Gazetelerini okuyamayacaklar

Meclis'ten geçen infaz yasası kapsamı dışında bırakılan tutsak gazeteciler, aynı yasayla getirilen yasaktan dolayı muhalif gazeteleri okuyamayacak.

AKP-MHP çoğunluğuyla kabul edilen ve Türk Cumhurbaşkanı tarafından jet hızıyla onaylanarak yürürlüğe giren yeni infaz yasası, tutsak gazeteciler ve muhalif gazeteler için iki olumsuzluğu barındırıyor. Tutsak gazeteciler, kısmi af kapsamı dışında bırakıldı. Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) ilan alamayan gazeteler cezaevlerine alınmayacak. Gazeteci örgütleri, buna karşı mücadele edeceklerini vurguluyor.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, düzenlemenin vicdanlarda yara açtığını belirterek, “Birisine karşı suç işleyen insanlar tahliye edildi; yazan, düşüncesini ifade edenler içeride kaldı. Bu düzenleme, basın ve ifade özgürlüğüne hiçbir saygının kalmadığının göstergesidir” dedi.

Basın ilan Kurumu’ndan resmi ilan almayan gazetelerin cezaevlerine girişinin yasaklanmasını ihlal olarak yorumlayan Durmuş, şöyle konuştu: “İlan dağıtımlarında eşitsizliği ve keyfiyeti düşündüğümüzde, muhalif olan gazetelerin cezaevlerine girişinin artık yasaklandığı anlamına geliyor. Suç işleyenler serbest, gazetecilik, siyaset yapanlar içerde maalesef. Onların özgürlüğü için daha fazla mücadeleyi yürütmekten başka bir seçeneğimiz yok. Bugünler birlikte mücadele ile geçecek.”

112 GAZETECİ İÇERİDE

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ise, Alaattin Çakıcı gibi bir mafya çetesi şefinin bu düzenleme çerçevesinde cezaevinden çıktığını ama ona dair bir durumu haberleştiren ya da bir suçu, ihlali yazan gazetecilerin; iktidarın kalemşorluğunu yapmadıkları, muhalif oldukları için cezaevinde kaldıklarını söyledi. Verilerine göre şu an 112 gazetecinin tutsak olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, şöyle devam etti: “Bu tablonun korkunçluğu, ifade özgürlüğünün ne boyutta olduğunu gösteriyor. Salgın döneminde cezaevlerindeki tablonun korkunç olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bunun ilerlemesi halinde çok daha fazla insan yaşamını yitirecek cezaevlerinde. Biz zaten hem haberleri hem de paylaşımları yüzünden cezaevinde bulunan gazetecilere suç olarak atfedilen şeylerin, ifade özgürlüğü olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda gazetecilerin bir an önce bırakılması gerekiyor.”

YASAYA RAĞMEN MÜCADELE

Düzenlemedeki BİK’ten ilan olmayan gazetelerin cezaevine sokulmama durumunu değerlendiren Müftüoğlu, üyelerinden Yeni Yaşan Gazetesi’nin zaten bir yıldır keyfi olarak cezaevine alınmadığını hatırlatarak, “Yıl içinde muhalif olan Evrensel ve Birgün gazetelerine çeşitli ilan cezaları verildi. Zaten muhalif olup ilan alabilen son iki gazeteydi ama bir yıldır Evrensel ve Birgün de cezaevlerine girmekte sorun yaşıyor. Bunun sebebi birçok cezaevi idaresinin keyfi uygulamaları. Neticede bunu yasallaştırılmış oldular. Biz gazeteciler olarak halkın haber alma özgürlüğünü savunuyoruz, gazeteleri cezaevine almamak bunu engellemektir, kabul etmiyoruz. Her ne kadar yasalaşsa da bunun hak gaspı olduğunu söylemeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

BİK ZATEN GÖREVİNİ AŞIYOR

Evrensel Gazetesi avukatlarından Devrim Avcı ise öncelikle Basın İlan Kurumu’nun hala kendilerine ceza kestiğini, önceki sürecin de denetimde olduğunu söyledi. Av. Avcı, şunları paylaştı: “Evrensel olarak bir denetim talep etmiştik ama bu salgından sürecimiz durduruldu. Bu süreçte yine iki tane ilan kesme cezası için savunma istediler. Savunma isteme sebeplerinden bir tanesi İhsan Çaralan’ın köşe yazısı, diğeri de bir fabrikada çalışan işçilerden gelen mektup. Bunlarla ilgili şöyle bir durum var; savcılık herhangi bir dava ya da soruşturma açmıyor ama Basın İlan Kurumu kendiliğinden soruşturma açıyor, savunma istiyor ve ceza kesiyor. Buna gerekçe olarak da basın ahlak ilkelerini gösteriyor. Aslında Basın İlan Kurumu gazetecinin haberi nasıl yapması gerektiğini tartışan bir pozisyona girdi. Bu da asıl görevi olan ilan ve reklam dağıtma işini kat kat aşan bir uygulama. Üstelik bunları da sadece muhalif basına yapan bir kurum haline geldi.”

TÜM HUKUK YOLLARINI KULLANACAĞIZ

İnfaz yasasındaki düzenlemenin hem gazetecinin haber yapma hem de halkın haber alma özgürlüğüne yasak getirdiğini söyleyen Av. Avcı, “Öncelikle gazetecinin haber yapma özgürlüğüne engel var. Bunun yanı sıra içeride tutuklu ve hükümlü bulunanların da haber alma özgürlüğü engellenmiş oluyor. Sadece benim verdiğim ya da onayladığım gazeteyi, basını takip edebilirsin anlamına geliyor. Bu tür engellemelere maruz kaldığımızda elbette ki tüm iç hukuk yollarına, Anayasa Mahkemesi'ne hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar bütün mücadele alanlarını kullanacağız” dedi.