Seçimin anahtar partisi HDP’dir

Kuşkusuz bu muhalefet partileri ile AKP-MHP faşizmini ve Erdoğan diktatörlüğünü aynılaştırmak yanlıştır. Şu anda esas olarak AKP-MHP faşizmine karşı mücadele etmek önemlidir.

Türkiye'deki diğer siyasi partilerin durumu dikkate alınınca HDP'nin Türkiye için ne kadar gerekli bir parti olduğu bir daha anlaşılıyor. Türkiye'nin demokrasiye ihtiyacı var. Bu da ancak zihniyette, siyasal anlayışta ve toplumsal yaşamda köklü değişikler gerektirecek demokratik devrimle sağlanabilir. Kuşkusuz Türkiye ve Kürdistan'da on yıllara dayalı demokratik devrim mücadelesi vardır. Bu mücadelenin yarattığı birikimin demokrasi ile taçlanması gerekmektedir. Legal siyasi mücadele alanında demokratikleşme birikiminin demokrasiyle taçlanmasına katkıda bulunacak en temel parti HDP’dir. Kuşkusuz sadece HDP'nin mücadelesiyle Türkiye'de yürütülen demokratik devrim mücadelesi sonuca ulaştırılamaz. Zaten HDP böyle düşünürse büyük bir yanılgı içine düşer. Ancak Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesinde çok önemli parti olduğu şimdiye kadar gözüktüğü gibi 24 Haziran seçim süreci de demokratik siyasal alanın en temel partisi olduğunu bir daha gözler önüne sermiştir.

AKP'nin kendini iktidarda tutmasının en temel faktörü ‘Kürt düşmanlığını en iyi ben yaparım, Kürtleri en iyi ben soykırıma uğratırım’ politikası olmaktadır. İktidarını buna dayandırdığı gibi Kürtleri ve Kürtlerle ilişkili demokrasi güçlerini de en büyük düşman olarak görmektedir. Türkiye'de demokrasi düşmanlığı böyle bir anlayışla yürütülmektedir. Bunun en somut ifadesi ise PKK ve HDP'nin hain olarak gösterilmesidir. Eskiden PKK için bu dil kullanılırdı; şimdi HDP'de aynı kategoridedir. Türkiye'de demokrasi olmamasının, demokrasi adına kırıntıların ve bazı biçimsel kurumların ortadan kaldırılması da tamamen HDP'yi etkisizleştirmek içindir. Kim HDP'ye yakın durursa ya da ilişkilenirse onlara da hain muamelesi yapılmaktadır. Türkiye'deki iktidarın faşist karakterini belirleyen de bu yaklaşımdır. 

Şimdi hem Erdoğan diktatörlüğü ve AKP-MHP faşizmine karşı çıkıldığı söyleniyor hem de onun yarattığı anlayışa karşı durulmuyor; hatta bu anlayış kabul ediliyor ya da meşrulaştırılıyor. Türkiye'de başta CHP olmak üzere tüm partiler AKP-MHP faşizminin yarattığı HDP, dolayısıyla Kürt düşmanlığına karşı çıkmadan demokratik olamazlar ve demokrasi mücadelesi vermezler. Nitekim AKP-MHP faşizmi ve Erdoğan diktatörlüğüne karşı tutarlı bir mücadele yürütülememesinin nedeni budur. En son muhalefet partilerinin HDP'yi dışlayarak seçim ittifakı oluşturmaları onların AKP'nin oluşturduğu faşist ve Kürt düşmanı zihniyete karşı ne tutarlı ne de cesaretli olduklarını göstermiştir.

Kuşkusuz bu muhalefet partileri ile AKP-MHP faşizmini ve Erdoğan diktatörlüğünü aynılaştırmak yanlıştır. Şu anda esas olarak AKP-MHP faşizmine karşı mücadele etmek önemlidir. Eğer AKP-MHP iktidarına faşist diyorsak ona karşı en geniş anti-faşist cepheyi yaratmak önemlidir. Bu faşizme karşı olanları esas hedef olarak göstermek doğru değildir. Ancak bu siyasi güçlerin karakteri Türkiye'deki gerçek demokratik alternatifin HDP olduğu ve onun verdiği mücadelenin Türkiye'nin demokratikleşmesinde temel rol oynayacağını kanıtlar. 

Bu açıdan gerçek demokratik ve sol güçlerin bu seçimde HDP etrafında birleşmesi çok önemlidir. Tüm demokrasi güçleri ve sosyalistlerin bu seçimde HDP'yi güçlü çıkarmaları tarihi sorumluluktadır. HDP'yi güçlü kılmak şimdiye kadar yürüttükleri demokrasi mücadelesine ve bu doğrultuda verdikleri bedellere sahiplenmektir. Şimdi 2 temel ittifak kurulmuştur. Birincisi AKP-MHP faşist ittifakıdır. İkincisi bu faşist iktidardan zarar gören diğer bir egemen sınıf ittifakıdır. Bunlar karşısında güçlü demokrasi ve halk güçlerinin ittifakına ihtiyaç vardır. Bunu da sağlayacak siyasi güç HDP’dir.  

Tüm demokratik güçler, sosyalistler ve halk güçleri bilmelidir ki HDP barajı aşmaz, güçlü bir pozisyona gelmezse AKP'nin geriletilmesi sağlanamaz. AKP-MHP faşizmini legal siyasal alanında yenilgiye uğratacak olan HDP'nin güçlü biçimde barajı aşması olacaktır. AKP seçimden yenilgiyle çıkacaksa böyle çıkacaktır. HDP'nin barajı aşmaması durumunda AKP'nin meclis seçiminde yenilgiye uğratılması mümkün değildir. Bunu AKP-MHP faşizmine karşı olduğunu söyleyen herkes bilmelidir  

Bu açıdan ancak gerçek demokrasi ile özgürlüklere kavuşacak olan Kürtler ve Aleviler HDP etrafında toplanmalıdırlar. Kürtler zaten bu seçimde HDP'ye en yüksek düzeyde oy verecektir. AKP'ye oy vermiş Kürtler bile bu seçimde HDP'ye kayacaktır. Ancak HDP'nin barajı aşması karşısında en hassas olması gereken toplum kesimi Alevilerdir. Aleviler HDP güçlü biçimde barajı aşmadan bu dinci, mezhepçi faşist ittifakın geriletilmeyeceğini görmelidir. Bu açıdan Alevilerin oylarını HDP'ye vermeleri kendilerinin yürüttükleri özgürlük ve demokrasi mücadelesi açısından önemlidir. 

Sosyalistler başta olmak üzere tüm sol gruplar ve demokratikler bu dönemde HDP'yi 7 Haziran’dan daha güçlü bir konuma getirmelidirler. HDP'nin seçim başarısı onlarında başarısı olacaktır. AKP-MHP karşıtı güçleri de daha fazla demokrasi mücadelesi içine çekecek olan da HDP etrafında oluşacak güçlü bir sol ve demokrasi ittifakıdır. 

AKP-MHP ittifakının en önemli amacı HDP'yi baraj altında düşürmektir. Çünkü bu en temel demokrasi dinamiği saf dışı edilmek isteniyor. Böylece AKP-MHP faşizmi daha kolay at koşturacaktır. Bu açıdan HDP etrafında birleşmiş güçlü bir demokrasi ittifakını oluşturulması bugün en temel demokratik duruş olarak görülmelidir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika