Erbaş: Acilen tecrit kalkmalı, görüşme yapılmalı

HDP PM Üyesi Avukat Doğan Erbaş, müvekkili Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkında sağlığıyla ilgili iddiaların Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yalanlanmasının yeterli olmadığını vurgulayarak, “Acilen tecrit kalkmalı, görüşme yapılmalı” dedi.

 Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığıyla ilgili iddialar gözleri bir kez daha İmralı’daki sistematik hale gelen hukuksuzluğa çevirdi. 27 Nisan 2020 tarihinden bu yana hiçbir haber alınamayan Öcalan’ın avukatlarından Doğan Erbaş, sanal medyadaki iddiaların Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yalanlanmasının yeterli olmadığını; bir an önce tecridin kaldırılması ve müvekkiliyle görüşme yapılması gerektiğinin altını çizdi. 

‘İMRALI HUKUKSAL BİR KARA DELİK’ 

HDP Parti Meclisi (PM) Üyesi Erbaş, son gelişmeleri ajansımıza değerlendirdi. Müvekkili hakkında zaman zaman sanal medyadan paylaşılan benzer iddiaların amacını anlamanın mümkün olmadığını belirten Erbaş, “Bir belirsizlik var. Bu da mevcut tecrit koşullarından kaynaklanıyor” dedi. İmralı’da şeffaflıktan yoksun, hukuksal mekanizmalarının bulunmadığı, denetime kapalı, avukat ve aile görüşmelerinin yapılamadığı bir işleyişin söz konusu olduğunu hatırlatan Erbaş, bu anlamda İmralı’nın hukuksal bir kara delik olduğunu söyledi. Erbaş, bu belirsizlik ve tecrit devam ettiği sürece de maalesef bu tür iddiaların yayılabileceğini belirtti. 

‘İDDİALARI CİDDİYE ALMAMAK MÜMKÜN DEĞİL’

Bu iddiaları ciddiye almamanın mümkün olmadığını kaydeden Erbaş, “Bu iktidarın ve bakanlarının nasıl bir zihniyet ve pratiğe sahip olduğunu çok iyi biliyoruz; geleneksel kodlarındaki Kürt düşmanlığını ve farklıklara tahammülsüzlüğünü biliyoruz. 22 yıldır bir İmralı pratiği var, onu da biliyoruz. Dolayısıyla bu iddiaları ciddiye almamak her açıdan yanlış olur” diye konuştu. Bu bakımdan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı yalanlamanın ve sağlığı iyi açıklamasının yeterli olmadığını vurgulayan Erbaş, daha önce de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün de görüş yapılmasını engelleyen düzenlemelerin kaldırıldığını açıklamasına rağmen tecridin keyfi bir biçimde sürdürüldüğünü hatırlattı. Erbaş, bütün kaygıları ve soru işaretlerini giderecek tek yolun, avukatların ve ailenin bir an önce İmralı Adası’na gitmesine izin vermek olduğunun altını çizerek, bunun dışında hiçbir açıklamanın tatmin edici olamayacağını vurguladı. 

‘TECRİT DEVLETİN KÜRT DÜŞMANLIĞININ GÜNCEL VERSİYONUDUR’

İmralı tecridindeki ısrarın temel nedeninin Kürt sorununda çözümsüzlükten ve savaştan beslenen siyaset yapma biçimi olduğunu belirten Erbaş şunları kaydetti: “Diğer önemli bir neden ise Sayın Öcalan’ın görüşlerinin kamuoyu ile paylaşılmasına engel olma isteğidir. Bu anlamda tecrit politikası, devletin geleneksel Kürt düşmanlığının güncel versiyonudur. Hükümetler değişse de zihniyet değişmediği için tecrit politikası devam ediyor.”

‘AÇLIK GREVİNDEKİ TALEPLERİ KAMUOYUNA MAL ETMEK GEREK’ 

Tecride karşı cezaevlerinde devam eden açlık grevlerini de değerlendiren Erbaş, açlık grevlerinin bütün yasal ve meşru hak arama yollarının tıkandığı ortamlarda başvurulan bir yöntem olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin bu açıdan dünyada belki de birinci sırada olduğunu belirtti. En son DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 2018-2019 yıllarında yapılan açlık grevleri sonucunda tecridin aralandığını anımsatan Erbaş, ancak aynı hukuksuzluğun tekrar devreye konulduğunu hatırlattı. Bu süreçte açlık grevindeki insanların taleplerini kamuoyuna mal etmenin önemli olduğunu belirten Erbaş, bu taleplerin hayata geçirilmesi için diplomatik yollara başvurup, meşru ve demokratik mücadeleyi büyütmek gerektiğini söyledi. 

‘2013 NEWROZ’U ÖNEMLİ BİR FIRSATTI’ 

2021 Newroz’unun daha da derinleşen bir çözümsüzlük girdabında, uçuruma sürüklenen bir ülke gerçeğiyle karşılandığını vurgulayan Erbaş, özellikle iktidarın küçük ortağının bütün ülkeyi rehin aldığını belirtti. 2013 Newroz’unun önemli bir fırsat olduğunu anımsatan Erbaş, o dönemde bir barış ve çözüm umudu doğduğunu ifade etti. Üstelik, bugün iktidar çevrelerinin sıkça söylediği ‘Toplumun hassasiyetlerine göre hareket ediyoruz’ yalanının aksine o dönemde Türkiye toplumunun da buna onay verdiğini hatırlattı. Erbaş, 2021 Newroz’unun, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarının bu çözümsüzlük, savaş, şiddet sarmalına karşı itirazını ve tepkisini dile getireceği bir Newroz olacağını vurguladı. 

‘TECRİT KALKMADAN NE BARIŞTAN NE DE DEMOKRATİKLEŞMEDEN SÖZ EDİLEBİLİR’

Acilen tecridin kaldırılıp, görüşme yapılması gerektiğini tekrarlayan Erbaş şöyle konuştu: “İmralı’daki tecrit kalkmadan, Türkiye’de gerçek anlamda ne demokratikleşme sürecinden ne de zaten çözüm ve barıştan söz edebiliriz. Sayın Öcalan’ın bu konuda çok önemli ve belirleyici bir aktör olduğu yıllar içerisinde ortaya çıktı. 22 yıllık süreçte bunu defalarca gösterdi. En son kendisiyle yapılan avukat görüşünde de, ‘Bana bir haftalık süre verilirse, çatışma zeminini ortadan kaldırabilirim’ demişti. Bu gücü ve perspektifi var. Ama savaşta ve çözümsüzlükte ısrar edenler hâlâ tecrit politikasını sürdürüyorlar. Tecridin bir an önce kaldırılması için bunun bir siyasi talep olarak iktidara dayatılması gerekiyor.”