HDP Dış İlişkiler Temsilciliği tarafından bir çok dilde yayınlanan çağrıda, Türkiye’deki duruma ve seçimlerin önemine dikkat çekildi. HDP Eş Genel Başkanları’nın imzasını taşıyan çağrıda, “24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerine, Olağanüstü Hal ve terör ikliminde giriliyor” denildi.

AKP-MHP ittifakının seçimleri 15 ay erkene aldığını hatırlatan Eş Genel Başkanlar, “ağır siyasi istikrarsızlık ve artan ekonomik sorunlarla birlikte son derece gergin bir ortamda seçimlerin yapılacağına” dikkat çekti.

DEMOKRATİK GELECEK TEHLİKE ALTINDA

Eş Genel Başkanlar, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece beş yıllığına Türkiye yönetimini belirlemeyecek, bu ülkenin demokrasini de geri dönülmez bir şekilde tehlike altında altına koyuyor” dedi.

Özellikle Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana yaşanan gelişmelerin hatırlatıldığı çağrıda, “son derece otoriter” bir yönetime vurgu yapılarak, “Bugün Türkiye’de ne kuvvetler ayrılığı ne de adaletin bağımsızlığı yok” denildi.

SEÇİMLERDE YASADIŞI UYGULAMA ENDİŞESİ

Erdoğan’ın neredeyse tüm medyayı da kendi kontrolüne aldığını belirten Eş Genel Başkanlar, bir süre önce kabul edilen seçim yasasının da hile ve düzensizlikleri yasalaştırdığına dikkat çekti.

Baskıların özellikle HDP ve DBP’yi hedeflediğini belirterek tutuklanan vekiller ve seçilmişleri hatırlatan Eş Genel Başkanlar, “Sonuç olarak çok sayıda yorumcu AKP-MHP koalisyonunun Erdoğan’ın stratejileri sayesinde seçimleri kazanacağını söylüyor: Kamu kaynaklarının yasadışı bir şekilde seçimler için kullanılması, medyanın tekelleştirilmesi ve muhalefete baskıyı güçlendirmek için olağanüstü halin kullanılması” diye belirtti.

KAZANMAK ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL

Seçimler için böyle bir ortamın, başta Kürt kentleri için geçerli olmak üzere son derece eşitsiz olduğunu belirten Buldan ve Temelli, Erdoğan ve ittifakları çok sayıda avantaja sahip olsalar da, kazanmalarının garanti olmadığının altını çizdi. Çağrıda, “Erdoğan ve ittifaklarını yenmek çok zorlu olabilir ama imkansız değil. Türkiye’de zulüm korkusu var ama aynı zamanda demokratik bir gelecek için umut ve mücadele de var” denildi.

Eş Genel Başkanları, “tüm uluslararası kurumları ve ilgili kişileri Türkiye’nin demokratik geleceği için, başta Kürt kentlerine olmak üzere seçimlere gözlemci olmaya” çağırdı.