadın hakları savunucusu rolü oynadığı halde kadın haklarını yok sayan İslami faşist bir rejimi desteklemesini kabul etmiyoruz. O rejim ki; kadınları savaş ganimeti olarak gören, esir alan, tecavüz eden ve satan sözde İslam Devleti'ni aktif bir şekilde destekliyor. Paris'in orta yerinde üç kadın aktivisti kendi gizli servisine öldürtüyor. Kadınları sadece kuluçka makinesi ve bedava temizlik elemanı olarak görüyor ve politik aktif kadın örgütlerini kararnamelerle yasaklıyor.

Aynı şekilde bir Kürt milletvekilinin öncülük ettiği ve binlerce siyasi tutsak ile aktivistlerin sahiplendiği bir direnişe yeterince anlam biçmeyen, 6 ay boyunca “bağımsız bilgi” almak için bir teşebbüste bulunmayan ve kendi kuruluş ilkeleri karşısında etkisiz kalan Uluslararası Af Örgütü'nü de kınıyoruz!..”

MLKP MK: FAŞİZM TÜMÜYLE YENİLGİYE UĞRATILANA KADAR MÜCADELE DEVAM EDECEK

Leyla Güven öncülüğünde başlayıp gelişen direnişin Adalet Bakanlığı'nı "Avukat görüş yasağı"nı kaldırmak zorunda bıraktığına dikkat çekilen MLKP MK açıklamasında ise şunlar belirtildi: "Faşist şef ve halk düşmanı katiller rejimi, 4 yıl önce İmralı hapishanesine “girilmez-çıkılmaz” tabelası asıldığını, o tabelanın bir daha da sökülmeyeceğini ilan etmişti. Bunu, ulusal demokratik hareketin önderinin diri diri mezara gömüldüğü biçiminde propaganda ettiler. Ulusal demokratik haklar uğruna kararlı savaşımı sürdürerek, PKK’nin, kendilerini buna mecbur ettiği demagojisi eşliğinde faşist psikolojik savaş yürüttüler.

Leyla Güven öncülüğünde başlayıp gelişen süresiz açlık grevi direnişi ve ölüm orucu saldırısı, faşist şeflik rejimine o tabelayı sökmek, o mezar kapağını çöpe atmak, Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan suçluyu "Avukat görüş yasağı kalkmıştır" açıklaması yapmak, Öcalan’ın el yazısına dayalı mesajın İmralı’dan çıkışını kabul etmek zorunda bıraktı. Bedel kapılarından geçmeye cüret edenlerin eninde sonunda kazanacağı bir kez daha görüldü.

Bu politik ve ideolojik zafer, işçilere, kadınlara, gençlere, tüm ezilenlere kutlu olsun! 8 ölümsüz yoldaş başta olmak üzere, zaferin mimarları olan, aralarında 11 komünistin de bulunduğu zindanlarda ve dünyanın değişik köşelerindeki süresiz açlık grevi direnişçilerine, ölüm orucunu başlatan özgür tutsaklara, beyaz başörtülü analara şan olsun! Bu büyük mücadelenin başarısı için, Türkiye, Kürdistan ve Avrupa sokaklarında ter döken emekçilere, kadınlara, gençlere şan olsun! Faşizmin, sürgün ve tecrit saldırısı tümüyle yenilgiye uğratılana değin, sokaklardaki ve zindanlardaki mücadele daima gündemde olacak, komünist tutsaklar ve partimiz, bu konuda devrimci sorumluluklarını yerine getirmeyi sürdürecektir."