Irak seçimleri kızışıyor, siyasi cinayetler, saldırılar başladı

Irak parlamento seçimlerine 2 hafta kala parti ve listeler mitinglere hız verirken Hewler ve Behdinan merkezli siyasi cinayetler, adaylara taşlı sopalı saldırılar başladı.

Başurê Kürdistan’da ilk defa seçime giren Arap partileri olarak adlandırılan partiler de Süleymaniye, Hewler ve Kerkük’te sahaya indi. Öte yandan Türkiye’nin işgal DAİŞ’in ise seçimleri tehdit, Kerkük merkezli saldırıları da aralıksız bir şekilde devam ediyor.

Irak seçimlerine iki haftada kaldı. Partiler, listeler seçim propagandalarına hız verdi.

Haşdi Şabi’nin kurucusu ve siyasi lideri Hadi Amri’nin başında olduğu Fetih, Başbakan Haydar Abadi’nin başında oludğu Nasır, Nuri Maliki’nin başında olduğu Kanun Devleti, Mukteda Es Sadr’ın başında olduğu Sairun, Amr Hekim’in başında olduğu Ulusal Hikme listeleri ile Sünnilerde en güçlü parti ve aday olan İyyad Alavi’nin başında olduğu parti ve liste Bağdat, Basra, Kerbela, Necef, Musul ve diğer Şii ile Suni bölgelerdeki propaganda faaliyetlerine hız verdi.

ŞİİLER ARASINDAKİ AYRIŞMANIN PROPAGANDAYA YANSIMASI...

Şiiler ABD’ye ve İran’a yakın iki ana grupta olsa da listelerin kendi aralarındaki çekişmesi de sürüyor. Şimdiye kadar Kanun Devleti Koalisyonu içinde yer alan Amr Hekim’in Ulusal Hikme, Mukteda Es Sadr’ın Sariun ve şimdiki Başbakan Haydar Abadi Nasır Koalisyonu bu kez ayrı ayrı seçimlere katılıyorlar. Nuri Maliki’nin Kanun Devleti Koalisyonu içinde yer alan iki güçlü kanattan biri olan Haydar Abadi’nin başındaki Nasır Koalisyonu ilk defa ayrı seçimlere girmiş olması Şiiler içindeki ayrışma ile birlikte bu ayrışmanın İran ve ABD arasındaki mücadele olduğunu da gösteriyor.

Irak Başbakanı Haydar El-Abadi’nin kurduğu Nasr listesindeki hareketlilik, seçim öncesi dönemde en çok konuşuldu. Zira Abadi’nin Nasır listesi önce Hadi El-Amiri liderliğindeki Fetih Listesi ile birleşti, daha sonra buna Ammar El-Hekim liderliğindeki Hikme Hareketi’nin de kattı.

Bu birleşme Nasr listesini çok büyük bir koalisyon haline getirdi, ancak daha sonra her iki grup da Nasr listesinden ayrıldı. Böylece seçimlerde Şiilerin yoğunlukta olduğu 5 etkili liste ortaya çıktı. Bundan dolayı Şiilerin, Haydar El-Abadi’nin başında olduğu Nasır, Hadi El-Amiri’nin başında olduğu Fetih, Nuri El-Maliki’nin başında olduğu Kanun Devleti, Ammar El-Hekim’in başında olduğu El Hikme, Mukteda El-Sadr’ın başında olduğu Sariun gibi 5 büyük listeleri oluşsa da seçimlerin Hadi Amiri’nin Fetih Listesi ile Haydar Abadi’nin Nasır listesi arasında geçeceği belirtiliyor.

Diğer listeler ise 2014 yılında kazandıkları sandalyeye yakın bir sonuç alacakları belirtiliyor.

ABADİ KÜRTLERİN OYLARINA GÖZ DİKTİ

Hadi Amiri’nin Nuri Maliki ile aynı cephede yer alması, Maliki’nin yıpranmasından ötürü İran yanlısı ve Haşdi Şabi’nin korucusu Hadi Amri’nin daha fazla oy alarak Irak seçimlerinde İran’a yakın cepheyi iktidara taşıması bekleniyor. Bu listelerin hepsinin hitap ettiği kesim ve seçim bölgelerinin aynı olması ise aralarındaki mücadeleyi kızıştırıyor. Listelerin tamamı Şii bölgelerde birbiri ile yarışırken Haydar El Abadi’nin Şii bölgelerle birlikte Başurê Kürdistan’da ilk defa listesinden adaylar göstererek Kürtlerin oylarına da oynadığını görülüyor.

Abadi Kerkük ve tartışmalı bölgeye müdahale, yine Başurê Kürdistan partilerinin 26 yıllık iktidarlarında halkı bıktırmalarından faydalanarak Kürtlerin oylarına göz diktiğini söylemek yanlış olmaz. Abadi önce Süleymaniye ardından Hewler ve daha sonra da Kerkük’te listesinin seçim propagandası bürolarının açılışına katılıp, adaylarını tanıtması Abadi’nin Kerkük ve Başurê Kürdistan’daki Kürt oylarına oynadığı, bunun için diğer Şii listelerden farklı bir politika izlediğini kanıtlıyor.

SUNİLER ÇOK PARÇALI...

