Gündüz: Amed’den tüm dünyaya taleplerimizi haykıracağız
DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gündüz, özgürlüğün ve müzakerenin çağrısını Amed’den yapacaklarını belirterek, “Amed’den tüm dünya kamuoyuna Kürt halkının talebini haykıracağız” dedi.
DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gündüz, özgürlüğün ve müzakerenin çağrısını Amed’den yapacaklarını belirterek, “Amed’den tüm dünya kamuoyuna Kürt halkının talebini haykıracağız” dedi.
İnsani ve hukuki hiçbir dayanağı, dünyada örneği olmayan tecrit koşullarına dikkat çeken DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gündüz, Türk hükümetinin tecrit politikasıyla suç işlediğini söyledi. Ekonomik kriz, ekolojik talan, savaş politikaları gibi toplumu derinden etkileyen krizlerin, tecridin sonucu olduğuna işaret eden Gündüz, böylece tecritle çözümün de önünün kapatıldığını vurguladı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 42 aydır hiçbir haber alınamıyor. Startı 10 Ekim 2023’te verilen “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm” kampanyası da yeni bir aşamaya evrildi. Demokratik Kurumlar Platformu, 12 Eylül’de İstanbul ve Amed’de açıklama yaparak, “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarıyla 13 Ekim’de Amed’de büyük bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Türkiye ve Kurdistan kentlerinde miting hazırlıkları sürüyor. ANF’ye konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gündüz, mitinge katılımın önemini vurguladı.
TECRİT, TÜM YAŞAM ALANLARINDA
Gündüz, tecrit atmosferinin hakim olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Tecrit, bugün sadece İmralı’da değil, Kürdistan’ın ve Kürtlerin tüm yaşam alanlarında ağırlaştırılıyor. Sayın Öcalan şahsında bir halk tecrit ediliyor. Devlet aklının yüz yıllık yok etme ve asimile etme politikası, Kürtlere dönük özel savaş politikaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden tecridi bir kişinin ya da bir cezaevinin tecrit edilmesi olarak görmüyoruz. Hukuksal bir dayanağı da yoktur. Tamamen politikleşen, düşmanca bir yaklaşım sonucudur. Bugün tecrit, tüm coğrafyamızda, tüm Ortadoğu’da etkilerini göstermektedir. İnsani ve hukuki hiçbir dayanağı olmayan tecrit koşullarının, dünyada örneğine rastlamak da imkansız. Türkiye, tecrit politikasıyla suç işlemektedir.”
TECRİDİN GÜNDEMİNE DE TECRİT
Ekonomik kriz, ekolojik talan, savaş politikaları gibi toplumu derinden etkileyen krizlerin, tecridin sonucu olduğunu vurgulayan Gündüz, şöyle devam etti: “Halkta artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Tüm bu krizlerin çözümü de Sayın Öcalan’ın halka sunacağı perspektiflerdedir. Mutlak iletişimsizlik, diyaloğun ve çözümün önünü kapatıyor. Çözümden kaçan iktidar, ülkeyi yokuş aşağı sürüklemekte kararlı. Toplumun taleplerini görmezlikten gelerek, sadece kendilerini yaşatma gayesindeler. Tecridin gündeme gelmesi bir şekilde izole ediliyor. Tecrit diye bir gündem yokmuş gibi davranılıyor. Biz görmezden geldikleri ne varsa haykırmaya ve göstermeye devam edeceğiz. Türk medyası tecride karşı yapılan hiçbir eylemi görmüyor ve topluma da yansıtmıyor. Biz de buna karşı her yerde eylem ve etkinliklerimizi sürdürüyoruz. AKP iktidarı tecrit gündemini ciddiye alana ve Sayın Öcalan ile diyalog sürecini başlatana; Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar bu eylemlerden geri adım atmayacağız.”
AMED’DEN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ
Gündüz, 13 Ekim’de yapılacak olan miting için halka çağrıda bulunarak, şunları söyledi: “Tecride karşı özgürlüğü, tecride karşı diyaloğu, tecride karşı çözümü savunuyoruz. Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsak var. Cezası bittiği halde tahliyesi ertelenen tutsaklar var. Cezaevi koşullarının da göz önünde bulundurularak tüm hasta tutsaklar için de özgürlüğün kapılarının açılmasını talep ediyoruz. Rehin tutulan arkadaşlarımızın özgürlüğünü talep ediyoruz. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ve Kürt halkı nezdinde kabul görmeyen, mahkum edilen tecridin bir an önce son bulmasını talep ediyoruz. Bu taleplerimizi birlikte haykıracağımız Amed’deki mitingimize tüm halkımız davetlidir. Tüm halkımız özgürlüğün ve müzakerenin çağrısını Amed’den yapmalıdır, barışın elini Amed’den kaldırmalıdır. Amed’den tüm dünya kamuoyuna Kürt halkının talebini duyuracağız.”