Yazılı bir açıklama yapan TJA, “Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin kaldırılması ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle TJA aktivisti ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve cezaevlerinden tüm dünyaya yayılan açlık direnişleri kritik bir evreye girerken, Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yıllardır bütün dünyanın gözleri önünde sürdürülen bu işkence rejimine karşı Ayten, Zehra ve Medya yoldaşlarımız yaşamına son vermiştir” dedi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Ayten, Zehra ve Medya yoldaşlarımızın gerçekleştirmiş oldukları bu eylemleriyle kadın özgürlük mücadelesinin sayısız öncülerinden biri haline gelerek, inanmışlıkları ve cesaretleriyle AKP-MHP faşizminin zulmünü ve acımasız yüzünü bir kez daha teşhir etmişlerdir. Korku sessizliğine izin vermeden ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olarak sürdürülen mutlak tecrit uygulamalarını protesto etmek ve aylardır bedenini açlığa yatıran direnişçileri yaşatmak için kendi yaşamlarını feda ederek, bu eylemleriyle tüm kadınlara, topluma ve dünya kamuoyuna mutlak tecridi kırmak amacıyla duyarlı olma çağrısında bulunmuştur.”

Cenazelerin kaçırılmasına tepki gösteren TJA, şöyle belirtti: “Ayten, Zehra ve Medya yoldaşların cenazelerinin polis ve jandarma tarafından korsanvari bir biçimde ailelerinden kaçırılarak defnedilmesi bir çığlığa dönüşen direnişlerden, AKP-MHP faşizminin ne kadar korktuğunun açıkça göstermektedir. Bu faşizan saldırılar ülkenin içine sürüklendiği karanlığı toplumdan gizleme yöntemidir. Bu karanlık yöntemde ısrar eden faşist AKP-MHP ittifakının tutumuna karşı binlerce kadın ve siyasi tutsak direnişlerini yükselterek mücadeleyi büyütmüşlerdir. Bilinmelidir ki kadınların mutlak tecride karşı haklı mücadelesi baskı ve tehditlerle asla durdurulamaz. Mücadelemiz tecridi kırana kadar devam edecektir.”

TJA açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Bütün bu faşizan saldırılar karşısında, başta Türkiye halkları olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının birlikte yaşama umudu olan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan şahsında tüm topluma uygulanan mutlak tecridi kırmaktan ve bir arada yaşamın savunucusu olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bu temelde başta kadınlar olmak üzere barışa inanan tüm kesimleri, tecridi kırmaya ve bu faşizan saldırılar karşısında direnme ve mutlaka kazanma kararlılığıyla, direnişin öncülerinden Leyla Güven olmak üzere tüm direnişçilerin sesine ses olmaya davet ediyoruz.”