Suniler fazlasıyla parçalı ve dağınık olduğu için herhangi bir iktidar iddiaları yok. Zira Irak’ta en fazla milletvekili çıkarılan yerlerde biri ve Sunilerin merkezi olan Musul’daki durum suni partilerinin oy oranlarını etkileyeceği gibi iktidar iddialarını da zayıflatıyor. Suniler içindeki en etkili parti İyyad Alavi’nin başında olduğu partidir. Bu partinin Başurê Kürdistan’daki bazı partilerle ilişki içinde olduğu hatta Irak Cumhurbaşkanlığı ve meclis başkanlığı konusunda bir anlaşma yaptığı yönünde iddialar da mevcut. İyyad Alavi’nin en baştan beri ve ilk defa Başurê Kürdistan’da milletvekili adaylarını gösteren bu seçimlerde de adaylar göstermesi bu iddiaların doğru olabileceğini de gösteriyor.

Irak Parlamento seçimleri tüm liste, partiler Irak’ın Bağdat, Kerbela, Necef, Basra, Musul, Tel Afer, Tikrit, Anbar vilayet, eyaletleri başta olmak üzere her yerinde propagandalarını rahat bir şekilde yapıyor. DAİŞ seçimleri tehdit etse de partiler, listeler seçim propagandalarına ara vermeden devam ediyor. Şu ana kadar Irak’ın hiçbir yerinden propaganda yapılırken herhangi bir saldırı ve öldürme haberi gelmedi.

BAŞURÊ KÜRDİSTAN'DAKİ SEÇİM PROPAGANDALARINA KAN VE ŞİDDET BULAŞTI

Ancak Başure Kürdistan’da ise seçimlere iki hafta kala saldırı ve şiddet haberleri gelmeye başladı. Önce Kerkük’te seçim propagandası için bulunun 120 Numaralı Listenin partisi Newaye Nu’nun başındaki Şahsuvar Abdulkadir Vahit’e bazı gençler propaganda sırasında saldırı girişiminde bulundu. Aradan üç gün geçmeden Başure Kürdistan Yüksek seçim kurulundan 600 bin ölü için oy kullanıldığı açıklamaları yapıldı. Bu açıklamadan iki gün sonra YNK’li Yüksek Seçim Kurulu İdari İşleri Genel Müdürü Farıs Mıhammed Hewler’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

Aradan bir hafta geçmeden Zaxo’da seçim propagandası için bulunun ve pazarda halkla buluşan 120 numaralı listenin 1. Sıradaki adayı Akademisyen Kamuran Berwari örgütlendirilmiş bir grubun taşlı sopalı saldırısına uğradı. Berwari’ye saldırıda bulunan kişinin kimliği açığa çıkması, Zaxo Asayiş üyeleri ile boy boy fotoğraflarının olması bu saldırıyı kimlerin planladığını da gösteriyor.

Bu tür saldırıların önü alınmazsa Başure Kürdistan’daki Irak parlamento seçimlerine gölge düşer. Bu olaylar hakim güçlerin adaylara yönelik saldırıların önünü açması demektir. Eğer bu güçler bununla oylarının artacağını düşünüyorlarsa ciddi bir yanılgı içinde olduklarını bilmeleri gerekiyor. Zira Başur halkı şiddetin ve savaşın içinde büyümüş bir halktır. Şiddet ve saldırılarla onları kendi lehlerine çevrilecek bir halk değil. Bunun aksine bu saldırıları planlayanlara oy olmaktan çok oy kaybına uğratacakları bilinmesi gerekir. Zira Başur halkı bir yere kadar saldırılara karşı sessizde kalabilir ancak bir yerden sonra saldırılara karşı adaylarını, oy verecekleri kişileri korumak için bizzat sahaya da inebilir. Çünkü daha önceki seçimlerde bu tür olaylarda yaşandı.

BAŞUR HALKININ İŞGALCİLERE KARŞI TUTUMU NET

Kürtler arasındaki bir bölünme ve parçalanmanın karşı güçlere yaradığını tüm güçler biliyor. Ancak neden birbirlerine karşı daha demokratik, sorunlara çözüm proje ve programları ile değil de şiddetle, sindirme ile bir yarış içine giriyorlar diye herkesin merakla cevabını beklediği sorulardır. Irak seçimlerinde daha fazla demokrasi, Irak’ın demokratikleştirilmesi, Kürdistan’a Statü ve işgalciliğe karşı programları olan ve bu politikayı esas alan güçler kazanacak. Zira güney halkı 17 ekimle birlikte yaşanan süreç ve ardından Efrîn işgal ve katliamı ile Bradost alanına yönelik çok derinden yürüyen işgale karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.

Ayrıca Kürdistan’a statü ve kazanılan statülerin korunması için Kürt güçlerine birlik mesajlarını açık bir şekilde verdi. Kürdistan ve birlikte yaşadıkları ülkeler içinde demokratikleşme mesajlarını her koşulda veriyorlar. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde Başur halkının şiddet, öldürme değil, demokratik, her partinin özgürce propagandasını yaparak, seçmenlerin özgür bir ortamda oylarını kullanmak istedikleri bir seçimi destekledikleri rahatlıkla görülebilir.

O yüzden şiddet ve öldürmeden tüm güçlerin kaçınması özellikle de halk tarafından isteniyor. Bundan kaçınmayan güçler ise seçimlerde daha fazla kaybedeceğini de söylemek yerinde olur.