Geçtiğimiz günlerde İsviçre’nin Kasım 2014’te Suriye’ye, sarin gazı üretiminde kullanılabilen izopropil alkol ihracatına onay verdiği ortaya çıkmıştı. Konuya ilişkin açıklama yapan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) Mayıs 2014’de Başar El Esad rejiminin izopropil alkol stoklarının tamamının imha edildiğini ifade ederek, İsviçre’nin Suriye’ye ihracatını yaptığı izopropil alkolün kimyasal silahlara ilişkin sözleşmece yasak olmadığı ama sarin gazı üretiminde kullanabileceğini belirtmişti.

Kimyasal silahların yasaklanmasından yaklaşık altı ay sonra İsviçreli bir şirketin ağır bir iç savaşın yaşandığı Suriye’ye 5 ton izopropil alkol ihraç ettiği ve buna İsviçre hükümetinin sessiz kalmasının ortaya çıkması büyük yangı uyandırmıştı.

Konuya ilişkin yetkili ağızlardan hala doyurucu bir açıklama gelmezken, konuyu İsviçre’nin en büyük gazetelerinden Tages-Anzeiger’deki köşesine taşıyan ülkenin önde gelen gazetecilerden Kurt Pelda, “Yaşanan bu durum İsviçre ve İsviçre hükümeti için bir utançtır” dedi.

‘KABUL EDİLEBİLİR BİR YANI YOK’

“2011 Suriye’deki iç savaş başladığında kimse ülkedeki sivillerin bir gün sarin gazı ile vahşice katledilebileceğini düşünmedi, ama buna rağmen İsviçre Federal Konsey Üyesi Johann Scheider-Amman diktatör Beşar Esad rejiminin temel Suriye kasaplarına yaptırımlar uyguladı. Yine AB Suriye’ye gaz ihracatı yasağı getirilmesini bile düzenlenmiştir” diyen Pelda, buna rağmen 2014 Suriye’ye bu gazın ihracatının yapılmasının kabul edilir bir yanın olmadığını söyledi.

‘İSVİÇRE İÇİN BİR UTANÇTIR’

İsviçre’nin Suriye’ye sattığı sarin gazı üretiminde kullanılan izopropil alkolün hiçbir zaman sivil katledilmesinde kullanılıp kullanılmadığını muhtemelen bilmeyeceğini söyleyen Pelda, köşesinde şunlara dikkat çekti: “İsviçre Ekonomiden Sorumlu Sekretaryası (SECO) satışı yapılan bu alkolle yürürlükte olan hiçbir yasayı ihlal etmemiş olsa da alıcı Suriyeli bu şirketin araştırması ve incelemesi gerekirdi. Kaldı ki; 2014’de Esad rejiminin sivillere karşı insanlık dışı uygulamaları çok açıktı.”

Ülkenin önde gelen gazetecisi Pelda, köşesini şu cümlelere yer verdi: “Birilerinin dediği gibi bu konu sadece üzücü değil, aynı zamanda İsviçre ve İsviçre hükümeti için bir utançtır”