HDP: İktidar Kürt gazetecileri hedef alıp suçlarını gizlemeye çalışıyor

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, "Kürt gazetecileri hedef alarak toplumu susturmayı, suçlarını gizlemeyi amaçlıyorlar" diyerek, Kürt basınıyla dayanışmaya çağırdı.

HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, AKP-MHP iktidarının Kürt basınına dönük saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "Bu sabah Diyarbakır merkezli yapılan gözaltı saldırılarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JINNEWS editörü Gülşen Koçuk,  Mezopotamya Ajansı editörü Aziz Oruç ile gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Berivan Karatorak, Esmer Tunç, Neşe Toprak ve Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel’in de aralarında olduğu çok sayıda özgür basın emekçisi gözaltına alındı. AKP-MHP iktidarı toplumsal desteğini yitirdikçe, siyaseten kaybettikçe, çaresizce partimize, Kürt kurumlarına, muhaliflere saldırarak, hukuk dışı ve korkakça saldırılarla ömrünü uzatmaya çalışmaktadır" denildi.

'SEÇİM KAMPANYASININ DA PARÇASI!'

Açıklamada şunlar da kaydedildi:

"Bugün saldırıların merkezinde yer alan özgür basın emekçileri her dönem iktidarların, onların paramiliter güçlerinin, paralel yapılarının hedefi haline geldi. '90’lı yıllarda JİTEM’in, Hizbullah’ın, Çiler iktidarına bağlı yasadışı silahlı çetelerin katliamlarla hedef aldığı özgür basın çalışanları, 2000’li yıllarda AKP iktidarı ve ortağı Cemaat tarafından siyasi soykırım operasyonları ile hedef alındı. Hakikati zor şartlarda halka ulaştıran onlarca Kürt gazeteci katledildi, cezaevleri gazetecilerle dolduruldu, gazete binaları bombalı saldırıya uğradı. Çiller iktidarının MGK’de aldığı kararlarla özgür basın kurumları susturulmak istendi.

AKP ve Cemaatin 2011 yılında 'KCK Basın Davası' adı altında hedef aldığı Kürt gazeteciler bugün aynı yöntemlerle AKP ve MHP’nin saldırılarına maruz kalıyor. AKP '90’lı yılların karanlık dönemlerinden, darbeci diye tanımladığı cemaatten miras aldığı bu çözümsüz politikaları hayata geçirip farklı bir sonuç elde etmeye çalışıyor. Biz biliyoruz ki Kürt halkına, Kürt halkının kurumlarına, partimize, muhaliflere, gazetecilere yönelik azgınlaştırılan bu saldırılar iktidarın seçim kampanyasının bir parçasıdır.

'AKP-MHP İKTİDARI SUÇLARINI GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR'

Bu faşizan zihniyet her dönem Kürtlere karşı yaptığı katliamlardan önce Kürt gazetecileri hedef alarak toplumu susturmayı amaçladı. 2011 yılında Kürt gazetecilere yönelik yapılan gözaltı ve tutuklama saldırısından bir hafta sonra Roboskî Katliamı gerçekleştirilerek katliam karanlıkta bırakılmak istendi. Bugün de özgür basın çalışanlarının Kuzey Doğu Suriye’ye yapılacak saldırı öncesinde gözaltına alınmış olmaları dikkat çekicidir. AKP ne tür suç hazırlıkları içindedir, neyi gizlemeye çalışmaktadır?

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Gazetecilere yönelik saldırılar aynı zamanda iktidarın acizliğinin, çaresizliğinin, ömrünü uzatma çabasının bir sonucudur. Ama bunların tamamı nafile çabalardır. Apê Musa’dan, Gurbeteli Ersöz’den hakikat mücadelesini devralan özgür basın çalışanları dün Çiller’in sokaktaki çetelerine, Cemaatin yargı içine yerleştirdiği çetelere boyun eğmedi bugün de AKP ve MHP’nin faşizan ve saldırgan politikalarına karşı asla boyun eğmeyecek. Dün gazetecileri hedef alanların tamamı, yargıç cübbesi giyen çeteler tarihin karanlık sayfasında yer aldı, bugünkü aktörler de onların akıbetini yaşayacaktır.

Özgür basın çalışanlarına yönelik saldırıları şiddetle kınıyor, hakikat mücadelesini yürüten gazetecilerin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Bütün kamuoyunu da bu saldırılara karşı sessiz kalmamaya, gazeteci meslek örgütlerini meslektaşlarıyla etkili dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz."